²⁶

2.1K 251 259
                                    

unutanlar hemen noluyor dememek icin 24u cok hizli tekrar okuyup geliyor, kafaniz karismasin 😙

jisung kaçırılmadan birkaç gün önce...

"Neden peki?"

Felix ayaklarını sarkıtmış, yüksekliğin farkında değilmiş gibi usul usul sallıyordu. Buraya neden çağırıldığını bilmiyordu, o güvenebileceği birisi de değildi, sadece gelmek istemişti. Birkaç gün öncesine kadar, onun amacını hiçbir zaman merak etmemişti. Tek derdi Minho'ydu. Jisung ve Minho ayrılırsa onu elde edebileceğini düşünmüştü. Minho'nun onu unutacağını sandı ama gözlerinin önünde aşk acısı çekmesi daha çok sinirini bozmuştu.

Yanındaki adam çakmağını cebine atarken yanına yerleşmişti, uçurum korkutucu olduğu kadar güven veriyordu ona. Sigarasının dumanını içine çekti ve bir süre tek başına oturuyormuş gibi huzurunu kovaladı.

"Bilmek istediğine emin misin? Eğer bir şey belli edeceğinden şüphelenirsem ölürsün." Felix omuz silkti, çok da umurunda değildi. Kimseye bir şey söylemeyecekti zaten.

"Beni neden engelledin?" diye sorduğunda tekrar bir sigara molası beklemek zorunda kalmıştı, sigaradan hoşlanmazdı o yüzden yüzünü buruşturdu. Neyse ki saçlarını okşayıp geçen rüzgar sigaranın kokusunu ve dumanını da dağıtıyordu.

"O an seninle uğraşmak istemedim, fazla triplisin." dediğinde kaşlarını çattı Felix, muhtemelen haklıydı. Eğer engellenmese saatlerce mesaj atıp darlayacaktı onu. "Jisung ölecek." Sonunda söze başladığında Felix kaşlarını kaldırdı ama bir şey söyleneden sessizce dinledi. "Yani öyle tahmin ediyorum, belki kurtulur. Yine de ölürse daha fazla ses getireceğinden eminim."

"Ses getirmek mi?"

"Bilirsin, herkes ölür, önemli olan ölenin kim olduğu. Sen ölsen sevdiklerin hariç kimsenin sikinde olmaz. Ama o Han Jisung. Senin hatta bazen benim bile kıskandığım adam. Bir şehrin nüfusu kadar seveni var." Sigarası bitince yenisini yaktı ama bu sefer ayaklanmıştı. Felix ona bakarken eliyle işret verip ormana doğru ilerlemeye başladı. Sarışın çocuğun peşine düştüğünü bilerek konuşmaya devam etti. "Bunları zaten biliyorsun. Asıl olay..." Felix onun baktığı yere çevirdi gözlerini. Mermer ve üstünde yazan ismi gördüğünde kaşları havalanmıştı. "Benimle alakalı kısmı."

"Sen onun..."

"Kız kardeşimdi." Eğilip ıslak toprakta ve mezarına bırakılmış çiçeklerde gezdirdi bakışlarını, hayranları bırakmış olmalıydı hepsini. "Bu mezar kazılalı 2 yıl olmuş, zaman hızlı geçiyor."

"Öldüğünde herkes çok üzülmüştü." diye mırıldandı Felix, şimdi anlıyordu ses getirmeken kastını. Mezardaki, ünlü ve genç bir kadın şarkıcıydı, ölümü en çok konuşulanlardan. Yanındaki adam mezarın başında oturdu bir süre, biten sigarasını uzağa fırlatırken ayağa kalktı tekrar. "O da Jisung'un yaşadıklarını yaşamıştı." diye ekledi.

"Onu öldüren adam hala dışarıda elini kolunu sallayarak gezebiliyor. Bir şeyleri değiştirmek istiyorum, en azından o herifin de cezasını çekmesini." Felix bir süre düşündü ve ona kaçamak bir bakış attı. Neden kız kardeşini öldüren adamı bulup kendi adaletini sağlamadığını anlamamıştı genelde böyle olmaz mıydı? Yine de sormaya çekindi ilk başta. "Ne yapacaksın peki?"

"Önce Jisung'a her şeyin doğrusunu anlatacağım, yüz yüze. Sonrasını görürsün zaten. Sadece..." duraksadı ve bugün ilk defa direkt olrak Felix'e baktı. Tam söyleyecekken duraksamış ve tekrar önüne dönmüştü. Felix meraklansa da az önce aklına takılan soruyu yöneltti. "Niye kardeşini öldüren adamla uğraşmak yerine tüm bu zahmete girdin ki?"

Güldü adam, bu soruyu bekliyordu zaten. Kafasını iki yana sallayıp cevapladı. "Küçük düşünüyorsun Felix. Birini öldürmek, binlercesine engel olmaz. Sorun onda değil, sorun bu düzen." Yağmur çiselemeye başlamıştı, yaz yağmuru kısa sürerdi ama hızlanacaktı anlaşılan. Fakat ikisi de pek umursuyor gibi değildi.

"Ya Jisung ölmezse?"

Adam buraya geldikleri arabaya doğru ilerlerken Felix de peşine düşmüştü. Bu kadardı demek. "Çok da bir şey değişmez, insanlar yine tepkisini gösterecektir. Ölüm sadece yaşanan trajediyi büyütür."

"Eğer onu öldürürsen Minho ile tekrar şansımı deneyeceğim. Belki onu unutur."

Adam ona yandan bir bakış attı, kendisi de unknown adını kullanarak hatrı sayılır derecede iğrenç şeyler yapsa da Felix'in bu takıntısı onu hep korkutacaktı. Bir şey söylemeden arabaya bindi, yanındaki sarışın çocuk her ne kadar farkında olmasa da az önce söyledikleri adamı Jisung konusunda tekrardan düşünmeye itmişti.

umarım anlasılır olmustur ve kimin kim oldugu konusunda bir soru isareti kalmamistir, kaldıysa da yazarsaniz cevaplarim hemen

unknown ✗ minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin