1.1

12 1 1
                                    

jisung çalan kapı sesi ile yerinden ayaklandı.

minho biraz önce seungminle sokağın başında karşılaştığını biraz oyalandıktan sonra geleceklerini haber veren bir mesaj atmıştı jisunga.

felixte 20 dakika sonra falan geleceklerini söylemişti.

jisung kapının önüne geldiğinde heyecandan eli ayağına dolaşmıştı. kendini gerçekten gizli bir görevde gibi hissediyordu.

kendini sakinleştirip kapıyı açtı. jeongin şişmiş gözlerle karşısında dikiliyordu.

kısa bir sarılma ve selamlaşmadan sonra oturma odasına yöneldiler.

jeongin kendini koltuğa bırakırken jisungta tezgahtaki bitki çayı yaptığı kupayı alıp alıp jeonginin yanına geldi.

"al iç bunu, gerçekten çok kötü görünüyorsun jeongin. istersen hastaneye gidelim, iyi değilsin."

jeongin gerçekten perişan görünüyordu.

sevgilisinden ayrıldığı için böyle olduğu bilmeyen biri gerçekten çok kötü hasta olduğunu düşünürdü.

jeongin gülümsemeye çalışarak kupa bardağı alıp elini ısıttı sıcağı ile.

"teşekkürler jisung. çok incesin teşekkür ederim ama iyiyim gerçekten"

baygınca söylediği bu sözler hiç gerçekçi değildi.

jeongin sessizdi. biraz sessizce oturdular. jisung ne diyeceğini bilemez şekilde elleri ile oynarken jeongin konuşmaya başlayınca jisungun bakışları jeongini buldu.

"jisung sen yabancı biri değilsin benim için. benim öyle derdimi anlatacak çok arkadaşım yoktur aslında. kimseye kolay kolay açamam kendimi ama sen ne bileyim gerçekten sıcak kanlı birisin. abimmişsin gibi ve o kadar doluyum ki şu an napacağımı bilmiyorum ."

jeongin aniden ağzından çıkan bu sözlerden sonra zaten gözlerinde akmayı bekleyen gözyaşlarını tutamadı.

jisung bunu gerçekten beklememişti. anlatmaz geçiştirir falan sanmıştı ama anlaşılan seungmini fazlaca seviyordu.

telaşla jeonginin yanına oturdu ona destek vermek ister gibi.

"seungminle ayrıldık. nasıl oldu bilmiyorum ama o kadar kötü hissediyorum ki. benim ondan başka kimsem yok ki jisung"

gözyaşları gözlerinden akıyordu usulca. jisung ne yapacağını bilemedi. sadece jeonginin sırtına elini koyup ona destek olmaya çalışmıştı.

"of iki aptalız gerçekten hala lisedeki gibi ergen ergen davranıyoruz. olgunlaşamıyoruz. bu sefer ki kavga sebepsiz çok büyük çıktı. dayanamıyorum." 

jisung kollarını yavaşça jeongine sardı. başını okşamaya başladı.

jisungun abilik yapabileceği bir kardeşi hiç olmamıştı. ama o an tüm abilik iç güdüleri jeongin için kendini ortaya çıkardı.

jeongin kolunda sessizce ağlarken jisungta onu rahatlatmaya çalıştı.

"üzülme jeongin. ne olursa olsun birbinizi seviyorsunuz ben buna şahit oldum. belki iyi gelir ha ayrı kalmak. insanın kaybettiğinin değerini anlaması için ondan uzak kalması gerekebilir bazen"

sakin ses tonuyla konuşuyordu jisung.

felixte o gün ona böyle sarılıp onu sakinleştirmişti...

insanın bazen sadece ağlayacak bir omza ihtiyacı olurdu, çok iyi biliyordu...

jeonginin ağlaması biraz hafiflemişti. düşüne düşüne konuşmaya başladı.

"neden kavga ettik onu bile hatırlamıyorum. sadece gergindik. bir anda bağırıp çağırmaya başladık. 6 sene oldu ama ilk defa bu kadar büyüktü ve bilmiyorum. of 1 gecede bile o kadar aklım başıma geldi ki. "

yerinden doğruldu. aklına bir fikir gelmiş gibi.

"sence yazayım mı? biliyorum ikimizde inatlaşıcaz yazmıcaz. birimizin bu işi yapması gerek"

(yaz kanka ben arkandayim)

jisung cevap vereceği sırada kapı çalmaya başladı.

"sanırım yazmana gerek kalmayacak, jeongin. bekle"

kalkıp heyecanla kapıyı açtı. aynı jeongin gibi perişan halde bir seungmin ve minho karşısında dikiliyordu.

seungminin şaşkın bakışları bir jisungu bir minhoyu buldu.

"hani jisung yoktu minho"

seungminin şiş gözlerle jisunga yakalanma hissi yüzünden öldürücü bakışları minhoyu buldu.

"seungmin sus ve içeri gir. anlayacaksın ne nolduğunu, hadi durmasana karşımda be"

ikisi içeri girdiği sırada apartman boşluğundan felixin sesi duyuldu.

"CHANGBİN HIZLI ÇIK HADİ OLAYI KAÇIRIYORUZ, AŞKIM KOŞSANA, CHANGBİN"

"FELİX, YORULDUM" 

jisung ikilinin sesini duyunca kapının önünde gülmeye başladı.

sonunda changbinle felixte gelince topluca içeri geçtiler.

jisung ve changlix ikilisi salona girdikleri an sarılan bir seungin ikilisi beklemiyorlardı.

iki salak birbirlerine sarılıp ağlamaya başlamışlardı bile.

operasyonun bu kadar kolay başarılı sonuçlanması herkesi sevindirmişti.

"ben dayanamam bunlara, buraya gelin canım evlatlarım"

minho kollarını ağlayan ikiliye sarmıştı.

ve o da ağlamaya başlamıştı.

ortam o kadar komikti ki şu an gülmemek elde değildi. changlix ve jisung gülerek kendilerini koltuğa bırakıp manzarayı izlemeye başladılar.

dakikalar sonra çifte kumrular eski hâline geri dönerken olaylar daha da ayrıntısına kavuşmuştu.

seungmin, minho ve bir kaç arkadaşıyla dışarı çıktığı bir gün jeongin seungmini defalarca aramış, seungmin ayık kafa olmadığı için telefonu açamamış ama o gün konu bir şekilde kapanmış. birbirlerini her an haberdar edeceklerinde sözleşmişler.

bir kaç gün önce de jeongin de benzer bir olayı tekrarlamış. jeongin eve gelince kıyamet kopmuş.

ikisi de gerginmiş. halledecekleri bir konu olmasına rağmen parlayıvermişler bir anda.

olaylar kıskançlığa darlamaya kadar falan gelmiş.

ve şu an buradalar işte.

"olayların buraya geleceğini bilsem o gün seungmine açtırdım o telefonu, inanamıyorum, hisseyi bölüyorlardı az kalsın ayaksızlara bak sen."

konu böyle böyle biraz daha konuşuldu. tüm gece lise anıları, kafeyi açma anıları havada uçuştu...

𔓘
Allah'ım sen bu kadar sıkıcı düz yazı yazan benimde rabbimsin nolur biraz yetenek bana😭

olaylar çok bağımsız gidio ama olsn hayat zaten böyledir!?
sonraki bölüm olay daha da farklı bir yere gidicek...













Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

homesick Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin