PRENSIM/CHANMIN

7.bölum

Gözlerimi açtım etrafa baktım, evde değildim, hâlâ saraydaydım, nasil buraya gelmiştim bilmiyordum dün geceye dair çoğu şeyi hatırlamıyorum.

Yastığımın yanındaki peruğu alıp başıma taktım. Elbiseyle uyuduğum için elbise kırışmış, perukta dağılmış tarak bulup taramam gerekti.

Ayağa kalktım ve peruğu düzeltmek için etrafta tarak aramaya başladım. Sonunda eski bir tarak buldup, kafamdaki peruğu dikkatlice taradım ve odadan çıktım.

Dünkü balo yüzünden dağınık olan büyük salonu temizliyorduk, başım çatlayacakmış gibi ağrıyordu,o kadar içkiye dayanamayacağımı biliyordum, sanki vücudum içki icmeye dayanıklıymış gibi içmiştim

Felix de benimle içmişti, acaba o iyi miydi, işimi bir an önce bitirmeye çalışacaktım, Felix'i görmem gerekiyordu.

Hayatımda ilk defa bir işi bu kadar çabuk bitirmiştim. Diğerlerinden izin almadan büyük salondan çıktım. Içeridekiler o kadar meşguldü ki çıktığımı bile görmediler.

Felix'in odasının kapısını çaldım. "Girin." Felix'in sesini duyunca hemen içeri girdim. "Ah, Felix, iyi misin? Dün çok fazla içtin ve uyuyakaldın. Başın ağrıyorsa senin için ilaç isteyebilirim." İçeri girdiğim anda konuşmaya başladığım için içeride duran veliaht prensi göremedim. Göz teması kurduğum an hemen eğilerek selam verdim. "Ah, efendim.Özür dilerim" Felix yaptıklarıma kahkahalarla güldü "abim sana kızmayacak minnie~, gel takma onu sen. Ve sen akşam sarhoş halde nereye gittin?" Bana sorduğu soruyla doğruldum "Bilmiyorum, uyandığımda misafir odalarından birindeydim" Lix öfkeyle velihat prens chan baktı "Anlıyorum Min" Önce Lix'e sonra Veliaht Prens Chan'a baktım . Prens Chan beni yiyecekmiş gibi görünüyordu, hemen gözlerimi ondan çektim.

"Eğer ikiniz birdeha alkol içerseniz sizi cezalandıracağım." Felix sızlanmaya başladı ama umurumda değildi. "Abi ne oldu ikimizin de yanaklarınımı ısırdınyokda." Felix dediğinde gözlerim açıldı, kızardığımı biliyordum, utanıyordum. "Felix ne diyorsun, minnie misin nesin bilmiyorum ama,seni Felix'in yanında görmeyeceğim."chan hemen felixe baktı "Sen bir prenssin, sıradan bir hizmetçiyle arkadaş olamazsın." kelimelerle kafada yankılandı ama Felix benim tek arkadaşımdı. Gözlerim yaşlarla dolmaya başladı. Veliaht Prens Chan'a baktım. Beni böyle görünce şaşırdı. "Tamam efendim." Felix bir şey söylemek üzereydi. "Tamam, dışarı çık." Selam verip  hemen çıktım. ,her şeye ağlamamalıydım.

Koridorları siliyordum ve arkadan biri yaklaşıyordu. Bakmadan işime devam ettim. "Felix, arkadaş olmayı bu kadar çok mu istiyorsun?" Tanıdık sesin sahibine baktım. "Evet, elbette o benim buradaki tek arkadaşım. Ona zarar vermem lütfen ona benim yüzümden kizmayın efendim ." Chan gözlerime baktı. "Ağladın mı?"odadan uzaklaştığim anda ağlamıştım. Ve muhtemelen gozlerim Kızarmıstı. "Ağlamam sizi ilgilendirmez efendim. Unutunuzmu ben sadece bir temizlikçiyim." Chan'ı sevmemiştım. Felixle görüşmemi yasaklamıştı. "Felix'in arkadaşı olabilirsin ve ağlama." burnumu çektim bana ağlama dediği için inadina ağlamak istedim. "Ve eğer kraliçe arkadaş olduğunuzu öğrenirse bana gelin." Konuşmamı beklemeden gitti. bu neydi şimdi

"Aptal hem bana kızıp daha sonra yumuşuyor, dengesiz aptal, hımm" arkadaki kıkırdamayı far etmeden kendi kendime söylenerek işime devam ettim.

...

13 kere silip tekrar yazdim hala memnun degilim