Komtan

304 29 34
                                    

Ben hiç yorum istememiştim sanırım burada.

Yorum atar mısınız rica etsem?

...

Gözüme ilişen saati görünce oflayarak kahvaltı masasından kalktım. Sürekli bir yere geç kaldığım için nerdeyse son bir aydır doğru düzgün kahvaltı bile yapmamıştım.

"Ortanca Hekimoğlu nereye?"

Babamın meraklı sesiyle saati işaret ettim elimle.

"Birilerinin çalışması gerek baba"

Her zamanki rahat tavrıyla ağzına bir zeytin atarak gururlu bir şekilde gülümsedi. Kızlarının işkolik olması hayatta en çok hoşuna giden şeydi çünkü kendisi çalışmaktan nefret ederdi. Üstün bir zekaya sahip olmasa büyük ihtimalle babasından aldığı her şey oldukça tembel bir adam olması yüzünden yiter giderdi.

"Paşamı da bekle antrenmanı var"

Paşa babamın paşasıydı ama nedense her işiyle biz ilgileniyorduk. Küçük bir çocuk gibiydi, dağ gibi iki ablaya sahip olmasa ne olurdu hali hiç bilmiyorum. Beklemek en sevmediğim şeydi.

"Abla geldim çıkalım"

Üzerine giydiği Beşiktaş formasını görünce bütün sinirim geçmişti. Boyuna yetişemediğim için kollarımı açarak eğilmesini bekledim küçük kardeşimin. Nihayet eğilince de yanaklarına küçük bir çocuk gibi sulu öpücükler kondurdum.

"Oyy kurban olsun ablası yavru kartalım benim"

Annem ikimize bakarak bildiği bütün nazar dualarını okudu yine içinden ve biz daha fazla oyalanmadan evden çıktık.

Bahçede park halinde olan arabamın ön tamponu yine bakış açıma girdiği gibi bildiğim tüm küfürleri etmiştim. Seni bir elime geçirirsem bittin sen Fenerli. Hâlâ sinirlerim yerli yerinde duruyordu.

3 saat sonra

Gerginlikten ağlamak üzereyken başımda duran çırağın yüksek sesiyle irkilerek doğruldum.

"Ablam çay içer misin?"

Sesi o kadar yüksek çıkıyordu ki afallayarak sandalyeden düşsem şaşırtıcı olmazdı. Gözlerimi kırpıştırarak çırağa baktım aval aval.

"İkimize de çay getir koçum sen"

Kapıdan içeri giren adamı görünce içimde bir yerlerde kafamı arızalı araçlardan birinin içine sokma isteği geldi. Gevşek herif beni tamirci de bile bulmuştu.

Çırağın gittiğine emin olduktan sonra yanıma oturan adama ters bakışlar atarak eskimiş koltukta biraz daha ileri doğru ileri kaydım.

"Gerçekten pes komutan azmine hayran kaldım vallahi"

Sırıtarak masadan bir gazete alınca oflayarak koltukta kayabileceğim kadar ileri kaydım.

"Sizin benimle ne dersiniz var Allah aşkına"

Bana bakmadan gazetesini çevirdi umursamaz gözlerle.

"Hayır yani nereden buluyorsunuz beni anlamıyorum"

Gözlerini gazetesinden çevirmeden sırıtarak mırıldandı.

"Kader"

Omuz silkerek elindeki gazeteyi çekip aldım öfkeyle.

"Siz beni inanılmaz geriyorsunuz ötede bekleyiniz lütfen"

Adamın attığı kahkahalarla dudaklarımı ısırarak başımı eğdim suçlu bir çocuk gibi. İkizler Burcu olduğum için mi bilmem duygularım çok hızlı değişirdi çok çok hızlı. Geçen gün adama ilk görüşte senli benli davranırken şimdi konuşmaya bile çekiniyordum.

Adam karşı sandalyeye otururken utangaç bir tavırla başımı eğdim. Ne yapıyordum ben Allah aşkına.

Mustafa ile aynı yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim çırak masaya çay bırakınca zarif bir hareketle tepsiyi Fenerli adamın önüne uzattım.

"Buyrun"

Gülmemek için dudaklarını ısıran adama bakmaya devam etmemek için gözlerimle odayı taradım uzunca bir süre. Onların da dikkatini çekecek uzunca bir süre.

"Adam yemiyorum"

Adamın neşeli sesiyle gözlerimi saatten almadan cevap verdim.

"Tahmin edebiliyorum"

"Yüzüme baksana"

"Yok"

Ağlamaklı bakışlarımı saatten alarak en sonunda kapıya çevirdiğimde gördüğüm yüzle gülümsedim.

"Hallettik bir sıkıntı çıkarsa tekrardan uğrayın yanıma"

Başımı olumlu anlamda sallayarak arabanın anahtarını aldım.

"Size de iyi günler Komutan"

Arkama bakmasam bile güldüğünü hissedebiliyordum. Sahi neden sürekli gülüyor bu adam.

Gece

Sonunda cemiyetten hiçbir tanıdığın olmadığı bir mekan bulmuştum. Gün boyu ayaklarımın üzerinde at gibi tepinerek ordan oraya koştuğum için kendime gece ufak bir kafa dağıtma molası vermiştim.

Gözlerim mekanda boş yer olup olmadığını tararken onu gördüm. Komutan tek başına oturmuş bir şeyler içiyordu. Adımlar onun masasına doğru benden bağımsız ilerliyordu. En köşede manzaraya bakan masada oturan adamın önüne çantamı bırakarak şirin bir gülümseme sundum.

"Bu gece senden olabilir miyim Komtan"

Dilim sürçtüğü için utanarak durumu toparlamaya kalkacakken eliyle sandalyeyi işaret etti.

"Bu gece benden olabilirsin Dişi Komtan"

...

Böyle sakin ilerlemeyecek kurgu arkadaşlar sakin olun

Ufaktan hazırlanın siz djdj

Umarım beğenirsiniz

Seninle Başım Dertte/Mert Hakan Yandas Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin