1. Bölüm: Karar

6 2 0
                                    


"Sen nesin böyle benden ne istiyorsun?"

"Benim ne olduğumun çok bir önemi yok ama dileğine geçmeden önce sana biraz bilgi vermeliyim. Öncelikle her dileğin bir bedeli vardır ve bu senin dileyeceğin şeye göre değişir. Ayrıca benim ne olduğuma gelirsek ben ölmüş bir dilek perisiyim. Bizim dünyamızda bir savaş yaşandı ve ben bu savaşta hayatımı kaybettim. Sen seçilmiş kişi olduğun için beni buraya getirdiler ve bende seni bekledim."

"İyi de neden ben seçildim?"

"Bunu ileride öğrenmen gerekiyor Selay."

"Şimdi dile benden ne dilersen."

*10 saat önce*

Ah ne kadar güzel bugün doğum günüm ve 16 yaşına giriyorum. Giderek daha da yaşlanıyorum ve bunu kutluyor muyuz gerçekten? Tek güzel yanı pasta yemek onun dışında güzel bir yanı yok.

Sabahın daha kendini göstermediği dışarıda pırıl pırıl parlayan yıldızların olduğu saatte uyanmıştım. Acaba saat kaçtı?

Saat 05.30 daha çok erken ama uykumu almış gibi hissediyorum. Biraz otururum uykum gelirse tekrar yatarım.

Nedense bugün içimde garip bir his var. Sanki hayatımı değiştirecek bir şey yaşayacakmışım gibi geliyor. Her neyse çokta önemli değil büyük ihtimalle bu his.

Sabahın köründe ne yapabilirim ki? Bence geri yatayım zaten öğlenciyim ne gerek var bu kadar erken uyanıp oturmaya? Ders çalışmam da gerekiyor ama ya. Ne yapsam acaba?

Uyuyayım en iyisi.

Yatağa uzandım ve en sevdiğim oyuncak olan karabaşıma sarılıp gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun tatlı kollarına bıraktım.

*3,5 saat sonra*

"Hadi kızm kalk sabah oldu."

"Günaydın."

"Hadi kahvaltını et sonra hazırlan kızım olur mu?"

"Olur."

"Nasılsın Selay?"

"İyiyim sağol sen?"

"Bende iyiyim sağol"

"Günaydın Nergis"

"Günaydın Selay abla."

*Kahvaltıdan sonra*

"Hadi kızım hazırlanmaya başla."

"Tamam."

Ders programına baktıktan sonra çantamı hazırladım ve üstümü değiştirdim. Çıkma saatim gelene kadar müzik dinledim.

Çıkma saatim geldiği zaman servisi beklemeye başladım. Servis gelince önden bir yer kaptım ve müziğimi açtım. Müzikle beraber manzarayı izledim ve elbette içim karardı çünkü her yerde moloz yığınları vardı. Deprem bölgesinde yaşıyor olmak zordu cidden insanın içi kararıyordu ister istemez ve vakit geçirecek çok kısıtlı yerler vardı ayrıca yakınlarınızı da kaybetmişseniz bu daha da zor oluyordu. Annemin en yakın arkadaşı, onun annesi ve kızı vefat etmişlerdi...

Hala onların vefat ettiklerine inanmak istemiyordum. Depremden birkaç gün önce buluşmuştuk ve meğerse bu birbirimizi son görüşümüzmüş. Nereden bilebilirdik ki böyle olacağını? Cidden insan elindeki şeyi kaybedince değerini anlıyor, keşke onlarla daha fazla vakit geçirebilseydim. Annemin arkadaşı beni annemden daha iyi anlardı ve destek olurdu annemse tam tersi. Beni anlamaz ve buna mı üzüldün gerçekten derdi. Eminim dava olayında o beni anlardı. Zaten kim beni anladıysa onu kaybediyordum şuan sadece arkadaşlarım beni anlıyordu bari onların değerini bileyim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Doğa'nın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin