Bilmem kaç saat ağlamıştım kendime gelememiştim bir türlü....
Boranın " ben geldim" diyisi ile ağlayan gözlerimle ona bakmıştım bora bana bakmıştı ve yanıma gelip " noldu niye ağladın" demişti ona tokat atmıştım "sapık herif konuşma benimle" demiştim sinirli ve ağlayan sesimle. bora gözlerini kapatmıştı ve yanağını tutmuştu bir kaç dakika sonra gözlerini açmıştı gözleri sinirden kararmıştı. İkimizde sinirliydik ikimizde birbirimizi heran yiyebilirdik...: ben naptım bu tokat için!?
- ne mi yaptın ? Bora çıldırtma beni
Ayağa kalkmıştım bora hala attığım tokat'ın şokundaydı merdivenlerden çıkmaya başlayacağım sırada bora " ne yaptığımı öğrenmeden Bir yere gidemezsin" diye bağırmıştı duymazlıktan gelmiştim ve hızlı hızlı merdivenlerden çıkmaya başlamıştım bora işe arkamdan " mira gel buraya" diye bağırıyordu odama gelmiştim ve kapımı kitlemistim hızlıca. Yatağa oturmuştum dizlerimi kendime doğru çekmiştim anlımı dizlerime koymuştum ve ağlamaya devam etmiştim ağlamamın sesi ile boranın kapıma vurup bağırması ile karışmıştı odanın içine...
Ona inanmayacaktım yüzde doksan dokuz yalan atacaktı bende buna inanmayacaktım tabikide anahtar sesi gelmişti kapıya bakmıstım korkuyla. Borada yedek anahtar vardı doğru ya. Kapı açılmıştı boranın ayakkabıları odama girmişti anlam veremediğim bir yüzle yanıma gelmeye başlamıştı. Yatakta yuvarlanıp masama doğru gitmiştim ve masanın üstündeki kalemi elime alıp boraya doğru çekmiştim- bora bana yaklaşırsan bitersin duydun mu bitersin dinlemek istemiyorum seni
Bora küçümser bir bakışla bana bakmıstı
: sende kalem varsa bendede silah var sen onu batırmadan ben seni vururum unutma silah kalemden üstündür
Bora yaklaşmaya devam etmişti kaşlarımı catmıstım yanıma gelip elini kaldırmıştı ki yüzümü korumuştum hemen bora " hey kalemi alacaktım ne korkuyorsun" demişti kalemi bütün gücümle tutuyordum hiçbir güç o kalemi alamazdı...
- bora git
: ne yaptım
- gitt
: şöyle naptım ben sana
- GİT
bora birşey dememişti susmustu ikimizde susmustuk galiba ruhlarımız kavga ediyordu bu seferde... Bora elimde tuttuğum kalemli elimi tutup ayağına doğru eğmişti ve sarılmıştı ben yine ağlamaya başlamıştım
: naptım gel anlat yanlış birşey yaptıysam çözcem bunu yeterki anlat
- anlatmayacağım sen çok iyi biliyorsun ne yaptığını bora hazretleri
: anlatırsın kıyamazsın bana dimi?
- bu sefer kıyarım sana
: öpsem?
- keşke herşey öpülmek ile hallolsa
Bora'nın elleri benden uzaklaşmıştı vücutu benden uzaklaşmıştı susmustu susmustuk
: peki öyle olsun ben... Gideyim...
Bora arkasını dönmüştü kafam yere eğikti. bora odamdam çıkmıştı nerden mi anlamıştım kapıyı hızlı vurmasından...
Kalemi yere atmıştım yere eğilerek ağlamaya başlamıştım... dış kapının sesini duymuştum kapı açılmıştı ardından kapanmıştı bora çıkmıştı galiba evden... ağlamam dinmemisti ama odadan çıkmam gerekiyordu telefonum... Telefonum aşağıda kalmıştı bora telefonumu almamış olsun lütfen görmemiş olsun telefonumu ayağa hızlıca kalkıp odamdan çıkmıştım kırmızı olmuş gözlerimle aşağıya inmeye başlamıştım aşağıya inmiştim inmiştim ve inmiştim koltuğa baktığımda telefonum orda değildi lanet olsun lanet olsun lanet olsun bora almış galiba telefonumu napcaktım ben borayı mı bekleyecektim sabaha kadar? Merdivene oturmuştum. Hayatım hep bir entrika doluydu annem öldükten sonra hayatım tamamen değişmişti her konuda hemde
ŞİMDİ OKUDUĞUN
satılma
De Todo18 yaş doğum gününde babasının kumarda kaybetmesi ve kızını satması... babası tarafından hep şiddet gördüğü için herkese atarlanan miradan... işte benim hayatımdaki şanssızlığımın hikayesi... iyi okumalar... (hikaye çok karışık olacak ve cinsellikle...