Hümeyra Adı

348 22 83
                                    

Kapının önünde sırıtarak beni izleyen adama omuz atarak içeri geçtim. Salaklık bendeydi zaten. Adam Fenerbahçe oyuncusu, geldiğin ev başka bir Fenerbahçe oyuncusuna ait burada bulunması garip olan kişi bendim birde adamı sorguluyordum.

"Selam sabah yok mu ama ayıp ettin"

Arkamı dönüp hâlâ sırıtan adama bakarak sesli bir sabır çektim umarım anlamıştır. Arkadaşlar bakın ben gergin ve tahammül seviyesi düşük biri değildim yalnızca bu adama tahammülüm yoktu. Daha önce iki defa geldiğim evin salonunu gerginlikten bulamayınca oflayarak beni takip eden adama döndüm.

"Salon nerde Fenerli?"

Ben gergin olduğum için adamın yüzüne bakmamak adına oldukça üstün bir çaba sarfediyordum ama o benim aksime gözlerini kaçırma zahmetinde bulunmadan beni süzüyordu. Beni Gözde ve diğerlerinin çevresinde çok göremediği için şaşırmıştı ve kim olduğumu çıkarmaya çalışıyordu büyük ihtimalle.

"Gel ben eşlik edeyim"

Sonunda cevap verme zahmeti gösterdiğinde zoraki bir gülümsemeyle istemeye istemeye peşine takıldım Fenerli adamın. Sıkıntıdan ceketimin ucunu çekiştire çekiştire iki adım yerde bildiğiniz ceketi eskitmiştim. Fenerli adam ise benim aksime inanılmaz rahattı sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi. Salona gelir gelmez derin bir nefes alarak gözlerimi kapadım. İçerisi sandığımdan da kalabalıktı. Adını bile bilmediğim birsürü insan vardı. Kendim hakkında en nefret ettiğim şey olan kalabalıkta utanma huyum kendini göstererek beni zor duruma sokmayı başarmıştı. Fenerli adama bakarak gülümsedim.

"Hepsi sizin mı?"

Sorum onun ufak bir kahkaha atmasına neden olmuştu.

"Neyin hepsi bizim mi kız"

Hem gevşekti hemde salak. Allah kahretsin salak olan bende olabilirdim hepsi sizin mi ne demektir ya.

"Çok fazla çocuk var hepsi sizin takımın oyuncularının çocukları mı?"

Soruma cevap vermek yerine yüzümü inceledi bir süre.

"Sen utanıyor musun içeridekilerden?"

Allah kahretsin bu Fenerli'nin de diline düşmüştüm bir kere inşallah dalga falan geçmezdi. Gerçi bir daha karşılaşma şansımız yoktu.

"Biraz"

Yüzündeki ciddiyet yerini merhametli bir tebessüme bırakırken koluma dokundu hafifçe. Salona girmem için bana resmen teşvik ediyordu.

"Bak bu adamların hepsi yarım akıllı bende dahil, kadınlarla da anlaşmanın yolu kolaydır zaten çantanı gösterirsin konu açılır, çocukları da dert etme anaları bakar onlara"

Gülmemek için dudaklarımı ısırarak başımı salladım olumlu anlamda. Haklıydı en fazla ne gibi bir problem çıkabilirdi ki.

"Hümoş nerde kaldın kız"

Gözde'nin neşeli sesiyle utanarak hediyemi masaya bırakıp Gözde'ye sarıldım.

"Uzun hikaye ya sonra anlatırım"

Gözde'nin kolunun altına kendimi küçük çocuk gibi hissediyordum. Zaten utangaçlığım tavandı birde Gözde'nin yanına sindikçe daha çok utanıyordum. Bana dönen bakışlarla utancımdan küçücük kalmıştım.

"Bizden hâlâ utanmana inanmıyorum hümoş şaka gibisin"

Enfal'in sesiyle irkilerek Gözde'ye daha çok sindim. Nur ile Duru'nun mevlüt organizasyonu için birlikte çalıştığımız dönem tanışmıştık zaten Ayşe Sena ve Ece ile eskiden arkadaş olduğumuz için samimi olmamız zor olmamıştı ama Fenerbahçe yengeleriyle gerçekten damdan düşer gibi bir anda tanışmıştık ve tanışalı çok olmamıştı utanıyordum ister istemez. Ağzıma aceleci bir tavırla un kurabiyesi tıkıştıran kadına baktım şaşkınlıkla.

