Anlayacağınız üzere bu kurgu Titanic isimli filmden uyarlamadır,hikaye üzerinde birkaç değişiklik yapmam gerekiyor kurgu için.
Kitap tahminimce biraz uzun sürecek ve her bölüm bin kelime üzerinde olacak,lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemeyin.
İyi okumalar dilerim ♡
1912,İngiltere
Southampton limanında büyük bir kalabalık vardı.Yaş fark etmeksizin pek çok insan meraklı gözlerle limana koşmuş ve denizin üzerinde tüm ihtişamı ile salınan hayallerin gemisine bakıyordu,Titanic'e.
"Bu kadar yaygara koparmak anlamsız,Mauretania'dan daha büyük sayılmaz." Burun kıvırır bir şekilde konuştu Yang Jeongin,arabasından iner inmez bu kalabalığın onu boğduğunu hissetmişti.Bakışları yakın dostu Lee Minho'yu buldu.Derin bir nefes alırken dudaklarını araladı Minho."Bu şaşalı yaşantıdan usanmış olabilirsin Jeongin ancak Titanic farklı.Mauretania'dan otuz metre daha yüksek ve daha lüks." Jeongin'in zor tatmin olan biri olduğunu çok iyi biliyordu.
Cevap verme tenezzülünde bulunmadı Jeongin.Turuncu saçları onu güneşten koruyan şapka sayesinde saklanıyordu.Koyu yeşil gözleri ise etrafı süzmeye devam ediyordu.Üzerine tam oturan siyah bir takım giyiyordu,asil kandan olduğu her zerresinden belliydi.
"Oğlunuzu memnun etmek hiç kolay değil Bayan Yang." dedi Minho arabadan inmekte olan yaşını oldukça almış kadının parmaklarını nazikçe tutarak yardımcı olurken.Genç adamın serzenişini nazik bir kahkaha ile karşıladı Bayan Yang.Oğluna bahşetmiş olduğu turuncu saçları ve yaşına inat bir güzellikte oldukça alımlı görünen yüzü,gençliğinin izlerini taşıyan bedeni ile göz kamaştırıcı gözüküyordu.
"Bu geminin batmasının mümkün olmadığı söyleniyor." Oğlunun aksine onun sesinde ufak çaplı bir beğeni ve merak vardı.
"Tanrı'nın bile bu gemiyi batırmaya gücünün yeteceğini sanmıyorum." Kibirli bir adamdı Minho,parasına ve paranın ona verdiği güce güvenirdi.Çekiciydi aynı zamanda,bu onu muhteşem bekar bir hedef haline getiriyordu.Alt tabaka ile konuşmazdı,onun için alt tabaka hayvandan farksızdı.Öyle ki bavullarını ana terminale teslim etmesini gerektiğini söyleyen adama kulak asmadan birkaç parça kağıt çıkardı cebinden,yardımcısını diğer eli ile yanına çağırırken bol miktarda parayı adama vererek çoktan ilerlemeye başlayan Yang Jeongin ve Bayan Yang'ın ardından ilerlemeye başladı.Yardımcısının bavulları halledeceğinden emindi,o emrederdi ve istekleri hallolmuş bir şekilde önüne gelirdi.
Cep saatine göz atarken "Acele etmeliyiz." dedi.
Halktan pek çok insan vardı,tüm bu şaşalı yaşantı içerisindeki insanların aksine onlara yapılan muamele ise gözle görülür şekilde farklıydı,sağlık kontrolüne girmeleri gerekiyordu burjuvanın aksine.Tüm vücutları kontrolden geçiyor,onlara sağlanan başka bir iskeleden gemiye yürüyorlardı.
Hayallerin gemisi olan bu gemi onlar için bulunmaz bir nimetti ancak Jeongin için...Onun için hayallerin gemisi olan bu demir parçası onu zincirlere vurup Amerika'ya götüren bir köle gemisiydi.Dıştan bakıldığında iyi yetiştirilen zengin bir aile çocuğuydu ancak içten bakıldığında buhrana kapılı bir ruhu vardı.
Tüm bu yaşanan curcuna içerisinde ise Titanic'i hemen görüş açısına alan bir kumar masası birkaç duyguya ev sahipliği yapıyordu.Endişe,heyecan korku.
"Hyunjin tam bir ahmaksın,elimizdeki her şeyi ortaya koydun." Jisung isyankar bir şekilde arkadaşına eğilirken kızgınlıkla soludu.Zar zor buldukları para şimdi bir kumar masasında ellerinden her an kayıp gidebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
titanic | hyunin
FanfictionVe biliyorum ki kalbim seni sevmeye devam edecek,sonsuza dek. 110724