6.bölüm

32 8 2
                                    

Umarim begeniyorsunuzdur

Oy ve yorumlarınızı bekliykrumm

...




Felix'le konuşmamızın üzerinden iki gün geçmişti. Balo günüydü gelmişti. Bende uzaktan insanları izliyordum. Bazen beni çağıran konukların istediklerini onlara götürüp yine aynı yere dönüyordum.

"Minniee~ hadi, burası çok sıkıcı, biraz eğlenelim" Yaklaşan felix'e baktım "Nerede eğleneceğiz ki?" Konuşmadan yanıma geldi. Ellerinde küçük şişeler vardı. "Felix, bunların içinde ne var?" Artık Jisung'dan öğrendim ve içlerinde su ya da meyve suyu olmadığını anlayabiliyordum. "uff içki Kaçırdım, hadi." Tahmin ettiğim gibi, "Felix, içki içmemiz doğru değil, özelliklede benim icmem doğru değil."

Felix somurtmaya başladı. Zaten sarhoştu. Kolumu omzuna doladım ve onu Felix'in odasına götürdüm. "Hey, içeceğiz." Felix şişeyi açtı ve ağzıma yaklaştırdı. Ağzıma yaklaştırdığı anda geri çekildim. "Felix lütfen, ben içemem." Felix ağlıyormuş gibi yaptı. "Tamam, küstüm ozaman." İç çektim. Buradaki tek arkadaşım oydu ve sırrımı bilen tek kiside oydu. "Tamam. Ama yalnızca bir tane." Felix'in gözleri açıldı. Hemen elindeki şişeyi bana içirdi. "Lix, sakin ol." Şişeyi elinden aldım. Ben içmeye başlar başlamaz Lix de içmeye başladı.

Yarım saatten fazla zaman geçmişti, Felix uyuyumuştu, yanında duruyordum, görüşüm bulanıktı, Felix'in odasındaki duvar saatine baktım, balo çoktan bitmişti ve ben hâlâ saraydaydım, ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüdüm, yürürken sallanıyordum. Kapıya yaklaştım tam kapıyı açacakken birisi kapıyı açtı.

Önümdeki büyük adam bana bakıyordu, sonra Felix'e baktı ve elimi tutup beni içeri getirip duvara yasladı. "Kardeşime ne yaptın?" Uyuyan Felix'e baktım. "Lix uyuyor ve hem biz." Durdum ve ne diyeceğimi düşündüm. Kolumdaki eli sıkılaştı. mırıldandım. "Lix beni odasına getirdi.biz arkadasmşiz" ayrılmaya çalıştım ama sorhoşluğun verdiği halsizlikle yoruldum

Beni yatağın köşesine oturttu "Ne yaptığınızı söyle bana" ne yaptığımızı düşünmeye başladım "hmm ilk önce Felix yanıma geldi, sarhoş olduğunu düşündüm o yüzden odasına getirdim, hımm sonra içtik" diye açıkladım saçlama sapan konuşuyordum "İçitinizmi ah anlamalıydım" Yüzüne baktım, yüzü tanıdık geldi "channiee~" gözleri büyüdü. Ve gülmemek için kendini sıktığını fark ettim "Bu kadar komik olan ne?" Bana baktı "Sensin" Ona kaşlarını çatarak baktım ve oda kaşlarını çattığında daha da çatmaya çalıştım "Gülme yoksa seni ısırırım" dedim Bangchan ve o bana baktı ve sırıttı "Isır o zaman" Bangchan'ı ısırmaya çalıştım sonunda üstune çıkıp yanağını ısırdım ama yaptığım şey beni çok yormuştu, bu yüzden gözlerimi kapattım ve içkisinin sersemliğiyle onun üstüne uzandım.

Birinin beni taşıdığını hissettim ve gözlerimi açtım ama o kadar uykum vardı ki tekrar kapattım.

(Bang-chan)

Kollarımdaki aptal kızı misafir odalarından birine götürdüm. Bana koala gibi sarıldı. Yanağımı ısırdığı yer hâlâ sızlıyordu. Onu kucağımdan alıp yatağa yatırdım. Uyurken üşümesin diye üzerine ince bir çarşaf serdim. Odadan çıkmak üzereydim. Önümde uyuyan aptal kız saçını çekmeye başladı. İç çektim ve ona yaklaşıyordum ki aniden peruğu kafasından çıkardı. Peruğu elime aldım, bunda bir terslik vardı, elim sanki bir şeyi teyit etmek istercesine karşımdaki kişinin alt kısmına gitti ve hissettiğim şeyle hemen geri çektim. "Bu yanlış." Hızla elbisenin göğüs kısmına gidip içindeki çorapları ve kumaş parçalarını çıkardım.

Hala odada uyuyan çocuğu izliyordum, onun kız olmadığını zorda olsa kabulenmistim ve neden böyle giyindiğini anlamadım, sadece kraliyet ailesi için çalışmak için miydi?

Odadan çıkıp ofisime gittim ve hemen gardiyanı çaĥırdım. "Minnie adındaki temizlikçiyle ilgili her şeyi bul ve bana getir!". Bunu yapmak zorundaydım çünkü onun casus olmasından endişeleniyordum." Ve changbin'i bana yolla hizli ol!".Gardiyan selam verdi ve odadan çıktı.

Koltuğa yaslanıp çocuğu düşündüm ama uyuyan tatlı ifadesi gözlerimden gitmiyordu ve elimin yanağımda olduğunun farkına varmamıştım

....

Hıc icime sinmedi

PRENSIM/CHANMINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin