Ben Lavin, Lavin Akpınar lise öğrencisiyim 11 sınıfım ve 17 yaşındayım annem ve babamla yaşıyorum bir abim var kendisini hiç sevmem neyse 2. Dönemin başındaydık arkadaşlarımla sohbet ediyordum sonra bir arkadaşım geldi ve "Lavin kızlar sınıfa yeni biri geliyormuş erkekmiş" diye ortaya attı o sırada ayşe atladı "yaaa inşallah sarışındır bilirsiniz kızlar sarışın severim" beraber herkesin bize bakmasını sağlayan bir kahkaha attık o sırada en sevmediğimiz ses yani zil sesini duyduk kulak cırlatan bir sesti herkes yerine geçti ben tek oturuyordum orta 2. Sırada sağdaydım hocanın anlattıkları ninni gibiydi ama dinlemek zorundaydım çünkü sınavlar vardı yani mecburi hoca birden "evet çocuklar bugün sınıfımıza yeni biri gelecek"diyince biz kızlarla birbirimize imalı bir bakış attık bu bakış 'biz biliyoruz ki hocam" bakışıydı ama bizden başka kimse anlamazdı biz kızlar gizliyizdir ama birbirimizle çok açık konuşuruz sonra kapı çaldı ve çocuk müdürle içeri girdi kumralımsıya çalan hafif uzun saçları mavi gözleri vardı giydiyi forma onu sıkmış olmalıydıki bayağa rahatsız görünüyordu tabi biz kızlarla yine bir bakış attık birbirimize heleki ayşeye sarışın beklerken kumral çıkmıştı yazık arkadaşıma diyordum içimden ve bu cümleyi bakışlarımla yüzüne savurdum ellerini iki yana kaldırdı ve 'napalım' der gibi bir hareket yaptı gülümseyerek önüme döndüm herkes bana gülen surat diyordu çünkü hep gülerdim ve kimseye bir kötülüğüm olmazdı biz kız grubumuzla takılırdık neredeyse bütün okul beni tanıyordu çünkü her bulduğum yarışmaya katılıyordum ama bu alanda baya gelişmiştim neyse çocuğa dönelim kendini tanıtmaya başladı "selam atkadaşlar ben algın akkurt tanıştığıma memnun oldum" dedi ve sustu ardından müdür herzaman giydiği takım elbisesinin cebinden mendilini lüks bir davetteymiş gibi çıkartıp milyarderler gibi alnındakı teri sildi ardından takım elbisesinin iç cebinden küçük bir 90 lar tarağı çıkartı ve cebinden bir ayna çıkarıp saçlarını taradı biz kızlarla ona pick me müdür diyorduk biz kızlarla bakışıp gülüyorduk gül, ayşe ,ve sevim kahkahalarımızı zor tutuyorduk ardından müdür tarağını cebine attı ve yüzüne çok bilmiş bir ifade takınarak "hocam benim daha bir işim kalmadı ben çıkıyorum iyi dersler" dedi ve sınıftan çıktı hoca algına "algın lavinin yanı boş oraya geç bakalım" dedi ve çocuk başını salladı ardından geldi sıraya oturdu ve selam bile vermeden kitabını çıkardı ne vardı bu çocukta bende durmadım tabi "pardon bı selam verebilirsin öküz müsün" dememe rağmen çocuk beni takmadı ve eskimiş kalem kutusundan bir mürekkepli kalem çıkardı harbi öküzdü bu ya insan bı selam verir Alla Alla ya bende ona "peki sen istedin o zaman " dedim ve sırada yan döndüm birden bana baktı ve ne yaptığımı anlamaz gözlerle beni süzdü içinden 'bu kız delirmiş' dediğine emindim. Ama ben böyleydim ben sana yaklaştığımda bana yaklaşmıyorsan ben senle niye arkadaş olayım arkadaş. Dersin sonlarına doğru sınıfa nöbetçi öğrenci kapıyı tıklayarak girdi. Siyah saçlarını sıkı bir atkuyruğu yapmış ve kafasına hapsetmişti. Kirpiklerine sürdüğü rimel anlaşılmasından yana topak topak kirpiklerine yapışmıştı koyu kahve gözlerinden yorgunluk akarken üniformasından rahatsız olduğu apaçık ortadaydı burdan bu fotmayı bulan lanet adama sesleniyorum 'Allah belanı versin lanet adam' bize bu işkenceyi çektirmek hosunamı gidiyordu ne. Ardından kız "hocam izninizle bir hafta sonraki şarkı söyleme yarışmasına katılmak isteyen varmı, ve varsada isteyenler ismini soyismini ve numarasını bana versin"diyerek tahtaya doğru bir adım attı hemen yanındaki öğretmenler masasına bir kağıt çıkardı ve beklemeye başladı tabi durumuyum nerde yarışma orda ben yani Lavin zaten heyecandan kıpır kıpır olan bedenimde yerinde durmuyordu ardından bizim gruba dönüp imalı bakışlarımda 'katılmanız gerekli' mesajı çok net görünüyordu ardından hiçbirini beklemeden "Lavin akpınar 13" dedim ve ismimi yazdırdım nöbetçi kız 'heh' diye bir mırıltı çıkarınca ismimi yazdığını anlamıştım ve bizimkilere dönüm sırıttım ve gözlerimle hocayı işaret ederek bir yandanda 'hayde bakalım sizide görelim diyince daha fazla dayanamadılar ve ilk kalkanın ayşe olduğunu gördüm "ayşe keskin 34" ardından bir başkasının sesini duydum bu sevim'in sesiydi "sevim dizgin 26" ve son olarak gülün sesini duyunca istemeden kıkırdadım "gül yılmaz 65" dedi ve nöbetçi öğrenci "başka kimse varmı dediğinde yanımdakı konuşma özürlü algın akkurt 10" dedi ver nöbetçi öğrenci bütün sınfa göz gezdirip kimsenin katılmayacağını anlayınca öğretmene tebessüm edip sınıftan ayrıldı ama tebessümünden bile yorgun olduğu anlaşılıyordu sonra hoca bize dönüp "evet gençler yarışmadakı arkadaşlarımına başarılar dilerim ve 97,98 ödeviniz unutanın velisine yazarım isterseniz yapmayın" dedi ve gözleri sınıfta ödev kontrolünü verdiği kıza baktı "sıla ödevleri kontrol edersin tamammı" sıla çalışkan bir kızdı azimliydi. Açık kahve saçlarını arkadan tutturmuştu buda saçlarını çok tatlı gösteriyordu alnından burnuna doğru uzanan perçemleri onun daha sevimli görünmesini sağlıyordu. Hocayı duyunca "tamam hocam" dedi ve kitaplarını tantasına koymaya başladı. Önüme döndüğümde şarkı yarışmasını düşünüyordum ayşe sıraya kafasını koymuş 'bu gaza nasıl geldim' diyordu adeta ama çok geçti onun bu halini görünce kıkırdadım diğer kızlarda yarışmalara katılıyorlardı ama kendi seslerini kullanacakları hiçbir yarışmaya katılmamışlardı ve dertli dertli ayşe gibi düşünüyorlardı. Ben rahattım böyle bir sürü yarışmaya katılmıştım ve yarışmalara katıldığım için evdeki odam madalyalarla doluydu bilek güreşi, voleybol, şiir, yarışmaları, tenis, pinpon gibi birçok yarışmaya katılmıştım madalyaların yanı sıra odamın duvarını kaplayan çerçevelerde başarı belgelerim duruyordu nerede bir aktivite olsa hocalar bana sormadan 'lavin yapar yazalım' der yazarlardı ve bu beni mutlu ediyordu çünkü bir bakımdan öğretmenlerin gözüne giriyordum. Kabul ediyorum ders notlarım ortalama olsada sportif açıdan oldukça iyiydim. İşin en iyi yanı ailem istediğim yoldan gitmeme karışmıyor akışına beni destekliyorlardı, yarışmalarımı izlemeye gelip tezahürat yapıyorlardı buda benim hoşuma gidiyordu ve aşırı motive oluyordum onları seviyordum onlar benim canımdı hayatta en güvendiklerimdi. Tenefüs zili çaldığında herkes çıktı ve sadece biz kızlar sınıftaydık hepsi önüme dizildi ve konuşmaya başladık. Ayşe işaret ve baş parmağını burnuna götürdü biraz kızmış gibiydi ve konuşmaya başladı "şimdi ne yapacağız kızlar" dediğinde burnundan soluyordu ben ayşeyi sakinleştirmek adına omzuna dokunup " ayşe iyimisin biraz kızgın gibisin" dedim Ayşe'de bana "kızım daha önce hiç böyle bir yarışmaya katılmadımki stresliyim işte darlama beni" dediğinde gülmemek için yanaklarımı ısırdım ve Ayşe'ye "Ayşe sakin olmalı ve hepimiz bir şarkı seçmeliyiz bence dağılalım zaten bu dersten sonra eve gideceğiz bol bol düşünürüz ve görüntülü konuşur birbirimizi haberdar ederiz" dedim hepsinin hoşuna gitmiş olmalıki kafa salladılar. Aradan 5 dakika geçmişti zilin çalmasına 10 dakika vardı ve bizde konuşmaya dalmıştık ardından biz konuşurken içeriye sınıfın en gıcık kızı geldi bu kızın ismi Pelin'di bildiğiniz badana boyaydı erkeklere yakın davranır kızlar bir rimel sürünce iğrenç sürmüşşün der ve zorbalardı fakat kendi sürdüğünde kirpiklerini birbirine yapıştırıyordu neymiş 'modaymış koreliler yapıyormuş' tam bir özürlüydü ama biz sesimizi çıkartmıyorduk çünkü biz onu altta bırakınca bayılma numarası yapar üzerine dikkatleri çeker ve okula 1 veya 2 gün gelmezdi bu beni en sinir eden yeriydi fakat daha yeni başlıyorduk