oy vermeyi unutmayın!! iyi okumalar 🌟
💌
dakikalar ilerledikçe felix içindeki heyecanın arttığını hissedebiliyordu. dün minho'ya eve, saçını boyaması için yardım etmesini rica ederken hissettiği heyecanla şu an hissettiği heyecanın arasında dağlar kadar fark vardı.
içi içine sığmıyor gibiydi. kapının hemen çalmasını ve minho'nun gelmesini istiyordu. ailesi yarım saat önce ayrılmıştı evden ve saat 12'ye yaklaşıyordu. salondaki koltukta gruptaki konuşmalara adapte olmaya çalışan felix kapı ziliyle beraber telefonu hızlıca koltuğa attı ve ayaklanarak kapıya koştu.
kapıyı açtıktan sonra birazdan sarıya boyayacakları saçlarını düzeltti, ellerini yanaklarına koydu ve "sakin ol." dedi kendi kendine.
ilk katta oturdukları için minho'nun hızlıca çıkacağını biliyordu. bu yüzden kapıyı açtı ve düşündüğü gibi kısa bir süre içinde kendisine doğru gülümseyerek yürüyen minho'yu gördü.
minho da kendisi gibi gergin görünüyordu. felix duygularını saklama konusunda minho'ya kıyasla daha iyiydi. minho gerildiğinde belli ederdi ister istemez, çok konuşur ve ellerini oynatıp dururdu. şimdi de aynısını yapıyor, parmaklarını kıtlatmaya çalışıp duruyordu.
"hoş geldin," dedi felix minho içeri girince. minho gözlerini felix'e çevirdikten sonra derin bir nefes aldı ve yanıtladı. "hoş buldum, nereye geçeyim? nasıl geçeyim? ayrıca güzel görünüyorsun."
minho fazla konuştuğunu fark edip sustuktan sonra felix ona gülmüş ve önüne geçerek mutfağa ilerlemişlerdi. "kahvaltı yaptın mı? hafta sonları çok geç kalkıyorsun." dedi tezgahta minho için hazırladığı şeyleri tabağa yerleştirirken.
"geç kalkmadım ve annem yüzünden bir şeyler yedim, sen?"
"annemlerle ettik kahvaltı biz de, çok oldu ama." arkasını dönüp tabağı gösterdi minho'ya. "sana kurabiye yaptım!"
minho gülümseyerek önce kurabiyelere, sonra felix'e baktıktan sonra felix'in burnundan makas almış ve tabağı da elinden alarak masaya koymuştu. "teşekkür ederim, afiyetle yiyeceğim güzellik."
felix ona kullandığı hitabına şımararak sandalyeye oturmuş, minho'nun yemesini beklemişti. minho da bekletmeden kurabiyenin tadına bakmış ve "çok güzel olmuş," demişti ilk ısırığında.
felix gülerek yanıtlamıştı onu. "daha yeni ısırdın salak, bi' tadını alsaydın."
"aldım ben tadını. çok güzel işte, karışma."
"tamam tamam, karışmadım."
birlikte kurabiyeleri yiyerek sohbet ettikten sonra gruba fotoğraf atmışlar, gruptaki yazışmaları güpüleşerek okumuşlardı. kurabiyeleri yedikten sonra felix sabırsızlığını belli edemeyerek minho'ya döndü. "saçlarımı şimdi boyayalım mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
birds don't sing, minlix ✓
Fanfictionfelix, tiyatro kulübünde oynayacakları oyunda partnersiz kalınca minho'ya partneri olmasını teklif eder.