Bu wattpaddeki ilk hikayem umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar!!
''Güneş daha yeni doğmuştu kulağıma kuş cıvıltıları dolarken yeni bir güne daha gözlerimi açtım'' diyebilmeyi bende çok isterdim ama maalesef yine her zamanki gibi ev arkadaşım rüyanın bir bardak buzlu suyu üstüme boca etmesiyle uyandım o yine her zamanki gibi soğuk sudan üşümüş halime gülerken kafamın altındaki yastığı ona fırlattım ve ''beni hergün böyle uyandırmak zorunda mısın rüyacığım''dedim ona fırlattığım yastığı yerden alırken ''sende zamanında kalk o zaman hayatım''dediğinde yastığı yatağa koymuş banyoya doğru gidiyordum ışığın açık olduğunu anlayınca kapıya vurdum ''dolu'' cevabını aldığım an dünya başıma yıkıldı anlaşılan masal içerdeydi masalın tuvaletten çıkması bir saat sürerdi şimdi hanımefendi duş alacak işini halledecek dişini fırçalayacak...tuvaletimin geçmesi için bir yandan zıplıyor bir yandan da masala yalvarıyordum''masal nolur erken çık şu banyodan hadi!'' ''bak mesanem patlayacak''dedikten sonra nihayet çıkmıştı banyodan''iyi hadi yine kıyamadım''diyerek ben tuvaletimi yapabilmenin verdiği mutlulukla banyodan çıkarken rüyanın sesini yeniden duydum''hadi kızlar geç kalacağız''dediğinde masal gibi bende mutfağa yöneldim ama bir dakika benim derslerim hep öğleden sonraydı bugün ''kızlar''dedim ''siz gidin benim bugün sabah dersim yok''
Rüya ''aferin hayal aferin ben seni boşuna mı uyandırdım boşuna mı sandwich hazırladım sana şimdi ''deyip dudaklarını büzünce mahcup bir biçimde''evet canım maalesef''dedim onlar daha fazla vakit kaybetmemek için sandwichlerini yiyip çıktıklarında bende tekrar yatağıma dönüp rüyama kaldığım yerden devam etmeye çalışıyordum
Biz masal ve rüyayla aynı mahallede oturuyorduk annelerimiz iyi arkadaş olmuşlardı dolayısıyla biz de öyle.. bize mahallede üçümüzünde isimleri soyut olduğu için SÜPER ÜÇLÜ derlerdi. üçümüz de aynı bölümü ünüversiteyi tutturunca annelerimiz İstanbul a gitmemize izin vermişti
rüya biraz ''inek''diye tabir ettiğimiz kızlardan lisede de aynı sınıfta olduğumuzdan kopya çekilen taraf hep o olurdu
Masal biraz süsüne düşkün bir kızdı güzelliğine önem verir ve parayı sever parayı sever dediysem öyle dizilerdeki tiki kızlara benzemez masal insanlara asla tepeden bakmaz masalın babası fırat amca eskiden çok önemli bir holdingin patronuymuş eskiden saray gibi bir villada falan yaşıyorlarmış ama sonra fırat amcanın güvenip şirkete ortak yaptığı adam dolandırıcı çıkınca şirket batmış fırat amca da klişe dizilerdeki gibi''ben artık bu utançla nasıl yaşarım'' triplerine girip intihar etmedi tabii ki şirketin üstüne bir bardak soğuk su içti birkaç ay depresyonda kaldı ama sonunda hayatına devam etti ve bizim mahalleye taşındılar
Ve sıkıcı ben biraz anne kuzusu bir kızımdır bu yaşıma kadar annemin sözünde çıkmadım daha doğrusu çıkamadım! Eee insanın aşırı evhamlı bir annesi ve annesinin her dediğine kayıtsız şartsız''sen haklısın hayatım''diyen bir babası olunca söz dinlememek o kadar kolay olmuyor örneğin anneme göre sokaklar ben yalnızken gaspçı,sapık,mafya ve ne olduğu belirsiz insanlarla doluyor ve daha tuhafı bütün bu insanlar kötülüklerini saçmak için beni buluyor annemin hayal gücünden 5 sezonluk fantastik dizi çıkar herhalde...
Ne kadar uğraşsam da rüyalarıma geri dönemeyince komidinin üzerindeki telefonumu alıp oyun oynamaya başladım tam altıncı level geçecekken telefonumdan bir ıslık sesi geldi bunun üzerine dakikalardır uğraştığım oyunu bırakıp mesajlara girdim
Kimden:masal
Canım benim biricik arkadaşım heh şimdi kesin bir şey istiyecek
Akşam birkaç kızı bize davet ettim de umarım bize güzel yemekler hazırlarsın bir de şey pasta alır mısın bu sıralar tatlıya ihtiyacım var da... hadi daha fazla tutmayım ben seni daha yemek yapcan öptüm...
Ahh masal ya işsiz başıma iş çıkardın neyse artık iş başa düştü...
2 saat sonra
Akşam için herşey hazırdı üçümüzün de sevdiği soslu makarna ve köfte patates yapmıştım bizim lüks yemeklerimiz de böyleydi burası bir öğrenci eviydi sonuçta misafir umduğunu değil bulduğunu yiyecekti artık... masayı da hazırladıktan sonra yemekleri kontrol ediyordum makarna hazır köfte hazır patatesler de kızartıldı tamam herşey hazır da bir şey eksik ne eksik? Ne eksik? Eyvah! Ben masala pasta alacaktım ya la...
Bunu hatırlamamla çantamı alıp çıktım evden evin önündeki arabaya bindikten kontağı çevirip çalıştırdım arabayı yolda giderken radyoyu açmayı da ihmal etmedim tabii... ''ben gerçekten o olmasa yaşayamam''dediğim bir şey varsa o da müzik nerede biz de öyle sevgili falan...
Taylor swift ı knew you were trouble çalıyordu taylora eşlik ederken bir yandan da pastane arıyordum az sonra gördüğüm pastaneyle taylorla olan düetimizi yarım bırakıp inmek zorunda kaldım arabadan
--
Acaba kendimi çikolatalı krokanlı pastanın alışılmamış lezzetine mi bıraksam yoksa fıstıklı çikolatalı pastayla klişe ama bir o kadar da klasik bir lezzete mi adım atsam? İçeri girdiğimden beri yirmi dakika geçmesine karşın hala karar verememiştim en sonunda rüyanın favorisinin fıstık olduğunu hatırlayarak fıstıklıda karar kıldım ne kadar düşünceliyim ya bana Oscar vermeleri lazım...
Yirmi dakika boyunca kararsız kaldığım için bana bön bön bakan pastaneci amcaya parayı ödedikten sonra dışarı çıktım ve pastanenin yanındaki eczahanede bir telaş olduğunu fark ettim daha ne olduğunu bile anlayamadan siyah giyinmiş kar maskeli elindeki silahı kafama dayayıp ''yaklaşırsanız kızı vururum!''dedi bahsettiği ''kız''bendim sanırım kolumdan tutup geri geri yürüdüğü benim de geri gitmeme sebep oluyordu arabamın yanına geldiğimizde polis hala bir şey yapamamıştı bir an kendimi polisiye dizisinde gibi hissettim çok mu dizi izliyordum ben? Arabaya binmesin Allahım lütfen herhalde binecek aptal kapının önünde halay çekecek hali yok ya!
Maalesef iç sesim haklıydı çoğu zaman olduğu gibi soyguncu çocuk kalın sesiyle ''anahtarları ver!''diye kükredi çaresiz uzattım beklemediğim bir şekilde sürücü koltuğuna oturttu beni annemi dinleseymişim keşke ah benim güzel annem yıllardır bunun için beni tembihliyordu ama ben onu dinliyordum meğer sokakların kötü insanlarla dolu olup onların kötülüklerini bana saçma ihtimalleri de varmış annemin geçmişte bana verdiği ''dikkatli olmalısın kızım'' Öğütleri beynimin içinde yankılanırken pastaneden bayağı uzaklaştığımızı fark etmemiştim
''buradan sola dön!'' dediğinde sorgulamadan yapmak zorunda kaldım ardından gözlerim önce kucağındaki poşete sonra da gözlerine takıldı mavi gözlerinde kaybolma tehlikesi yaşarken bilmediğim bir yere geldiğimi ve burada da kaybolabileceğimi farkettim sonunda gözlerine bakma isteğimi bastırıp''nasıl soyguncusun sen insan gider bir kuyumcu falan soyar''deyiverdim ne diyorsun kızım sen! ''yerinde olsam çenemi yormak yerine önüme bakardım''diye cevap verdi sesinin tonundan sinirlendiğini anlayacak kadar zekiydim o peşimizdeki polislere bakarken ben radyoya uzanıp müzik açtım maroon 5 sugar çalıyordu
Ne çeşit bir aptalsın sen hayal arabada bir soyguncu var elinde bir silah var ve sen müzik derdindesin öyle mi?harika!
Ben iç sesmin hakaretlerine maruz kalırken yüzünü bana dönüp''arabanda bir soyguncu var farkındasın değil mi? Salak kız''dedi bana nasıl ''salak''diyebilirdi sesinde alaycı bir hava vardı sanki.sesindeki alaycı havayı umursamayıp şarkıya yoğunlaşmaya çalıştım
''tamam burada dur!''dediğinde pastaneden baya uzaklaştığımızı anladım
''şimdi ne olacak,bırakacak mısın beni?''sordum çünkü etrafta ne polis vardı ne insan ormanlık bir yerdi burası ve beni bırakması için gayet uygundu
''seni polislerden kaçabilmek için rehin almıştım ama artık gittiklerine göre seni bırakabilirim''dediğinde sonunda özgür kalacak olmanın mutluluğunu kalbimin derinliklerinde hissettim ta ki ''polise gitmemen şartıyla dediğinde mutluluğum okyanusa düştü uslu bir kız olup başımı salladım şaka mı yapıyordu bu soyguncu çocuk tabii ki ondan kurtulduğum ilk anda duyduğu dedikoduyu 300 km hızla bütün mahalleye yayan teyzeler gibi polise gidecektim kapısını açtı ve tekrar kapattı ne yapıyor bu salak? İç sesime lafı ağzımdan aldığı için teşekkür ederken yine bana döndü''üzgünüm kendimi riske atamam''dedi lafını bitirir bitirmez başımın arka kısmında keskin bir acı hissediyordum gözlerim yavaş yavaş kapanırken son duyduğum şey ''baş ağrısına katlanacaksın artık salak kız'' cümlesiydi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soyguncu Çocuk
Teen Fictioninsan hiç kendisini rehine alan bir soyguncu'ya aşık olur mu ? olur mu olur! karmaşık bir aşk hikayesi...