Ana karakterin bakire olmasından bahsetmem, tamamıyla kurgu açısından mühim bir detay olması nedeniyledir. Bakire olmanın övünülecek bir konu olduğunu varsaydığımdan ve bu durumu savunduğumdan değil. Yanlış anlaşılma olmasın rica ederim ki.
——————————————————————
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
• 0.8 •
Heyecan duygusuyla sarsılıyordun.
Aslında bakarsan, her şey çok tuhaf sayılırdı. Yalnızca sosyal medyadan, suratını görmemiş olduğun, yalnızca ses tonunu tanıdığın tuhaf ve soğuk bir adam, bu gece seninle beraber olacaktı. Ona konumunu atmış, stres ve heyecanla dudaklarını ısırarak, vücuduna sardığın ve seni epey utandıran, seksi olduğunu varsaydığın iç çamaşırlarıyla onu beklemeye koyulmuştun.
Nasıl bir adamdı o? Kaşı, gözü, burnu, vücudu.. Onu tanımıyordun, onun nasıl bir dış görünüşe sahip olduğu hakkında herhangi bir fikrin yoktu. Ancak durum şuydu ki, bu durumdan asla tereddüt etmiyordun. Bakire olmaktan sıkılmış, artık kendi kendine tatmin olmaktan bunalmıştın. Bir adam istiyordun, gerçek bir adam. Seni memnun edebilecek, seni bu bıkkınlıktan kurtararak sana gerçek hazzı yaşatacak bir adam.
Kapın çalındığında, kalp atışlarının durduğunu sanmıştın. Koşar adım, kutu kadar olan evinde, derhal dış kapıya doğru adımladın. Ondan başkası gelmiş olamazdı, bu nedenle rahatça kapıyı açarak, onu karşıladın.
O tam olarak karşında duruyorken, yaptığın tek şey soluklanmak oldu. Onun senin aklında hayal gücüne dayalı olan dış görünüşü, karşında duran adamdan tamamıyla farklıydı ve bu, şaşırıp kalmana sebep oldu.
Çok tatlı, pamuk şekere benzeyen pembe saçları epey dağılmıştı. Parıldayan kırmızı göz bebekleri, çıkık bir çene hattı, kalın sayılabilecek dudakları, yapılı ve kaslı bir vücudu, kollarında ve vücudunun farklı noktalarında bulunan kalın, siyah dövmeler vardı. Boyu epey uzundu, bakışlarını yukarıya doğrultarak, onu seyretmeye koyuldun.
Nerdeyse konuşmayı unutacaktın. Bu, senin hayal edebileceğinden çok daha yakışıklı, alımlı bir adamdı. Kalp atışların hızlanıyordu.
"Hey, orda mısın?"
Onun ses tonu sana o kadar tanıdıktı ki, bu durum kıkırdamana sebep oldu. Başınla onu onayladın, ardından alçak bir ses tonuyla konuştun. "Evet, burdayım.. Kusura bakma, yalnızca dalmışım. Gelsene." Kapıyı tamamen araladın, onun hoşuna gitmesi adına kuşandığın tangaya, meme uçlarını açığa çıkaran sütyen tarzında olan çamaşıra göz ucuyla olsun bakmadan, içeriye doğru adımladı.
