0.2

63 12 1
                                    

___________________________

"Sanırım birine fena aşık oldum!"

_________________________________________

Her ailede vardır, istediği olmazsa ağlayan küçük kardeş.

Bu yüzden en büyük 2 odadan birini yatak odası yapmışlar, diğerini de küçük kardeş Beomgyu almıştı.

En küçük oda ise Jungkook'a kalmıştı. Aslında Jungkook bundan pek şikayetçi değildi. Odanın büyük olmasına pekte gerek yoktu. Hem severdi o kutu gibi alanları. Üstelik küçüktü falan ama balkonu vardı.

Jungkook odaya yatak, 5li çekmece, küçük bir giysi dolabı ve bir çalışma masası almıştı. Herkes evin içinde ordan oraya koşturup evi düzenlemeye çalışırken Jungkook dosyasına koyduğu posterlerini çıkarıp duvara asmaya başlamıştı bile.

"Jungkook! Şu kutuyu almama yardım eder misin?" İçerden seslenen annesiyle hemen yatak odasına gitmişken büyük tam 5 kapaklı aynalı dolabın üstündeki kutuya uzanmaya çalışan annesini görmüştü.

Hemen gidip kutuya uzandı ve alıp annesine uzattı. "Sağol oğlum, birde bu şu poşeti tabura götürür müsün?" Demişti annesi komidinin üstünde duran siyah poşeti göstererek.

"Neden, ne var ki içinde?"

"Şarj aleti ve flash bellek. Baban bugün nöbetçiymiş, az önce aradı bu ikisini istedi."

"Tamam götüreyim."

Eline aldığı poşetle bir koşu dışarı çıktı. Merdivenleri her zaman ki gibi ikişer-üçer indi.

Dışarı çıktığında hemen gitmesi gereken yoldan gitti. Tabur vişne ağaçlarının arkasında kalıyordu, ancak arada kocaman bir dere olduğu için dolanmalıydı.

Yani önce lojmandan çıkmalı daha sonra sadece tabura giden yoldan gitmeliydi.

Adımlarını hızlandırmıştı. Çıkışa geldiğinde elinde silahla nöbet tutan asker onun için kapıyı biraz aralamıştı.

Jungkook kapıdan dışarı çıkıp sağa döndü, hafif yokuşlu ve dönemeçli bir yoldu.

Ama çokta uzakta değildi.

Nihayet taburun girişine geldiğinde askerlerden biri kapıyı açmak yerine onun yanına geldi.

"Buyrun?"

"Yarbay Jeon Sungmin'in oğluyum, bu poşeti ona vermeye geldim."

Asker anladığımı göstermek amaçlı başını salladıktan sonra poşetin içine baktı. Daha sonra arkadaki askere bir baş işareti göndererek kapıyı açmasını söyledi.

"Şey ben odasını bilmiyorum."

Asker ona döndü ve yan dönerek tarif etmeye başladı. "Burdan düz git, ardından sola dön, 100 metre ilerde gördüğün binaya girmek için sağa tarafından dolaş, girdikten sonra bir kat yukarı çık karşıda bir sürü oda olucak, kapının üstünde ismi yazıyordur. "

"Anladım, teşekkürler." Diyerek kapıdan içeri girmişti. Hızlı adımlarla çabucak dönmesi gereken yere geldi. Karşısına gerçekten bir 5 katlı bina çıkmıştı.

Koşarak binanın yanından geçerek kapısına ulaştı.

İçeri girdi. Karşısında sadece merdivenleri görmesiyle hızla yine ikişer üçer çıkmaya başladı. Önüne bir sürü kapı ve yan tarafta uzun bir koridor çıktı.

Kapıların yanına gitti, ancak hiçbir kapının üstünde isim yazmıyordu. Belki görmediğim bir yerde yazıyordur diye kapının etrafına üstüne iyice baktı ancak yoktu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Father's Soldier. || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin