hepimiz koltukta oturmuş, masanın üzerine özenle yerleştirdiğimiz atıştırmalıkları yiyorduk. ha birde unutmadan bunu da ekliyeyim, taehyung'un zırlamalarını da dinliyorduk. bu gecenin asıl konusu taehyung ve taehyung için onu aldatan jeongguk'tu, amma onlar hiç flört bile değildiler.
"ben aldatılacak adam mıyım siz söyleyin ben aldatılacak insan mıyım?? ben çok mutluydum böyle kendi halimde. tatlı, yakışıklı bir insandım ha birde mutluydum. bu kadar üzülmeyi hakketmedim"
kızlar birbirine bakmış, durumun ciddiyetini şimdi daha iyi anlamıştılar. taehyung resmen çöküşdeydi. birazdan gözünden yaş bile gelmeyecekti yani o derece. yalıdan dışarıya adımımızı attığımız gibi ağlamaya başlamıştı. şimdi ise herkes birbirine bakıyor, 'ne yalan uydursakta taehyung kendini daha iyi hissetse' diye düşünüyordu. aralarında ki en saf ve güzel kalpli olan yeji kendini daha fazla tutamamış ipleri ele almıştı.
"neden öyle söylüyorsun taehyung, sen mutsuz olmayı hakedecek son kişi bile değilsin. ayrıca hâlâ da çok yakışıklı ve tatlıısın. sadece kalbin çevrimdışı halde o kadarcık yani"
"yeji zaten benim kalbimin çevrimiçi olması, hem yakışıklılığıma, hem de tatlılığıma etki ediyor. eğer kalbim kırıksa, ne yakışıklılığımın, ne de tatlılığımın hiçbir önemi kalmıyor "
"belki de biz durumu yanlış anlamışızdır he taehyung? olamaz mı" arayı yumuşatmaya çalıştı dylan.
"kanka geldi dedi ki içerde sevgilim var bunun neresi yanlış anlaşılıyor acaba" taehyung yine kendini tutamamış ağlamaya başlamıştı.
"al canım peçete" rosé masanın üzerindeki mendili alıp taehyung'a uzatmıştı.
göz yaşlarını silen ve arada burnunu çeken taehyung rosé'ye bakıp teşekkür etti "teşekkür ederim aşkım"
"ya kızlar yemin ederim içim daraldı bunaldım yani" wonyoung ağlama vibe'ından sıkılmıştı anlaşılan
"ne yapmamızı önerirsin wony? partileyelim mi" dedi jennie
"ağlamakta bir işe yaramıyor ama. sen ağlayınca jeongguk gelip ayaklarına kapanmayacak"
"ağlamayıpta ne yapayım wonyoung"
"meselaa bir bara gidelim iki üç şarkı dinleyip dans edelim kendimize gelelim ya. yas mı tutuyoruz burda"
"bugün bu kız hep doğru şeyler söylüyor he"
"ee işimiz gereği"
"o zaman benim bildiğim bir mekan var oraya gidelim" dedi yves
"hadii hazırlanalım o zaman"
derek ve dylan taehyung'u zor da olsa oturduğu koltuktan kaldırmış, giysi seçmeye zorluyordu şimdi.
herkes hazır olduğunda jennie evin kapısını kitlemiş ve arabaya doğru giden arkadaşlarının peşinden gitmişti. taehyung feci halde olduğu için bu gecelik arabayı rosé sürecekti.
10 dakika sonra yves'in tarif ettiği mekana ulaşan sekizli grup arabadan inmiş ve mekana giriş yapmıştılar.
içeri girdikleri gibi kahkaha sesleri, müzik, gürültüler birbirine karışmıştı. biraz da içki kokuyordu bura
"şuraya geçelim gelin"
hepsinin sığacağı masayı bulmuş ve oturmuştular
"ee o zaman ben içkileri getireyim. kim gelir benimle?" ayağa kalktığında yeji yardım için arkadaşlarına bakıyordu
"ben gelirim" bir anda wonyoung ayağa kalktı
"sormam hata tabii ki sen gelirsin"
"bak bu kaçıncı oldu kırılıyorum ama" sahte üzgün ifadesini yüzüne yerleştiren wonyoung yeji'ye numara yapıyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sağır duymaz uydurur kaşar durmaz vurdurur
Fantasyher seyin bahsi gectigi bir grup texting fiic mi istiyorsun?? o zaman oku bakalim(reklam sesiyle) saka bunu okumayin lutfen cok utanc verici..