my dear hyung | 2min

0.8

uni tayfa👍🏻

seungmin
ya gerçekten
saygısızlık yapmayayım diyorum ama
sizin ananızı sikeyim ya
bunun oyunu mu olur
bunun şakası mı olur
gerizekalı mısınız siz
of

felix
oha seungmin ilk kez
hyunglqrına saygısızlık yaptı
şaşkınım

seungmin
sana da küfür ediyorum
MALSINIz of

minho
çok mu korktun

seungmin
ÇOK KORKTUM HYUNG
ÖDÜM KOPTU HATTA
eğer amacın gerçekten beni korkutmaksa
başardın
eline ne geçti bilmiyorum ama
hoş bir şakada değildi
gerçekten
aglıcam sinirden

hyunjin
buralar karışır aga

changbin
e hakettiniz ama

jisung
katılıyorum
felix sana hala çok sinirliyim

felix
ben senin sinirini alırım 🤩

jisung
ahlaksız teklif
bayıldım

minho
ya sikeyim
seungmin
size geliyorum
dışarı çık tamam mı

seungmin
gelme hyung
çok ciddiyim gelme
yalnız kalmak istiyorum
cidden

minho
hayır
beni dinleyeceksin tamam mı

seungmin çevrimdışı

##

minho telefonunu cebine attığı gibi hızlıca evden çıkıp seungminin evine doğru hızlıca yürümeye başlamıştı. bugün bir şeyleri açığa kavuşturmak için adım atması gerekiyordu. ya adım atacaktı, ya da her şeyi daha çok batıracaktı.

seungminin ne telefonunu ne kapıyı açmayacağını bildiği için direkt kapıyı çalmayı tercih etmişti
kapıyı seungminin annesi açınca ona dersle ilgili bir şeyi unuttuğunu, hemen sorması gerektiğini söylemiş ve seungminin odasına girmişti

seungminin balkonda olduğunu görünce hızlıca arkadan yanına gelip beline sarılmıştı arkası dönük bedenin. seungmin irkilip aniden dönünce minhoyu görünce rahatlamıştı

"ödüm koptu. ayrıca sen neden geldin hyung?"

"neden geldim sence? senin için geldim tabii ki de seungmom"

seungmin yumuşamamak için kendisine iyice baskı yaparken surat asmaya devam etmişti

"gelme demedim mi sana hyung ya"

küçük olan tekrar arkasını dönecekken minhonun kollarını ona sarmasıyla donup kalmıştı. birkaç saniye bekleyip o da sarılmasına karşılık verdiğinde ikiside huzurlu hissediyordu

"özür dilerim seungmin. sadece küçücük bir şaka yapmak istedik ya"

"şaka için yapmadığını biliyorum hyung. Jay ile buluşmamam için yaptığını biliyorum"

minho duyduğuyla sarıldığı bedenden ayrılırken mahçup bir suratla bakmaya başlamıştı karşısındaki bedene

"sen yanlış anlamışsın ama" deyip küçüğünün burnunu sıkmıştı iki parmağıyla.

"aynen aynen. konuşma benimle ya. resmen kısmetimi kapatıyorsun bak!"

minho ortama küçük bir kahkaha bırakıp konuşmuştu tekrar

"senin için en iyi olanı istiyorum sadece, yerim seni bak"

"of hyung git ya. hayır tribim hala bitmedi"

"ama bak ben sana en sevdiğin çikolatadan aldım, buna karşı gelemezsin sen?"

seungmin şakadan kaşlarını çatarak bakmıştı hyunguna. tamam, şimdi trip atmayı bırakıp onunla sohbet etmeye karar verdi.

"hyung sen şey yaptın ama biz bugün jayle görüşmüştük yine, daha erken saatte"

minho duyduğu cümleyle rahatsız bir nefes verip balkondan manzaraya bakmıştı

"ne yaptınız?"

"şey... bilmiyorum nasıl oldu ama.. hyung"

"ne oldu seungmom?"

"hyung biz öpüştük. daha doğrusu ilk jay öptü beni"

minho duyduğu şeyle sinirle ayağa fırlamıştı, kafasından aşağıya kaynar su dökülmüş gibi hissediyordu şuan

"ne yaptınız ne yaptınız?"

seungmin ayağa kalkıp hyungunun elini tutmaya çalışıyordu

"çekildim hemen sonra, kızma lütfen hyung"

"kes seungmin. seni uyarmıştım değil mi? senin için en iyisini istiyorum demiştim. neden böyle yapıyorsun ki? neden buluşacaksan haber vermiyorsun?"

"hyung dur-"

"tamam seungmin. ben gidiyorum. sende git jay ile öpüşüyor musun konuşuyor musun, ne yaparsan yap!"

minho sinirle balkondan odaya girip ordan aşağı inmişti. sinirle evden çıkarken seungminin konuşmasına fırsat bile vermemişti.

seungmin ise balkondan hızlıca yürüyen hyunguna bakakalmıştı sadece. yaptığı yanlış mıydı? sonuçta o yaşananlar yaşanmamış gibi davranıyorlardı, hyungu neden şimdi biriyle görüşünce bu kadar kızıyordu ona?

seungmin gerçekten bilmiyordu, hyunguna bir şeyler hissedebilmesinin imkanı yoktu.

-