1.5

572 102 60
                                    

oy vermeyi unutmayın!!

💌

"sence sakinleşir mi changbin?"

felix hemen yanında oturan minho'ya döndü. minho felix'in sorusu üzerine gözlerini biraz uzakta konuşan changbin ve hyunjin ikilisinden çekerek hemen yanındaki mor saçlarıyla ona merakla bakan çocuğa değdirdi.

"bilmiyorum ama umarım sakinleştiremez hyunjin onu," der demez felix'in kaşlarını çattığını gördü. minho, mor saçlının bu şirin yüz ifadesine karşı gülümsedikten sonra "ne? çocuk dayağı hak ediyor sonuçta. changbin döverse ben de döverim."

"saçmalamayın ya, dün akşamdan beri dövme muhabbeti yapıp duruyorsunuz, çocuk musunuz siz?" dedi felix. kollarını birbirine bağladıktan sonra trip atıyormuş gibi gözlerini minho'dan kaçırıp diğerlerine baktı.

"çocuk olmadıkları için dövüyorlar zaten." bu sefer konuşan jeongin oldu. o da yanında oturan jisung'la telefondan bir şeylere bakıyordu ama minho'yla felix'in konuşmalarını duyduktan sonra telefonu kapatmışlardı.

felix şaşırarak önce jeongin'e, sonra yanındaki minho'ya baktı ve göz devirdi. "aferin siz böyle birbirinize harika akıllar vermeye devam edin, sonra disipline gidince göreceğim ben sizi."

"gitmeyiz disipline lix, rahat ol biraz." minho'nun rahat bir tavırla konuşması ister istemez onun da sakinleşmesine ve düşündüklerinden vazgeçmesine sebep oluyordu. "sus sen, o kadar rahatsın ki rahatlığın bana bulaşıyor. mantıklı düşünemiyorum sonra." dedi felix.

minho gülerek kolunu kaldırdı ve felix'in arkasına attı, dirseğini mor saçlının yaslandığı yere koyduğu için kolu tamamen felix'in sırtına değmiyordu ama bu her ikisini de birbirine daha yakın hissettirmişti kesinlikle.

çardakta, onlardan biraz uzakta duran ikiliyi beklemeye devam ederken aralarına chan da katılmış, minho'nun yanına oturmuştu rahat bir tavırla. chan, çardağa girer girmez göz göze geldiği seungmin'le gülümsemesini engelleyememiş, kaçamak bakışlarla arkadaşıyla sohbet eden çocuğa bakmayı da ihmal etmemişti.

birkaç dakika sonra changbin ve hyunjin çardağa tekrar geldiklerinde ilk konuşan minho oldu. "changbin umarım hyunjin'in söylediklerine kanmamışsındır kardeşim." demesiyle hyunjin'den omzuna sert bir tokat yemişti minho. felix ona bakarak "hak ettin." demiş olsa bile sonra gülerek "acıdı mı?" diye sormuş ve omzunu ovmuştu. minho da gülümseyerek onu izlemiş, hyunjin'in söylediklerine odaklanamamıştı bile.

"changbin de sizde bulaşmayın o çocuğa. tamam, biliyorum iğrenç birisi ama biz uzatırsak o da uzatır, bir daha herhangi birimizi rahatsız ederse ne yaparsanız yapın."

"hyunjin..." dedi seungmin, devamını getirmedi.

changbin hyunjin'in arkasında durup herhangi bir şey söylemezken konuyu orada kapatmaya çalıştılar. normalde uzatırlar, hyunjin'i rahatsız eden çocuğa birkaç posta daha sövüp dövme planı yaparlardı ama bu sefer changbin bile konuyu kapatmalarını istemişti, bu yüzden devam ettirmediler konuştuklarını.

ikilinin arasında ne konuştuklarını da bilmiyorlardı ama zaten hyunjin'in changbin'i bir şekilde ikna edeceği kesindi.

çardaktan ilk ayrılan seungmin, o ayrıldı diye arkasından çıkan da chan oldu. diğerleri de kendi aralarında sohbet etmeye devam ederken chan seungmin'i içeri girince kolundan tutmuş ve konuşma başlatmaya çalışmıştı.

"nereye?" diye sordu. seungmin durup kolunu chan'dan kurtardı ve cevapladı. "sınıfa, nereye olabilir?"

tekrar yavaşça yürümeye başladıklarında chan konuştu tekrar. "niye oturmadın biraz daha?"

birds don't sing, minlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin