0.3

41 3 0
                                    

Hayattan nefret ediyorum demiş miydim?

Kafamı çevirdiğim de gördüğüm görüntü kusmamı sağlayacak dercede kötüydü.

Çünkü bana orospu muammelesi yapan komutanın odasına kıpkırmızı deriden yapılmış elbise demeye bin şahit bir kumaş parçası evet evet kumaş parçası çünkü kadının heryeri gözüküyordu platin sarı saçlarına inat simsiyah kaşları ve biraz daha estetik yaparsa patlayacak dudakları olan 40 cmlik ayaklarına inat giyindiği uzun kırmızının aksine fosforlu mavi ayakkabıları ve tahminen 10 cmlik tırnakları olan bir kadın girmişti.

Şuan Rosé burda olsaydı gülmekten kıpkırmızı olmuştuk ama burda değildi sahiden ben ona gideceğimi de söylemedim kesin oradaki erkekler ona yavşamıştır.

Neyse kendimi kahkaha atmamak için tutarken artık nefessiz kalmıştım zorlanıyordum keşke telefonum burda olsaydı Rosé'ye gösterirdim en azından komutan kalın ses tonuyla ”Ne hakla benim odama izinsiz haber vermeden geliyorsun sen!" Diye bağırdı Tanrım şuan kahkaha atmanın sırası değildi ama kendimi tutamıyordum ardından öksürük sesi ve gelen sinek vızıltısı gibi bir ses " Ya aşkım bana kızma ben nereden bileyim içerde birinin olduğunu" dedi.

Kendimi o kadar çok sıkıyordum ki karşımda duran aynaya baktığımda gerçektende kıpkırmızı olduğumu gördüm ve ardından gelen o parfüm kokusu patlama nedenim olmuştu.

Kadın evinde ne bulduysa üzerine sıkmıştı ve bu iğrenç kokuyordu ve kadının görüntüsü ile bire bir uyuşuyordu ve  birde sigara kokusu aman tanrım evlerden ırak.

Kaç dakikadır yerde tepinerek güldüğümü bilmiyordum ama iyi gülmüştüm derin bir nefes alıp ayağa kalkacaktım ki kadın ile tekrar yüz yüze geldim ve o dişlerini ne kadar fırçalarsan fırçala sap sarı gösteren bir kırmızı ruj ve gözlerini kapatan kalın kirpiklerin ardında gelen ve kulağına kadar giden eyeliner.

Kalktığım gibi yere geri düşüp gülmeye başlamam bir oldu tek yaptığım şey yere vurup kahkaha atmamdı daha sonra yani uzun bir süre sonra kalktım ve gülmekten dolayı oluşan göz yaşlarımı sildim.

Ve o kalın sesi tekrar işittim kadın onun tam olarak kucağında oturuyordu ben ise gülmemek için kendimi tutuyordum daha ne kadar gülebilirdim bilmiyorum ama kendimi tuttum.

Bana "Gülmen bittiyse devam edeceğim çocuk " dedi. Sadece kafamı salladım çünkü ağzımı açarsam yine gülecektim biliyorum.

"Benim sana demek istediğim o değildi sadece burada art niyetli insanlarda var ve sen daha küçüksün yani beni yanlış anladın ayrıca ben komutanım benimle böyle patavatsızca konuşmazsın!" Dedi. Umarım şuan korkutucu olduğunu düşünüyordur çünkü o kadın tüm ciddiyetimi bozuyordu.

"Tamam abi tavsiyeniz için teşekkür ederim şimdi arkadaşımın başında bir adet koğuş bekliyor ve kızcağız çok yorulmuştur komutan ben işimin başına gitmeliyim ama ben biraz daha senin kahkahalarını dinleyeyim diyorsanız burada yarım saat daha gülerim" dedim.

Bana sanki bir şeyi eksik söylemişim gibi bakıyordu benim umrumda değildi şuan tek istediğim Rosé'ye bu anı anlatıp anıra anıra gülmekti. Tam kapıya doğru gidiyordum ki bana  "Sana gidebilirsin demedim" dedi. Bende "sormadım ki"  diye cevap verdim ve çadırdan çıktım.

Commander |• Taelice Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin