İnsan bu hayatta neye aşık olur? Neden aşık olur? Bi çift göze aşık olunur mu? Bir bakışa, yanağındaki bir kıvrıma, gülerken çıkardığı sese, gülümseyişine, gülümseyince oluşan yüz hatlarına, bir mimiğe, bir duruşa aşık olur mu insan? Oluyor işte. Nasıl olduğunu anlamadan olmuş buluyor kendini. Acaba nedeni güzel olmaları olabilir mi? Bir insan bir insanı gözleri çok güzel olduğu için mi aşık olur yoksa milyonlarca göz varken bir tek o gözler güzel geldiği için mi ? Zihnimdeki güzel kavramı neyi ifade ediyor? Peki ya hissimdeki güzel kavram? Bizler hislerimizi ve düşüncelerimizi ifade etmekte kullanmıyor muyuz güzel kavramını? O zaman insan güzel olana aşık olmaz aşık olduğunu güzel bulur (Hemde çok güzel bulur) aşkın nedeni olmaz kaderi olur, ya imtahanın olur ya armağanın....
İmtahanın olursa neden o kadar güzel bakıyor, gülüyor? Dersin kör olmayı, hiç karşılaşmamış olmayı hatta kalbinin yok olmasını dünyada aşk denen şeyin hiç olmamasını istersin. Peki ama istediğinin gerçek olacağını bilsen bunları mı seçerdin yoksa onu mu istersin? Onu diymi? Söylediklerimiz çektiyimiz acının feryadı aslında ama biz her şeye rağmen onu istiyoruz, vazgeçemiyoruz.......
Peki ya armağanımız olursa? İşte ben maalesef bu sorunun cevabını tam olarak bilmiyorum. Bir kaç bir şey var ama zihnime gömülmüş tam olmamakla birlikte ifade ede bileceğim gibide değil. Aslında ilk bunu öğretmişti, hemde istemediğim halde zorla ama sora unutturup diğerini öğretdi yine istememiştim ve yine zorla......Şu an anlıyorum ki, aslında benim istediğim hiç olmamış...........
Benim onu sevmemin nasıl bir mucize olduğunu bilmiyor. Belki sıradan bir vefasız bir şey gibi görüyor bunu. O da haklı. Neredeyse tanıdığı her kes sevmiş onu, farklı boyutlarda elbet, ama bir şekilde sevmiş. Zaten onu birazcık tanıyan birinin kayıtsız kalması, sıradan biri gibi davranması mümkün değil. Fakat ben ne yapa bilirim? Anlatamıyorum, anlatamamamın sıkıntısı içimdeki telaşı kat be kat artırıyor.......
Seni en çok ben seviyorum desem, en başka ben seviyorum ve en başta, herkesten çok, en çok, en........ Ne en? İçimden gelenleri bilse koşup boynuma sarılırdı. Oysa sadece anlata bildiğim kadarını biliyor. Anlata bildiğim kadarını.......
Anlata bildiğim kadarıyla ne yapıla bilir? Birer çay içilebilir belki........-1-