1. BÖLÜM " KAYBOLUŞ "

46 7 0
                                    

İnsan acılarını unutur muydu? Unutamazdı. Hep içinde kalırdı. Hayatına  kaldığı yerden devam etmek isterdi. Ama yapamazdı. Bir türlü içindeki yangını söndüremezdi.


Günlerden Cumaydı. Gene Mezar'a gelmiştim. Gerçi her zaman buradaydım. Bu soğukta annem korkardı. Tek kalamazdı. Annem beni hiç bırakma derdi. O yüzden her gün hiç aksatmadan annemin yanına giderdim. O adam olacak babam ise eve hergün başka kadınla gelirdi. O sesleri duymamak için evden çıkardım. Soluğu annemin yanında alırdım. En azından o beni dinlerdi. Artık yorulmuştum. Her şeyden herkesten. Ama beni bu hayata bağlayan hep annemdi. Ben ölürsem sen yaşa derdi. Kendini  bu cehennemden  kaç kurtar derdi. Annem gideli 2 yıl oluyordu. Öldüğünde 16 yaşındaydım. Hayatım tam bir cehennemdi. Kurtulmaya çalışsam  da önüme engeller çıkıyordu. Engelleri aşmaktan yorulmuştum. Ama ne yapıp edip o evden kaçacaktım. Annemin benim için biriktirdiği altınlar ve paralar vardı. Zor zamanlarımda kullanacaktım. İstediğim üniversiteyi kazanmıştım. Bu sene hem iş bulup çalışmam hem de  okumam lazımdı. Annem çok istiyordu okumamı. Bunu başarmıştım. Geriye ise hayallerime giden yolda engelleri aşmak kalmıştı. Tek arkadaşım Aylin vardı. O da ailesiyle beraber yaşıyordu. Bir süre onlarda kalıp bir işe girmem lazımdı. Sonra da çalışıp maaşımı alırdım ve ev tutardım. Aylin'in annesi ile annem arkadaştı. Umarım kalmama izin verirlerdi. Vermezlerse de bir yolunu bulup bu cehennemden kurtulacaktım. Babam olacak adam yüzünden anneannemgil bile beni istemiyorlardı. Başlarına bela olurmuşum. O yüzden tek şansım Aylin'di. Annemi artık yalnız bırakmak zorundaydım. Zaten başını da sisirmisimdir. Ama ne olursa olsun annem beni dinlerdi. Tek sığınağım oydu. Evde olmazsam dayak yerdim. O evden gidene kadar sesimi çıkartmayacaktim. Saat 19.00'di. Saat 20.00'dan önce evde olmalıydım. Hem yarın uzun bir gün beni bekliyordu. Annemin mezarını son kez sulayıp, annemin  toprağını öptüm. Her gün geldiğim için annemin mezarı yemyeşil ve çiçeklerle doluydu. Umarım solmazlardi. Yavaş yavaş mezarlığın çıkışına doğru ilerledim. Mezarlıktaki güvenlik Mustafa Amcaya selam verip mezarlıktan çıktım. Evle mezarlık arası yarım saatti. Bir yandan da aklımdaki düşüncelerle boğuşuyordum. Bugün o eve kimi getirecekti. Artık daralıyordum. İçim içime sığmıyordu. Kalbim her an duracak gibi hissediyordum. Hemen önümdeki parka geçip banka oturdum. Elimi kalbime koyup nefes almaya çalışıyordum. Umarım burada kriz geçirmezdim. Bir kız çocuğu önümde durup

" Abla iyi misin? " Dedi. Zar zor konustum.

"İyiyim" Dedim ama çocuk bu dediğime inanmamıştı. Ardından sanırım annesi olan kadın seslendi.

" Melis kızım buraya gel. Neden oradasın? "

"Anne buradaki abla iyi değil. Yardım etmen lazım. "

"Geliyorum kızım" Dedi. Aslında hiç gelmesine gerek yoktu. Geçerdi birazdan. Gene bana aciyacaklardi. Kız çocuğu elimi tuttu. Sanırım kriz geçirecektim. İstesem de durduramazdım. Ellerim titremeye başladı. Nefes alışverişlerim hızlandı. Kadın yanımıza gelip " Bana bakar mısınız, derin nefes alın verin. " Durduramıyordum. Başımı sallayıp ağlamaya başladım. Gene acizdim. Herşey tekrarlanıyordu. Geçmişi geride bırakamıyordum. Hala o peşimdeydi. Onu düşündükçe çıldırıyordum. " Lütfen bana bakın. Tekrar deneyin derin nefes alıp verin. O sırada kız çocuğu " Ablacığım lütfen annemin dediklerini yap. " Elimi daha da sıkı sardı. "Hadi, hadi yapabilirsin. " Diye söyledi. Yavaş yavaş kendime geliyordu. Ilk defa krizim bu kadar kısa sürmüştü. Çünkü yanımda birileri vardı. Nefes alıp verdim. Ama hala ellerim titriyordu. Kadın " Hadi yapabilirsiniz" dedi. Ne yapsam ne etsem olmuyordu. Bu akşam gene dayak yiyecektim. Eminim saat 20.00'a geliyordu. Ellerim yavaş da olsa düzeldi. Nefes alışverişlerim de düzene girdi. Ama gözlerimden hala yaşlar dökülüyordu. Kız bir anda bana sarıldı. İlk başta sarsıldım. Bu zamana kadar bana annem dışında böyle sarılmamışlardi. Muhtemelen bana acıdığı için sarılıyordu. Ne yapacağımı bilemedim. Bir işaret bekliyordum. Belki bir umut bu küçük kıza sarılırdım. Kadın koluma dokunup gözünü sarıl dercesine açıp kapattı. Nasıl güvenebilirdim ki. Tamam anlamında başımı salladım ve küçük kıza karşılık verip sarıldım. Nedense bu küçük kıza kendimi yakın hissediyordum. " Bizi bıraktın sandım Abla. " Neden böyle birşeyi söylemişti ki. Anlayamıyordum. Kadın da kızına bakıp iç çekti. Sanırım yaraları vardı. Unutamamışlardi. Küçük kız çocuğu benden ayrılıp " Seni öpebilir miyim ?" dedi. Şaşırmıştım. Küçük kızı kırmamak için " Tab-ii " Dedim kekeleyerek. Bana bugün birşeyler oluyordu. Annesi çok güzel yetiştirmiş'di. Küçük kız böyle yapınca küçüklüğümü hatırladım. Keşke o günler tekrar yaşansaydı. Annemle daha fazla vakit geçirirdim. Kız iki yanağımı da öpüp geri çekildi. " Niye ağlıyordun Abla" Diyecek bir sözüm yoktu. Ne diyebilirdim ki. " Annemin yanından geldim. "       "Hmm, annenin yanından geldiysen peki neden üzgünsün. " Küçük çocuklar bu dünya da fazla masum kalıyorlardı. Halbuki bu kirli dünyayı haketmiyorlardi. Acıyla gülümsedim. " Benim annem mezarda onu ziyaret ettim. Beni bekliyordu. "       " Üzgünüm ablacığım. Seni kırdıysam özür dilerim. "         " Sıkıntı değil. Alıştım artık. "  Annesi olan kadın " Merhaba canım. Başın sağolsun. Şu anda iyi misin? "     " İyiyim çok teşekkür ederim. Yardımınız için. "         " Lafımı olur canım. Peki  bu rahatsızlığın ne zamandan beri var? "  Neden bu kadar umursuyorlardi. Hayattam umutsuzken neden beni tekrardan hayata bağlıyorlardi. " Küçüklüğümden beri ver. Annem öldükten sonra daha da kötü oldum. Hergün olmaz ama haftada 3 gün olur en fazla. "        " Geçmiş olsun. Yardım edebileceğim bir durum varmı? "       " Yok, teşekkür ederim tekrardan. Size de rahatsızlık verdim. Kusura bakmayın. "       " Lütfen bir daha  bu cümleleri söyleme. Aksine seninle tanıştığıma memnun oldum. Bu arada Adım Selen bu da kızım Melis. " O sırada Melis " Ya anneciğim ben kendimi tanıtacaktım. "  Annesi kızının bu haline gülümsedi. Annem  ölmeseydi bizde böyle mutlu olurduk. Keşke geri gelebilme şansı olsaydı. " Memnun oldum. Benim Adım da Kiraz Ala. "       " Aaa ablacığım adın ne kadar da güzel keşke benim ismim de böyle meyveli olsaydı. "  Bu dediğine Selen Abla, ben ve Melis güldük. Hayal gücü muhteşemdi. İlk defa içten bir şekilde gülümsemiştim. Selen Abla "  Bu arada benim tanıdığım doktor arkadaşlarım var. İstersen hastalığın hakkında onlarla görüşebiliriz. " Aslında gitsem iyi olacaktı ama böylesi benim için daha iyiydi. Acı çekersem kendime gelirdim. " Bilmiyorum, böylesi daha iyi "       " Öyle deme Ablacığım. Hem iyileşirsen beraber oynar ve vakit geçiririz. Güzel olmaz mı anne? "     " Evet, birtanem. Ama ablaya bizimle iletişime geçmesi için onun fikrini sormadın? "        " Doğru anneciğim. " Böyle annesi olduğu için çok şanslı bir kızdı. Melis bana bakıp " Ablacığım bizimle tekrar konuşmak ister misin? Eğer  tedaviye de evet dersen daha fazla görüşebileceğiz. "        " Bilemiyorum, size rahatsızlık vermek istemem. Hem bu saatten sonra hastalığımla ilgili gene herşey aynı olacak. Alıştim. Ama istersen seninle iletişim halinde olabiliriz. " Melis'in gözleri parlamıştı. "  Olur çok isterim. Ben seni çok sevdim. " Sadece gülümsedim. O sırada Selen  Abla " Canım bir kez daha düşün. Ondan sonra bir karar ver. İstersen telefon numaranı verebilirsin. Bu hafta içinde müsaitsen seninle konuşmak istiyorum. "     " Peki o zaman numaramı vereyim. " Numaramı verdikten sonra Selen Abla " İyi düşün canım . Sağlığin önemli. " Başımı salladım.  " Canım istersen biz seni evine bırakabiliriz. Hem karanlık oldu. "       " Çok teşekkür ederim ama biraz yalnız kalıp düşünmem lazım. "       " Sen bilirsin. Görüşürüz o zaman. Senden haber bekliyorum. "   Melis "  Görüşürüz ablacığım. " Dedi. Onlar arabalarına binip giderken bende yavaş yavaş yürüyüp eve doğru gitmeye başladım. Saat 20.15 geçiyordu. Eve geç kalmıştım. Bunu dayak yiyerek ödeyecektim. Kara kara düşünürken nerede olduğumu bile bilmiyordum. Az kalsın eziliyordum. Adam arabadan çıkıp "  Biraz dikkat etsene be bacım " Dedi. Bende sadece adama bakıp yoluma devam ettim. Bugünün cezasını ağır ödeyecektim. Bedenim de ruhum gibi berbattı. Morluklar heryerimdeydi. Artık gizleyecek gücüm bile yoktu. Evin önüne gelmiştim. Kıyamet beni bekliyordu.

1. BÖLÜM SONU

Oy verip, yorum yapmayı unutmayın. Yorumlarınız benim için çok önemli. Gelecek bölümde  görüşmek üzere ☺.

ÖLÜ ÇİÇEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin