Okula varmış, arabadan iniyorduk. Demir "Gelin de bir sarılayım size." diyip bizi kendine çekmişti ve öyle yürümeye çalışmıştık ama dışarıdan çok salak göründüğümüzü fark edince gülerek ayrılmıştık birbirimizden.
Demir, "Hadi bücürler, sınıfa." demişti dalga geçer bir ses tonuyla.
Bizden yalnızca birkaç ay büyük olmasına rağmen abilik taslamayı çok seviyordu.
"Önden yürü de bir boyunu posunu görelim Demir Bey. " demişti Gökçe.
"Yalancı, götüme bakacaksın değil mi?"
Demir'in söylediğine hepimiz kahkahalar atarken yanımdan birinin geçtiğini hissedip ürpermiştim ama kafamı çevirdiğimde etrafımda kimseyi göremeyince odağımı tekrardan arkadaşlarıma vermiştim.
Ders saatine yaklaştıkça bahçede oturduğumuz yerden kalktık ve yavaş yavaş sınıfımıza doğru adımlamaya başladık. Önceki iki yılda olduğu gibi bu yıl da en arkadaki ve bir önündeki sıralara yerleşmiştik. Demir benimle en arkada otururken, Gökçe ve Çağan da önümüzde oturuyordu.
Telefonumla ilgileniyorken Gökçe'nin hızla bize dönmesiyle ufak çaplı kalp krizi geçirdikten sonra Gökçe'nin dediğini anlamaya çalışırken buldum kendimi.
"3, Kızıl."
"Biraz daha mı detay versen acaba Gökçe?"
Gökçe sinirle bir nefes aldı ve dişlerini sıkarak konuştu.
"Saat üç yönünde, kızıl bir kız var. İlk defa görüyorum, yeni gelmiş."
Kafamı çevirip bahsettiği kıza bakmıştım. Kahretsin, bu kız gerçekten çok güzeldi.
"Ay peçetesi olan var mı?"
Gözlerimi kızıl saçlı kızdan çevirip Gökçe'ye bakmıştım.
"Peçeteyi ne yapacaksın?"
"Ağzının suyu aktı da onu sileyim dedim."
Çağan beni sarsarak kahkaha atarken Gökçe ile Çağan beşlik çakmışlardı.
"Gerçekten çok komiksin Götçe."
Daha fazla içimdeki kahkaha atma arzusunu engelleyemedim ve ben de onlara katıldım.
Günün ilerleyen saatlerinde dersimize önceden giren ve girmeye devam edecek olan öğretmenlerimizle sohbet etmiş, yaz tatili hakkında sohbet etmiştik.
Okul saatinin bitmesine çok az kalmıştı, son birkaç dakikaydı. Henüz bir uyku düzeni kuramamış olmanın verdiği uykusuzluk ve beraberinde gelen baş ağrısı kafamı sıradan kaldırmama engel olurken Demir de aynı benim gibi kafasını masaya yaslamış uyukluyordu.
Okulun bittiğini belli eden zil çaldığında herkes ayaklanırken ben kafamı ağır ağır kaldırıp etrafa göz gezdirdim. Gökçe çoktan çantamı toplamış bizim ayılmamızı bekliyordu. Çağan, Demir'in açıkta kalan ensesine vurunca hepimiz Demir'in kaçınılmaz siniri ile karşılaşacağımızı düşünüyorduk ama bu Demir'i uyandırmamıştı bile. Hatta hissettiğinden bile emin değildim.
"Demir, hadi uyan da gidelim artık ya!" diye sitem etmiştim.
"Ulan bir uyutmadınız." diye sitemime sitemle karşılık vermişti o da.
Sonunda arabaya yerleştiğimizde Gökçe'nin ciyaklaması ile hepimiz irkilmiştik.
"Arkadaşlar! Bizim Cemre var ya.."
Üçümüz birlikte "Eee?" demiştik.
Gökçe bunu bekliyormuş gibi konuşmaya devam etti.
"Onun mekanında maskeli balo varmış ve tahmin edin kimleri davet ediyor?" demişti hevesli bir şekilde.
Kimseden ses çıkmayınca tekrardan konuşmaya başlamıştı.
"Arkadaşlar, burası 'biz!' diye sevinmeniz gereken kısım."
Hepimiz yeni anladığımızı belli eden sesler çıkarmıştık.
"İyi de biz ne alaka?" demişti Çağan.
"Ya sanırım biz, yani Cemre ile ben, daha doğrusu.."
"Yattınız değil mi?" demiştim hayretler içinde.
"Çok içmiştim. Sabah bir kalktım yanımda çırılçıplak uyuyor."
"Uçan sineğe bile yürüdüğün için hiç şaşırmadım." diyerek Demir kendi fikrini belirtirken Çağan partinin detaylarını öğrenmek için sorular soruyordu.
Evime gelmiştik. Onları içeri davet etmiştim fakat Demir ve Çağan parti için alışverişe çıkacaklarını söyleyip reddetmişti. Gökçe ise evden kıyafetini ve birkaç eşyasını daha alıp geleceğini söylemişti.
Evde yalnız kalmaktan korkar olmuştum. Hayvan sahiplenmeyi düşünmüştüm ama büyü bir sorumluluk olduğuna karar verdikten sonra bu düşüncemin üstüne de bir çizik atmıştım.
Eve adımımı atıp kapıyı arkamdan kapatmıştım. Çantamı rastgele bir yere bıraktıktan sonra adımlarımı mutfağa yönelttim. Buzdolabındaki rastgele bir içeceği alıp içerken bir yandan da odama çıkıyordum.
Birkaç saat sonra Gökçe gelmişti ve hazırlanmaya başlamıştık. Ben, siyah vücuduma tam oturan, kısa ve sırt dekoltesi olan bir kıyafet ile gözlerimi çevreleyen ve parlak beyaz taşlardan oluşan bir maske tercih etmiştim. Gökçe'nin kıyafeti hakkında henüz bir fikrim yoktu çünkü bana defile yaşatır gibi bir sürü kıyafet deniyordu.
En sonunda Gökçe'nin kıyafetinde de karar kıldıktan sonra arabaya yerleşip partinin olacağı yere doğru ilerledik.
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.