Bir kaç bxb okudum bazıları inanılmaz yetenekli. Biraz kıskandım ve kenarda ciddi ciddi roman yazmalarını umdum. Burası ne ara şampiyonlar ligine döndü ey ahali? Ben aradan sıyrılıp kendi çöplüğümde takılacağım. Öyle dertleşelim dedim. On kişiden biri falan okuyor zaten şu kısımları o yüzden boş yapmamda bir sorun yok bence.
Yorum yapanların ayaklarını ağzımla yıkayacağım. Bence kaçırmayın.
İyi okumalar!
"Şaka herhalde..."
Baran sarışından çıkan mırıldanmaya karşı bıyık altından güldü. Oğlanın sinirlendiğini görmek keyfini yerine getirmişti. Hatta beden eğitimi öğretmenlerine onları partner yaptığı için neredeyse teşekkür edecekti.
"Çok mızmızlanma cüce, gel buraya."
Sarışın hırsla çenesini sıksa da uyuşuk adımlarla istemeye istemeye diğer oğlanın yanına gitti. Etrafını kolaçan edip sessizce cevabını verdi.
"Bir daha cüce dersen sikerim."
Sağ taraflarında beden eğitimi öğretmenlerinin gelmemiş olmasının rahatlığıyla gezinen ve spor sahasının etrafındaki banklara oturmuş onları izleyen kızlar vardı. Tabii bu kızlar arasında Özge de yerini alıyordu. Oğuz bu nedenle boyuyla ilgili yorumlar karşısında daha da geriliyordu, özellikle de bu Baran'dan gelince.
Baran memnuniyetle gülümsedi. Kara gözlerini sarışınınkilere dikip kaşlarını kaldırdı.
"Diyorsun?"
Oğuz ağzından bir küfür daha kaçırmadan Rıfat hoca söze girdi.
"Getir oğlum." Öğrencinin elinden aldığı geniş çuvalları havaya kaldırıp herkesin görmesini sağladı.
"Mert arkadaşınız hep aynı şeyleri yapıyoruz diye şikayet etmişti. E buyrun size değişiklik! Eşleştiğiniz kişiyle çuvala giriyorsunuz, konilerin sınırına kadar zıplıyorsunuz. Birincilere ödül var! Grup grup ayıracağım, herkes katılacak. Kaçabilirim sanmayın, liste elimde!"
Oğuz nefesi altından söylenirken Baran kulağını oraya vermiş oğlanın ne dediğini anlamaya çalışıyordu. Etraftaki birkaç kişi daha memnuniyetsizlikle mırıldanıyordu.
"Baran!"
Rıfat hocanın çağırmasıyla Baran başlangıç noktasına ilerlerken Oğuz inat edip onu takip etmedi.
"Ya sabır..."
Oğuz Rıfat hocanın Baran'ın eşini sorgulamasıyla daha fazla direnemeyerek adımlarını oraya yönlendirdi. Durumdan hiç memnun değildi ve huyu olduğu gibi bunu belli etmekten de çekinmiyordu.
Baran çuvalı açıp içine girdi ve Oğuz'un da girmesi için yer açtı. Sarışın oğlan ağzı yere indirilmiş torbaya girdi ve rahatsızlıkla diğer oğlandan olabildiğince uzaklaştı ama bu oğlanın torbayı yukarı çekmesiyle ters tepmiş dengesinin bozulmasına sebep olmuştu.
Dengesi bozulmuş oğlanı belinden tutarken Baran'ın keyfi oldukça yerindeydi. Özge'nin gözü üstlerindeydi ve Oğuz'a karşı iyi görünmesi için bu büyük bir fırsattı. Oğuz da fark etmeden işini kolaylaştırıyordu. Sarışın belindeki eli sertçe tutup itti. Gitgide tadı daha da kaçıyordu.
Oğuz düdük çalana kadar sessiz kaldı, Baran'ın işbirliği ve plan yapma girişimlerini görmezden geldi. Oğlanın bu tavırları Baran'ın da sinirlerini iyiden iyiye oynatıyordu.
"İyi, sen öyle istedin..."
İkisi de farklı zamanlarda, farklı ritimlerle zıplarken diğerlerine karşı değil kendileri arasında yarışıyor gibiydiler. Birbirlerini sarsıyorlar ikisi de düşmemek için çırpınsa da işbirliği yapmayı kabul etmiyor aksine birbirlerini düşürmeye çalışıyorlardı.
Baran Oğuz'un iyice sarsıldığı bir anı gözetip çuvalı sıkıca kavradı ve kendine doğru çekti. Öne doğru yalpalamış olan Oğuz bu harekete karşı dengesini kuramayarak can acıtıcı bir hızla yere kapaklandı. Baran zorlukla çuvaldan sıyrılıp düşmekten kurtulmuş ama beklediği gurur hissiyatına kavuşamamıştı.
Oğlan yerde acıyla inlerken zorlukla yutkundu. Fazla mı sert çekmişti?
Oğuz kendini yerden kaldırırken nefesi kesildi, içine bir telaş doldu. Yüzü hızla endişe kaynağına döndü. Baran'ın da gözleri baktığı yeri takip etmişti, Özge. Yanındaki arkadaşları açıkça gülerken kendi gülmesini eliyle saklamaya çalışan Özge.
Sarışın oğlan boğazında derin bir kuruluk hissetti. Yutkunmaya çalışsa da boğazı bu isteğini reddediyordu. Utançla yüzü kan toplarken kendini yerden kaldırıp üstünü silkeledi. Çatılı kaşları, kızarmış, taş izi çıkmış topraklı yanağıyla ve sulanmış gözleriyle Baran'a baktı bir süre. Baran'ın karnında hoş olamayan bir his peydahlanırken dudakları ne diyeceğini bilemeyerek sessizce aralandı.
Sarışın diğer oğlana fırsat vermeden hızlı adımlarla oradan uzaklaştı. Kendini zorlukla kontrol edip Özge'nin tarafına bakmaktan alıkoydu. Rezil olmuştu. İçinde Özge'nin gülmesine karşı alevlenmiş ufak dozlu öfke utançla geri söndü. Kız gülmekte haklıydı, o itin onu yere düşürmesine izin vermişti.
Kendini tuvaletteki aynaların karşısında buldu. Hırsla kızarmış yüzüne, kirlenmiş yanağına baktı. Lavabonun mermerini, çenesini sıkıyor ama içindeki korkunç duyguyu bastıramıyordu. Utançtan mı yoksa derisi soyulmuş elleri ve yüzündeki acıdan mı bilmiyordu ama gözleri iyice dolmaya başlamıştı.
Kapının açılmasıyla irkilip lavabodan uzaklaştı.
"Sarman..."
Duyduğu lakapla sıkıca gözlerini kapatıp öfkesini kontrol altına almaya çalıştı.
"Sarman diyen ağzını-"
Ona doğru yaklaşan adımlara karşı lafını yarıda kesip bakışlarını kafası karışık gözüken oğlana çevirdi. Konuşmasını, alay etmesini ya da yine o yalan iyiliğiyle ona üzülmemesi için vazgeçmesini öğütlemesini bekledi ama aralarındaki sessizlik uzadıkça uzadı. Her geçen saniye Baran'ın söze girmesini Oğuz'un ise sakın kalmaya devam etmesini zorlaştırıyordu.
"Ne diye geldiysen..." Oğlanın yanından geçip gidecekken kolunun tutulmasıyla adımlarını durdurdu. Bıkmış gözlerle kolun sahibine baktı.
"Ne var?"
Yine bir cevap alamayınca elindeki dizginleri kaçırıp oğlanı itti ve bağırmaya başladı. "Sorunun ne amınakoyayım, niye geldin? Alayını et de siktir olup gideyim!"
Baran yutkunup gözlerini kaçırdı. Konuşmak niye bu kadar zor geliyordu bilmiyordu. Fark etmeden bu sinirli sarışına sempati duymaya mı başlamıştı? Şu anda Özge'nin yanında olması gerekirdi, Oğuz'un değil. Yüce vicdanının merhametine bağladı durumu.
"Alay değil... Özür dilerim sarı." Oğuz lakaba karşı laf etmemek için çenesini sıktı. "Sert düşeceğini düşünmedim."
Oğuz yine sinirle, düşünmeden konuşmak için ağzını açsa da laflar boğazına erişmedi. Beklemediği özür karşısında hissettiği utanç aklına geri doldu ve ne olduğunu anlayamadan boğazı düğümlendi.
Gözlerini kaçırıp ağzını geri kapattı. Bu görüntü Baran'ın içini nedense daha da daraltmıştı.
"Yüzünü yıkayalım."
Baran yardımcı olmaya kalkışsa da Oğuz'un yan bakışlarına maruz kalıp geri çekilmişti. Onun yerine oğlan için peçete almaya karar verdi. Oğuz hırçınlık edemeden tekneden yüzünü kaldıran oğlanın yüzünü peçeteyle kurulamaya koyuldu.
Oğuz'dan beklediği tepkiyi almayınca gözleri merakla ela gözleri buldu. Bir an bulmamış olmayı diledi. Oğuz şaşkınlıkla ona bakıyordu. Ela gözler iyice aralanmış ince dudaklar ufakça ayrılmıştı. Oğlana fazla yaklaştığını yeni fark edip geriledi ama ortamı tuhaflaştırmamak adına oğlanın yüzünü üstünkörü bir şekilde silmeden önce de elini çekmedi.
Boğazını temizleyip elindeki peçeteyi çöpe attı ve yine ufak bir özür mırıldanıp tuvaletten çıktı.
En azından Oğuz'un arkasından gitmesi Özge'nin hoşuna gidebilirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kız Kavgası ||bxb||
Romancekız kavgasına giren Baran ve Oğuz'un birbirlerine aşık olması. Uyarı: Küfür içerir.