"Nasıl olmuş süper değil mi?"

Ağzım dolu olduğu için kafa salladım şaşkınlık içinde. Beşiktaşlı yengelerin çevreden çıktıktan sonra Gözde ve çetesi ne yalan söyleyeyim garip gelmişti. Kurabiyeyi yutar yutmaz biraz heyecanımı yenebilmek adına gözlerim Can'ı aradı.

"Çocuklar nerede?"

Eteklerini düzelterek bize doğru gelen Rojin kahkaha attı sevimli bir şekilde.

"Birazdan bıkarsın merak etme"

Anne olmanın ne kadar yorucu olduğunu eteklerini dökülen meyve suyunu hâlâ silmekle uğraşan Rojin'e bakarak bizzat görmüş oldum. Gözlerim aniden beni izleyen bir çift göze takıldı. Meraklı bakışları her hareketimi dikkatle inceliyordu. Gözlerimi çevirmek istesemde yapamamıştım. Gülümsedi yüzünde büyürken farkında olmadan bende karşısında gülümsedim onu Umut abi beni de ne zaman yanıma geldiğini anlamadığım Nur dürtene kadar.

Bakışlarımı kaçırarak kadınlarla birlikte masanın etrafına dizildik. Gözde'nin futbol camiasından olmayan arkadaşlarıyla da tanıştıktan ortama biraz daha ısınmıştım. Beni yememişlerdi yani.

Bakışlarım koyu sohbetin arasında farkında olmadan yeniden beni inceleyen adamı buldu. Bacaklarıma dokunan küçük ellerle bakışlarımı kaçırıp Can'ı kucakladım.

"Üm üm"

Dili dönmediği için Hüm bile diyemeyen çocuğun yanaklarına ufak öpücükler kondururken bakışlarım bize odaklanmış adama kaydı yeniden. Ne vardı da bakıyordu öyle manyak.

"Komutana mı bakıyorsun sen"

Duyduğum yabancı sesle gözlerimi daldığım noktadan alıp sesin geldiği yere çevirdim. Yanımda saçlarını savurup duran yaşıtım esmer kıza baktım gözlerimi kısarak.

"Anlamadım"

Gülümsemesi yüzünde büyürken neşeyle omzuma dokundu.

"Komutan hiçbir kadına beş saniyeden fazla bakmaz seni gözüyle yedi bugün Maşallah bu arada çok şanslısın onun sevgisine nail olmak herkesin harcı değildir ben bayağı bir uğraşmıştım şahsen"

Anlamsız bakışlarımı genç kıza diktim.

"Ne?"

Oflayarak elini uzattı neşeyle.

"Çok alıksın komutan gibi. Bu arada Esma ben, yengenler esmoş der, komutan esmoli der sen istediğin şekilde hitap edebilirsin"

Elini sıktım hâlâ ne olduğunu anlayamasamda.

"Hümeyra ben de memnun oldum"

Kahkaha atarak kucağına Can'ı alarak omzumu dürttü yeniden.

"Off git konuş şu adamla ya bu taraftarın sana ihtiyacı var "

Kız o kadar karmaşık konuşuyordu ki hiçbir halt anlamamıştım. En iyisi evet deyip geçmekti.

Yazardan

Mert küçük bir çocuk gibi bulaşıkları dizen Gözde'nin etrafında dönüyordu.

"Gözde bugün bir kız geldi ya Nur'un arkadaşıymış"

"Evet noldu"

"Kim o?"

Gözde aldığı soruyu beklemiyor olacak ki oldukça şaşırmıştı. Mert daha önce bırakın ona bir kızı sormayı yanında bir kadının bile adını geçirmemişti. Gülmemek adına dudaklarını ısırarak cevapladı Mert'in sorusunu.

"Hümeyra adı, babası Beşiktaş'ın kongre üyelerinden Cüneyt Hekimoğlu mu ne adı. Organizasyon şirketi var ablasının onun yanında çalışıyor. Nur sayesinde tanıştık bizde çok iyi kızdır neden sordun?"

Omuz silkerek ağzına bir tane fındık atıp mutfaktan çıktı.

"Meraktan sordum meraktan"
...

Seninle Başım Dertte/Mert Hakan Yandas Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin