sixteen

22 6 0
                                    

önceki bölümü okuduğundan emin olmalısın güzelim.
__________________________________________

jw-

cıvıl cıvıldım. girdiğim her ortamda konuşkan, birilerinin yüzünü gülümsetebilen kişiyken nasıl oldu da bir kaldırım taşından farksız kaldım ben bile tam anlamış değilim açıkçası.

yoruldum biraz. ufaktan titriyor dizlerim, sakinleşmek adına gözlerimi kapattım. ellerimi göğe uzattım.. hissediyorum. yıldızlar parmak uçlarımda bu gece.

aslına bakarsak çok diyecektim, beni kıran, kötü hissetmeme sebep olan, ve kötü düşünceleriyle iğrenç izlerini bırakan diğer herkese. her seferinde bir anlamı olmadığını fark edip sustum. koşmak istedim, beklenilmediğimi hatırladım, geri döndüm. kimse bilmedi.

kimse bilmedi demek yanlış olur, sonuçta bir zamanlar varlığından haberimin olmadığı bir sapığım (!) vardı.

onun hislerinden ise emin olamıyorum. gerçekten benimle ilgileniyor mu? yoksa diğerleri gibi dikkatimi mi çekmeye çalışıyor? çok kızgınım, bana bu belirsizlikleri verdiği için çok kızgınım.

en çok kendime kızgınım, tüm bunlara izin verdiğim, izin vermeye devam ettiğim için.

neye ihtiyacım olduğunu bilmeyecek kadar bıkmış durumdayım. ne iyi gelir bilmiyorum, neyi değiştirmeliyim bilmiyorum. şu an tek bildiğim belki de bilmek istediğim bu boşluk hissinin canımı çok yakıyor olması.

kalacak fazlasıyla yerim var, o lanet eve muhtaç değilim. ama babamın evinde kaldığım kişiye neler yapabileceğini biliyorken kendim gibi arkadaşlarımı da cezalandıramazdım. en azından onları riske atmamalıyım. hal böyleyken nasıl oradan koşup kaçmamı istediğini kendime yediremiyorum. birde annemin beni oradan kurtaracak kahraman olabileceğini söylemesi.. sanırım bu son damlaydı. bunu söylerken ne düşündüğünü gerçekten merak ediyorum.

kabuslarımın yaşanmasına sebep olan o kadın, nasıl olur da benim kurtarıcı kahramanım olabilirdi? babamın iğrenç baskıları yüzünden beni karnındayken bıçaklamaya çalışmıştı. elbette bunu gözardı edemezdim.

babam bana vurmaya kalktığında yaklaşıp yaslandığı kapının kenarından büyük bir gülümsemeyle izlemişti. hangi anne bunu çocuğuna karşı bunu yapabilirdi? ben o lanet kadının çocuğuydum, beni doğuran kişi oydu. her ne kadar öyle olmadığını söylese de..

annelik böyle bir şey miydi? ben böyle şeylerden asla kurtulamayacağımı hissediyorum. arkadaşlarım ve diğer insanların yanında gün boyunca gülüp harika bir insan gibi görünüyorum, hiçbir şey olmuyormuş gibi davranıyorum ama geceleri odamda kurumuş kan lekeleriyle kendimi yetersiz, her şeyden kopmuş ve ölüymüşüm gibi hissediyorum.

ruhum ağrıyordu. sıkılmıştım her şeyden. belki de güzel bir ölümle kuş olup uçabilirdim buradan. bir bakıma böylesi daha iyi olabilirdi. düşününce yaşamak için bir sebebim var mıydı ki? yaşama sebebim diyebileceğim bir insan, evcil hayvan, değerli eşyam yada ailem yoktu. peki ben ne için dayanıyordum bunca şeye? beni ayakta tutan şey, dayanmamı sağlayan şey neydi? bu soruların cevabını ben bile bilmiyorken iplere tutunuyorum. peki bu ipler kimin ellerinde? bu ipler kime ait? cevabı olmayan soru işaretlerim çoktan başımı ağrıtmaya başlamıştı.

intihar her şeyin çözümü müydü? kesinlikle hayır. bazı şeylerin çözümü olmadığı gibi çoğu şeyinde çözümüydü aslında. intiharı şans işi olarak görmüşümdür hep, bu girişimde başarılı da olabilirsin başarısız da. kesin öleceğim yada kesin ölmeyeceğim deme gibi bir şey söz konusu olamaz. nasıl bir yöntem, yol seçtiğine de bağlıdır tabiiki, ama benimki kesinlikle başarılı olacağım bir yol olacak.

Dauphine - jaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin