After the soft sister differentiated into A | MTL

26: Aslında bir omeganın tecavüzüne uğradı..

Akşam etüt seanslarından sonra, Yao Jin birlikte olduğu kızlara veda etti ve onu her zamanki yerinde bekleyen arabaya bindi.

Şoför bir şey demedi ve Yao Jin içeri girer girmez arabayı çalıştırdı.

Yao Jin, bunun muhtemelen Yao Wei'nin bu gece onu görmek istediği anlamına geldiğini anladı.

Arabadan inip kapıdan girdiğinde terliklerini değiştirdi, ancak ayakkabılıkta bir çift yüksek topuklu ayakkabı görünce durakladı. Bu tarz... Yao Wei'nin giyeceği bir şey değildi.

Yüz ifadesi soğudu.

Gerçekten de, yemek odasına girdiğinde Yao Wei ve yabancı bir kadının masada oturduğunu gördü. Yemekler masaya konmuştu ve üç takım kase ve çatal-bıçak seti hazırlanmıştı.

“Ah, Jin-Jin döndü mü? Tam zamanında! Gel ve yemek ye, seni bekliyorduk~”

Kadın genç görünüyordu, açık renkli saten bir gömlek giymişti ve uzun saçları sırtına dökülüyordu. Hem güzel hem de zeki görünüyordu, Yao Wei'nin zevklerine oldukça uygun bir tipti.

Yao Jin, kendisini bu kadar tanıdık bir şekilde selamlayan yabancı kadına baktı, gülümsedi ama gülümsemesi soğuktu, "Zaten okulda yedim, o yüzden sizi rahatsız etmeyeceğim," dedi.

Söyledikten sonra, kadına bakmadan ikinci kata doğru yürüdü.

Yao Wei, onun dik başlı arkasına baktı ve elindeki bardağı sıkarak kaşlarını çattı.

Yao Wei, siyah gömleğinin kolları rastgele dirseklerine kadar sıvanmış, elinde bir bardak su tutarak masanın başında oturuyordu. Ancak yakası, ilk düğmeye kadar sıkıca iliklenmişti ve omuzlarına dökülen orta boy düz saçlarının altından gümüş çerçeveli gözlüklerin altındaki şeftali çiçeği gözleri, hoşnutsuzlukla bakıyordu.

Yao Wei, Yao Jin'in diğer annesi Zhuang Yue'den beş yaş küçüktü. Yao Jin doğduğunda sadece 24 yaşındaydı ve şimdi 40'larının başında olmasına rağmen, iyi bakımlı görünümü sayesinde 30 yaşından bir gün bile büyük görünmüyordu.

“Jin-Jin, teyze Qiong ile ilk defa tanışıyorsunuz. Lütfen görgü kurallarına dikkat et. Seni sabırla bekledik ve özellikle senin damak tadına uygun birçok yemek hazırladı. Gel ve bizimle basit bir yemek ye.”

Yao Jin, merdivenlerde durdu ve trabzana tutunarak Yao Wei'nin sözlerine kahkaha attı.

Gözlerindeki soğukluk alaycı bir küçümsemeye dönüştü, “Benim damak tadım mı? Korkarım Başkan Yao, hangi yemekleri sevdiğimi bile bilmiyor?”

Zaten sıcak olmayan yemek odasının atmosferi aniden dondu.

Qiong Ran, bir kavganın çıkmak üzere olduğunu gördü ve hemen araya girdi.

“Ah, doğru, Yao Wei'den tatlıları sevdiğini duydum. Shang Shi Xuan'dan imza tatlılar aldım. Beğenir misin bilmiyorum ama sana bir tabak getireyim...”

Mutfak yönüne döndüğünde, Yao Jin sabırsızca onu durdurdu, “Gerçekten tatlıları severdim... beş ya da altı yaşındayken. Bu konuda Başkan Yao'yu tebrik etmek lazım, hatırladığı ve her karşılaştığı kişiye söylediği için. Yine de, akşam yemeği için getirdiği ilk kişi sensin. Vay canına, Başkan Yao, sonunda yerleşip başkalarıyla takılmayı bırakacak mısın?”

“Yao Jin! Ne diyorsun? Gittikçe daha da taşkınlaşıyorsun…”

Yao Wei, sözlerinden rahatsız olmuştu ve masasını yumruklayarak artık sakinliğini koruyamadı.

Bu arada, Yao Jin onu görmezden geldi ve ikinci kata odasına doğru geri döndü. Odaya girdiğinde kapıyı sertçe kapattı.

Bu odadaki ses yalıtımı oldukça iyiydi, bu yüzden kapı kapalıyken dışarıdaki tüm rahatsızlıklar susturulmuştu.