beckynin gözünden
şuan da neler oluyordu idrak edemiyordum freen beni kendine çekmiş sarılıyordu bir eli belimde iken diğer eli saçlarımı okşuyordu en son annem ile böyle yatardım ve gelecek hakkında konuşurduk beni liseden mezun olurken,üniversiteden mezun olurken,evlenirken,çoluk çocuğa karışırken mutlu olduğum da mutsuz olduğumda her zaman yanımda olacağını söyler saçlarımı okşar arada öpücükler bırakırdı ama söylediklerini ne o görebilecekti ne de ben yapabilecektim kısa zamanda yanlarında olacaktım bunu bilmek eskiden güzel hissettirirdi ama şuan kolları arasında olduğum kişi yüzünden bir tarafım ölmek istemiyordu yanında kalmak her gece ona bu şekilde sarılmak istiyordu
"beck.." fısıldamıştı
"efendim" diyebilmiştim sessizce
"rahatsız olmadın değil mi?" sesi biraz titriyordu
"hiç olmadığım kadar rahatım"
ben bile zor duymuştum dediklerimi ama o da duymuştu küçük gülümsemesini duyabilmiştim
"hadi uyuyalım yarın size gideceğiz"
söyledikleri ile duraksamıştım yarın için hazır hissetmiyordum
"freen.."
"efendim becky"
"çok umutlanma.."
evime doğru yürüyorduk ikimizde konuşmuyorduk ben gidiyorum o da beni takip ediyordu korkuyordum çok korkuyordum bana herkes gibi acıyarak bakmasından çok korkuyordum kendime yıllardır acıyordum sigara içerken o kabuslarlardan her uyandığımda aynada ki o içimde beni öldürecek acılar taşırken hiçbir duygu belirtisi göstermeyen o surata işte en çok o surata bakınca acıyordum kendime
düşümcelerimle boğuşurken geldiğimizi fark ettim ve kapının tam önündeydik freene döndüm"geldik"
"çok heyecanlıyım senin ailenle tanışacağım için"
hiçbir şey diyememiştim anahtarı iki kere çevirip kendi mezarıma yaşamak için bana bir sebep veren kişiyi getirmiştim ne kadar garipti önden girdim arkamdan da freen girmişti etrafa bakınmaya başladı ve bana döndü o güzel gülümsemesiyle
"çok güzelmiş evin" dedi
şuan öyle gülüyordu ki karşımda bilmiyordu bu evin benim tabutum olduğunu güzel dediği bu evden bir gün ölümüm çıkacağını belki hastalıkla belki de komşuların kokudan rahatsız olup şikayet ettiklerinde gelip asılı ya da bilekleri kesilmiş bedenimin çıkacağını bilmeden gülüyordu karşımda ve o an fark ettim iki yıl sonra bu evde bir gülümseme vardı şuan solmuş otların arasında açan ufak bir papatya gibiydi tek ve özeldi yüz ifadesinin değişmesi ile yanağımda hissettiğim ıslaklık bir olmuştu ağlıyor muydum?
"becky" dedi endişeli bir şekilde
"iyi misin noldu bir şey mi dedim
ya da yaptım bilmeden"şuan yıllardır ilk defa bir gülümseme gören ev yine benim yüzümden endişeyle,gözyaşıyla dolmuştu yine ve yine batırmıştım bunu bile hak etmiyordum belki de bir küçük gülümsemeyi bile çok görüyordu hayat bana bu düşünce ile daha çok ağlamaya başladım freenin kollarını bedenimde hissettiğim de yüzümü boynuna gömüp iki yılın acısını çıkararak ağladım ne kadar sürdü bilmiyorum ama vücudum uyuşmuştu artık yorulmuştum hem ağlamaktan hemde her şeyden çok yorulmuştum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
higabana (freenbecky)
Fanfictionseni gördüğümde ilk defa kalbimin attığını hissettim ve söz veriyorum kalbim son kez attığında da içinde sadece sen ve sana olan sevgim olacak.