0.4

81 22 34
                                    

Selamün Aleyküm

Bölüm biraz gecikti. Bunun için kusura bakmayınız lütfen

Keyifli okumalar.

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم


Elimdeki kağıdı zihnime kazıyacak kadar çok okuduktan sonra sinirle kitabımın arasına sıkıştırdım.

Kim hangi cüretle, bana bu tarz notlar yazardı aklım almıyordu?

Ya da kendince eğleniyor muydu?

Notlar aslında pek eğlence amaçlı yazılmış gibi durmuyordu. İlk not ara diyordu, ikinci not oku diyordu, bu not ise nedenini bilmediğim bir sitemle doluydu.

Önemsememeye çalışarak eşyalarımı toparlayıp o dik duruşumu bozmadan tuvaletten çıktım ve kantine ilerledim. Cam kenarındaki dört kişilik masada oturan Buket ve Doruk'u gördüm. Yanlarına giderken onların hemen çarpaz masasında oturan Hatice ve Ammar'ı gördüğümde ise homurdandım. İkisi karşılıklı oturmuş kendi aralarında bir şeyler konuşuyorlardı.

Benim anlamadığım bir mevzu vardı. Hatice erkeklerle değil aynı masaya oturmak göz göze bile gelmezdi. Şimdi Ammar ile aynı masada ne işi vardı?

Bunları düşürken içimden bir ses beni dürttü. Bundan sanane!

Doğru, banane!

Bizimkilerin masasına oturup, somurtarak kollarımı göğsümde birleştirdim.

Buket alayla bana göz ucuyla bakıp, konuştu.

"Ne oldu cicim! Bu defa benim yerime senin keyfin kaçmış gibi!"

"Şu Ammar beni deli etti. Ona neyse! Burada mevzumuz ayrı," dedim sırtı bana dönük Ammar'ı öylesine işaret ederek.

"Kızım sende sustun sustun birden içinden canavar çıkıverdi," dedi Doruk hayretle.

"Damarıma basmasaydı. Vallahi babam şöyle bir ortamda eğitim aldığımı görse kahrından ölür."

Benim dediklerimi Buket onayladı.

"Katılıyorum. Amcam seni burada bir saniye tutmaz."

"O yüzden amcamıza bir şey söylemiyoruz," dedi Doruk net bir tavırla. Evet, babama bir şey diyemezsin.

Doruk halamın oğluydu. Buket'te amcamın kızıydı. Üç kuzen bu okula gelmeyi tercih etmiştik. Aileniz felsefe, sosyoloji, psikoloji konusunda tanınmış kişilerdi. Bizde onların yolundan gitmeyi tercih etmiştik. Doruk konuşmasına devam etti. "Zaten kalmış şurada bir buçuk sene. Boşu boşuna yerimizden olmayalım."

Bir buçuk sene de az buz değildi ki! Ben nasıl katlanacaktım onlara. Her ders ayrı bir çekişme yaşamak kesinlikle istemiyordum.

"İkisiyle de muhattap olmayacağım. Boş boş aklımızı bulandırmaya çalışıyorlar!"

"Ecmel'i bile bu kadar gerdiyseler mevzu derin arkadaşlar," dedi Doruk yanağımdan makas alırken.

Ben ne güzel sakın bir insandım. Ne diye beni çileden çıkartıyorlardı ki!

Sinirle ayağa kalkıp büfeye ilerledim. Kendime tamamen stresimi azaltsın diye iki çikolata aldım. Yanına da bir tane çilekli süt istedim.

Aldıklarımla masaya tekrar oturup hiç ses etmeden onları yedim. Aynı zamanda beynimi kemiren düşünceleri yok saymaya çalıştum. Aslında aklımdaki tek soru o nottan bir tane daha gelip gelmeyeceğiydi.

Kendini Bul ↭ Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin