Buraya en son ne zaman geldiğimi hatırlamaya çalışırken Cemre'yi birden karşımda görmemle ürküp geri adımlamıştım. Birine çarptığımda dönüp özür dilemek istedim fakat o kişi her kim ise çoktan uzaklaşmıştı.
"Ortam şa-ha-ne!"
Gökçe ve Demir hemen ortama uyum sağlarken Çağan ile bar'a doğru ilerlemiştik. Birbirimizi kaybetmemek adına Çağan'ın kolunu bir saniye bile bırakmıyordum.
İçeceklerimizi söyledikten sonra etrafa göz gezdirmeye karar verdim. İlk gözüme çarpan bu karanlıkta parlayan mavi gözlerdi. Bana bakmıyordu ama bana bakmasını isterdim.
Yanıma birinin oturmasıyla kafamı soluma çevirip kim olduğuna bakmıştım. Çok tanıdık geliyordu.
"Pardon, tanışıyor muyuz acaba?"
"Tanışmıyorsak da tanışabiliriz."
Maske olmasına rağmen karşımdakinin çok güzel bir kız olduğuna emindim.
"Tanışalım o zaman. Mercan ben."
Maskenin altındaki kişinin yüzünde ufak bir gülümseme meydana gelmiş, ona uzattığım elime bakmıştı. Ani bir hareket ile elimi tutup peşinden sürüklemeye başladı.
Sırtımın duvara çarpmasıyla bana doğru yaklaştı. Müziğin daha az olduğu bir yere gelmiştik.
Tek kelime dahi etmeden dudaklarıma doğru yaklaşan kişiye bakıyordum.
"Ne yapıyorsun sen be?" diyip üstümden itmiştim.
"Ulan elimizi uzattık tanışalım diye bir götüme sokmadığın kaldı. Manyak mıdır nedir!"
Genelde küfür ya da argo kelimeler kullanmazdım. Yalnızca çok sinirlendiğimde o anlık sinirle ağzımdan çıkardı. Tıpkı şimdi olduğu gibi.
Bir şey demesine izin vermeden yanından hızla ayrıldım ve önceki yerime geri adımladım. Çağan'ı bulmaya çalışırken gözlerime yine o mavi gözler takılmıştı. Bu sefer bana bakıyordu. Gözlerin etkisi nefesimi titretirken yutkunup kafamı dağıtmasına izin vermeyerek kafamı çevirmiştim.
Çağan'ı bulamayınca pistte dans eden Gökçe'nin yanına gitmiştim. Ritme kendimi kaptırırken yine birinin varlığını hissetmiştim. Az önceki mavi gözlerin sahibi yanıbaşımdaydı.
Arkamdaki varlığı kalbimi hızlandırırken nefesini boynumda hissetmiştim. Ortamın sesli olmasına şükür ediyordum, kalp atışlarımın duyulmasını engelliyordu.
Önce kokusu ciğerlerime daha sonra ise sesi kulaklarıma dolmuştu.
"Bu tarz yerler için biraz küçük değil misin? Kaç yaşındasın 15,16?"
Söyledikleri ile gözlerimi devirmiştim.
Ona doğru döndüm ve beni kendine çeken gözlerine baktım.
"Bu tarz yerler için yaşım gayet yeterli."
Bana doğru eğilmişti. Bir şey demesini beklerken o, ellerini belime koymuş ikimizin de dans etmesini sağlamıştı. O müziğe uyuyor, ben ise ona uyuyordum.
Demir'in kolumdan çekip sürüklemesiyle neye uğradığımı şaşırmıştım.
"Ulan sen ne yaptığını sanıyorsun?" demiştim her kelimemden sonra Demir'e vurarak.
"Kanka, şurada bir kız var. N'olur onu bana alalım. Aşık oldum resmen."
"Geçer."
Piste doğru gidecekken beni yine kolumdan tutmuştu.