Emanet

1.4K 241 87
                                    

Bölüm parçası; Can Bonomo- Kara Konular

Dar koridordan uzunca bir süre yarı sürüklenerek ilerledim. Aslan abi ile geçirdiğim bunca süre zarfında onun hiçbir zaman boşa konuştuğunu duymamıştım. Bu yüzden buradan kurtulacağıma dair inancım yüksekti. Merak ettiğim şey daha çok kim tarafından kurtulacağımdı. Aslan abi çoğul konuşmuştu. Aralarından birinin Fuad olduğunu biliyordum. Yeşil ve ailesi dışında bütün tanıdıklarım öldüğümü düşünüyordu.

Koridor sonundaki kapılara ilerlerken endişem hat safhadaydı. Yeşil'in bu meseleye bulaşmış olma ihtimali ölümüne korkutmuştu beni. Halihazırda zaman zaman takip edilmiş olmaları bile yeterince korkunçtu.

Aslan abi sağ tarafımızda bulunan kapıyı açarak benimle birlikte içeri girdi. Çok şükür korktuğum gibi olmadı.

Gözlerim Senan, Cem ve Fuad dışında tanıdık seçemedi. Ekibin tuhaflığı üzerine henüz kafa yorma fırsatı bulamadan Fuad hızlıca üzerime gelip sıkıca sarıldı. Gözlerimi kapatıp bu rahatlığın tadını çıkarmadan kısa bir an önce abimin de bana yanaşmak için hamle yaptığını gördüm. Fakat yanımdan uzaklaşmış olan Aslan abi tarafından engel olundu.

"Bırak önce bir sevenler hasret gidersin."

"Ne saçmalıyorsun," dedi Senan. Sesi fazlaca öfkeli çıkıyordu. "Abisiyim ben."

"Kimse aksini iddia etmiyor," diye cevap verdi Aslan abi. "Bir ihtimal kendine hatırlatıyor olabilir misin acaba?"

Gözlerimi açıp Senan'a bakmaya başladım. Onu alaycı bakışlarla izleyen Aslan abiyi öldürmek istiyor gibi bakıyordu. Yüzünde çok fazla taze yara vardı. Oturduğu koltuktan üzgün gözlerle beni izleyen Gevşek'te de benzer yaralar vardı. Fuad'ın da durumunu merak ettiğim için geri çekilip bakmaya çalıştım fakat beni bırakmadı. Sıkı sıkı sarılmaya devam ediyordu.

Ne yalan söyleyeyim kollarında olmak aşırı rahatlatıcıydı. Abim dediğim adamın bir şey ifade etmeyecek sarılmasına gönül rahatlığıyla değişirdim. Buraya neden onların da geldiğini bile sorguluyordum bu rahat kollarda. Muhtemelen vicdan denen rahatsız edici duygunun dürtüklemesiyle harekete geçmişlerdi.

"İyisin," dedi Fuad kafasını kısa bir an kaldırıp yanaklarımdan öpmeden önce. Yaptığı şeyin seyircilerini düşününce bakışlarımı onlara çevirip abim ile göz göze geldim. Kolundan tutulduğu yerde kaşlarını çatmış bize bakıyordu. Anlayışlı bir ifade taşıyan Cem'in aksine bakışları daha rahatsız ediciydi.

Utanç, belirsizlik, şaşkınlık, korku... Çoğu duygum birbirine karışıyordu. Biraz rahatlamak için ne yaptığımı düşünmeden kafamı Fuad'ın boynuna gömerek gözlerimi kapattım. Kokusuyla rahatlıyor olmak hemen her şeyi silip geride sadece hafif bir şaşkınlık bıraktı.

Günlerce böyle kalabilirdim ama bir süre sonra Fuad bozdu yakınlığımızı. Göz hizamda durarak ne zaman akıtmaya başladığımı takip edemediğim gözlerimi kuruladı elleriyle. Yeniden yanaklarımdan öperek;

"İyisin," dedi. Sesinde büyük bir rahatlama vardı. Ona gülümsemek istemiştim ama yüzündeki diğerlerinin benzeri yaralar buna engel oldu. Öfkeyle Aslan abiye döndüm.

"Bu kadarına gerek var mıydı abi?" Elimle Fuad'ın yüzünü gösterdim. "Hepsinin haşatını çıkartmışsın. "

"Üç kişiyi aynı anda dövebileceğime inancın gözlerimi doldurdu kardeşim." Sözde mütevazılığı gözlerimi devirmeme sebep olmuştu. Ona öylesine bakan biri bile tabiri caizse herhangi bir kavgada sırtının yere gelmeyeceğini görebilirdi. Yüzünde kavga ettiğine dair en ufak bir işaret olmaması da bunun en büyük örneğiydi. "Ben sadece yanımdaki ve yancısıyla ilgilendim." Senan'ı işaret etmek için orta parmağını kullanıyor olması neredeyse gülümsememe sebep olacaktı ama kendimi tuttum. "Muhtemelen sen Fuad'ı soruyorsun," dedi alaycı bir tavırla. Gözleri az önce Fuad'ı işaret etmiş olan elime kaydı. "Onu patron dövdü. "

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YARALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin