Bunu çoğu kez düşünmüştüm. İnsanlar işine gelince nasıl da olsa istediği gibi davranabiliyorlardi. Karşısındaki kişiyi hiç düşünmeden bir bilinmezliğin içine atıp kaçıyorlardı. Insanoğlunun en sevdiği şey bir olaydan darbe almamak için kaçmak...
Neyseki eve o adamdan önce gelebilmiştim. Bugün iyice dinlenmem lazımdı. Belki yarın ilk günden de işbaşı yapabilirdim. İçimde garip bir duygu vardı ve bu duyguyu çözemiyordum. Çözmekte istemiyor olabilirdim. Biraz dinlenmekten bişey olmazdı. İlk başta banyoya gidip elimi güzelce yıkadım ve yüzümdeki makyajdan arindim. Odama gidip üzerimi değiştirdim. Karnıma bakmaya bile dayanamıyordum. İyice karnımdaki yanık kötü olmuş ve yara bağlamıştı. İz kalacaktı. Çok ta umurumda değildi. Bu izlerede artık alışıktım. SSaat yeni 20.00 olmuştu. Gelir birazdan o sorumsuz adamda. Bugün Aylin ile de konuşmalıydim. Onlarda bir süre kalacağımdan bahsetmek zorundaydım. Umarım beni kabul ederlerdi. Etmezlersede gene başımın çaresine bakarım. İlk başta Whatsapp' a girip Aylin'e mesaj attım.
"İyi akşamlar Aylin. Seninle konuşmak istediğim bir konu var. Yarın okul çıkışinda buluşabilir miyiz? "
Anında mesajımı görmüştü. Aylin benim tek ve en yakın arkadaşımdı. Çocukluk arkadaşıydık aynı zamanda. Melek gibi temiz kalpli bir insandı. Her daim yanımda olmuştu. Ama bazı yaşadığım olayları bilmiyordu. Kendi ailesiyle birlikte yaşıyordu. Beni bir süre kabul ederlerdi umarım. Onların düzenlerini de bozmak istemiyordum.
Aylin🪽
"Tamam olur canım. Sanada iyi akşamlar Alâm. Umarım kötü birşey olmamıştır. İyi değilsen yanına gelebilirim. " İşte Aylin çok düşünceli birisiydi. Yaptığı herhangi bir hatada hemen yaptığı hatayı düzeltebiliyordu ." Tamam o zaman yarın görüşürüz. Kötü birşey olmadı iyiyim ben. " Dedim ve telefonu kapattım. Kökten kapatmak en iyisiydi. Yarın sabah açardım. Dolabıma yapıştırdığım derslere baktım ve sırasına göre hangi ders olduğunu çantama koydum. Çözdüğüm test kitaplarını da koymayı unutmadım . Çantami alıp yatağımın kenarına yere koydum. Yanık kremini alıp üstümdeki tişörtü karnıma doğru açıp kremi sürdüm. Elimle kremi yayarken karnıma ağrılar saplanıyordu ve iki büklüm oluyordum. Kremin kapağını kapatıp masanın üzerine koydum. Yatağıma girip üzerime örtümü çekip uyumaya çalıştım. Ama bir sağa bir sola dönüp duruyordum. Kısacası gene uyuyamıyordum. Ayağa kalkıp pencerenin önüne geçtim ve perdeyi hafif aralayıp dışarıya baktım . Etrafa göz gezdirirken görüş açıma kalıplı iri yarı bir adam gördüm. Sokak lambasının altında ve benim pencereme doğru bakıyordu.
Korkmuştum, ne bir adım geri ne bir adım ileri hareket edebiliyordum. Yerimde çivilenmistim resmen. Perdeyi kapatıp tekrar açtım. Umarım orada olamazdı ve ben bir rüya görüyor olmalıydım. Ama pek de düşündüğüm gibi olmamıştı. Adam gördüğüm gibi aynı yerde ve aynı şekilde pencereye bakıyordu. Beni fark etmişti sanırım. Yüzünü sokak lambasının altından görebildiğim kadarıyla adamın dudağının kenarı hafifçe yukarı kalkmıştı. Psikopattı sanırım. Gerçi benim de ondan kalır yanım yoktu. Korkmama rağmen belli etmemeye çalışarak penceremi açtım ve ona sesimin gidebileceği kadarıyla " Kimsiniz " Dedim sesim hafifçe titremişti. Ondan korktuğumu anlamamaliydi. Adamın yüzü memnun bir hal aldı. Ağzını hafifçe oynatarak " Sarsıntı " Diye fısıldadı. Sesini ne kadar alçaltmaya çalışsada olmuyordu. Bir de Sarsıntı diye isim mi olurdu. Benimle dalga geçiyordu belli ki. Adama anlamaz gözlerle baktım ve bana bakarak
" Yarın gece yarısı tam vaktinde Annenin mezarında ol" dedi ve eliyle içeri geç işareti yaptı. Ne oluyordu. Umarım babam olacak adamın başının altından çıkmazdı. Yoksa bu sefer cidden onu Aktan Abim yerine ben gebertecektim ve bunu zevkle yapacaktım. Ben daha ne olduğunu anlamadan bir araba sesi geldi ve onun gitmiş olduğunu anlamış oldum. En azından araba plakasına bakabilseydim. En azından birşeyler öğrenebilirdim. Korkudan uyuyamayacaktim. Ürkütücü birine benziyordu. Tekrar penceremi kapatıp perdeyi çekip yatağıma uzandım ve tekrar, tekrar ve tekrar uyumaya çalıştım. Hep küçükken yaptığım gibi kuzuları saydım ve gözlerimin üzerine sinen yorgunlukla uyuyakaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜ ÇİÇEK
Teen Fiction" Sen de kimsin? " Karşımdaki kişi bir adım bana yaklaşıp " Seni cehenneminden çıkaracak toprağın "... Ben solmuş bir çiçektim. Kim beni toprağına almak isterdi ki? Solmaya yüz tutmuş bir çiçeğe kim toprağıyla yaşam olmak isterdi ki?