4. bölüm

111 9 0
                                    

Demir zaferoğlu:

Burayı sevmiştim. En son on altı yaşımdayken burda olduğum için pek hatırlamıyorum. O yüzden izinli olduğum ikinci gün ilçeyi dolaşmış ve eski liseli arkadaşlarımla görüşmüştüm

Şimdi hastanenin acilinden bir çocuğun ateşi çıkmıştı üç yaşında olan bir kız çocuğuydu ateşi olduğu için yanakları al al olmuştu ben bu kızı yerdim

Annesi Zeynep hanım evdeyken ateşini ne kadar düşürmeye çalışsada düşürememiş

Eşi ise askermiş ve görevdeymiş. Zeynep hanımda gecenin bu vakti almış kızını getirmiş.

Asker eşi olmak zordur annemden bilirdim ben hasta oluncada annem beni tek başına sırtlayıp getirirdi hastaneye.

Küçük elife serum yaptıktan sonra ateşini düşürebilmiştik. Elimde kağıt, alması gereken ilaçları reçeteye yazıyordum.

Etrafta hemşireler koşuşturmaya başladı. Sonra biri yanıma gelip "Demir bey yaralı bir asker geliyormuş acil bakmanız lazım" dedi

Yanımdaki Zeynep hanım bir düşecekmiş gibi oldu hemen kolundan tutup elifin sedyesine oturttum.
"Zeynep hanım sakin olun belki başka biridir."dedim

Sonra hemşireye baktım "Zeynep hanımın yanında kal ben kapıya çıkıyorum" dedim ve direk bir hemşirenin yanına gidip sedye getirmesini söyledim. Sedyeyi getirdi ve beraber kapıya çıktık.

Biraz bekledikten sonra zırhlı bir askeri araç geldi. İçinden tek tek baya cüsseli askerler çıktı en son çıkan askerin kucağında bir kadın asker vardı. Hemen sedyeyi oraya götürdük ve asker kadını sedyeye bıraktı. Bu o gün gördüğüm asker kadındı. Komşum olan. Hemen karşımdaki askere durumunu sordum. "Sol omzundan vuruldu, kalbe yakın, kurşun içerde, çok kan kaybetti, yaklaşık bir buçuk iki saattir bilinci kapalı."

Dedi "tamam anladım, Hemen ameliyathaneyi hazırlayın" dedim hemşireye. Önden hemşire gitti. Tim olduklarını anladığım askerlerde peşimizden geliyordu.

İçeri girdiğimizde Zeynep hanım korku dolu bakışlarla kapıya bakıyordu bizim içeri girmemizle ayağa kalktı sonra "mert!" Dedi aralarından biri oraya baktı sonra "Zeynep" dedi. Şaşkın bir ifadeyle Zeynep Hemen gidip sarıldı. Bahsettiği asker eşinin bu olduğunu anladım. Mert,"ne yapıyorsun burada" diyip vücudunu süzdü.

"Ben değil elifin ateşi çıktı" dedi ilerdeki elifi işaret ederek. "Nasıl, neden, ne zaman"
Diyip bana yaralının durumunu anlatan askere döndü "Komutanım ben bi bakabilirmiyim?" Dedi

asker merte dönüp "git abi, git" dedi

Adam sana komutanım diyor sen abi diyon
mı fağam nakır!

Mert Hemen zeyneple elife yöneldi biz sedyeyi ameliyathaneye sürdük yolda sürekli askerler
"Komutanım, aylin komutanım, aylin, hadi aç gözlerini bak hastaneye geldik" diyorlardı adını öğrenmiştim.

Aylin

Ameliyathaneye girdim ve hız kesmeden başladık ameliyata

...

Aradan geçen üç buçuk saatten sonra ameliyat bitmişti kurşunu çıkartmıştık bir ara kana ihtiyacımız olmuştu adının emir olduğunu öğrendiğim asker kan vermişti hemen.

Şimdi ameliyattan çıkmış askerlere bilgi veriyordum.

Emir konuştu "peki doktor bey ne zaman görebiliriz" dedi.

Ben ne diyeceğimi şaşırdımmı yoksa bilerekmi bilmiyorum "daha bir saat dinlensin sonra görürsünüz" dedim. Aylini getiren asker gözlerini kısarak bana baktı "eminmisin doktor neden bekleyeceğiz zaten uyumuyormu" dedi ben afalladım "şey...şey anlatsam anlayacaksın sanki" dedim sona doğru cüretkar çıkan sesimle.
"Doktor yeme beni, sıhhayeciyim ben aynı zamanda asker ama bişey değilim;mal, Şimdi şöyle bakalım, ben sana zorla söyletmeden, neden göremiyoruz" dedi ben daha ne cevap vereceğimi düşünüyordum ki biri güler yüzle konuştu "Komutanım boş verin aylin komutanım iyi olsun yeter, varsın bir saat geç görelim." Dedi "sen sus asaf zaten gözüm bunu tutmadı" dedi sinirli bir şekilde beni göstererek. Ben daha fazla burda durmazdım "ben gideyim" dedim ve hiç beklemeden arkamı döndüm arkamdan "git git" dedi ama ben bir askerin sinirinin altında kalmamak adına ordan topukladım.

BELKİ BAŞKA HAYATLARDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin