Korkak

106 8 3
                                    


Tuğçe geçen hafta Ahmet'in davasına girdiğinde davayı ileti tarihe atmışlardı bu süreçtede Ahmet'de tutuksuz yargılama çıkmıştı.

Tuğçe arabasını durdurduğunda hava yeni aydınlanıyordu bu geçen bir haftada düşünmemek için erkenden ofise geliyor gece geç saatlere Kadar çalışıyordu.

Arabadan inip kilitlediğinde hızlı adımlarla ofisine çıktığında kilitli kapıyı açıp odasına girmişti masasına oturduğunda ellerini şakalarına koyup ovmaya başlamıştı.

Geçen haftadan beri aklında o öpücük vardı ama olduramıyordu. İkisinin hayatları farklıydı, geçen haftadan beri çınarın bile telefonlarını açmıyordu Tuğçe birkaç kez Tuğçe'nin yanına ofisine gelmişti Tuğçe hiçbir şey yokmuş gibi davranıyordu Çınarın yanında ama belliydi.

Telefonu çaldığında çantasının içindeki telefonu almıştı. Çınardı.

"Efendim?"

"Günaydın Kankacım sesin çıkmıyor gene?"

"Yok, yani işler yoğun o yüzden" Tuğçe sıkıntıyla nefes verdiğinde Çınar sıkıntısını anlamıştı..

"Akşam çekirdek kola yapalım mı?" dediğinde Tuğçe istemsizce kahkaha atmıştı çocukluk yıllarının en güzel aktivitesiydi bu arkadaşları ile sahilin yanında sadece boş geyikler yapmak.

"Olur yapalım.."  telefonu kapattığında dosyalarına gömülmek istese de yapamamıştı.

Aklını o geceden alamıyordu tavrını belli etmişti ve o günden sonra sadece duruşma salonunda görmüştü onu. Efe'nin ona bakışı nefesini kesse de olacak şey var olmayacak şey var diyordu Tuğçe.

En zoru da olmayacak şeyi hayalini kurmaktı.

Yerinden kalkıp odasındaki balkonun camını açtığında yüzüne çarpan soğuk rüzgar nefesini açmıştı.

Aklındaki düşünceyi söküp atmak zordu bunu biliyordu, geri yerine oturduğunda laptopunu açıp Efe'nin adını mekanını arama sitesine girmişti.

Ve karşılaştığı şeyler aklındakileri doğruluyordu. Gece külbündeki fotoğrafları, kızlarla samimi çekilmiş fotoğrafları herşey ortadaydı.

Tuğçe sırtını koltuğuna verdiğinde eliyle dudaklarını hafifçe dokundu ilk değildi ama hiçbir zaman hissedemediği bir öpücüktü.

Elini dudaklarından çekip ekrandaki fotoğrafı büyüttü yakından yüzüne bakamadığı adamın fotoğrafına bakmaktan bile çekiniyordu.

Hafifçe gülümsediğini hissettiğinde kendini düzeltip ekranın kapağını kapattı sinirlenmişti kendine ayağa kalkıp çantasını kabanını eline aldığında çıkmıştı ofisten.

Arabaya geçtiğinde nereye gideceğini bilmiyordu aklında ne vardı bilmiyordu.

Arabayı çalıştırdığında hızla yola çıkmıştı kafasını toplamak için yola çıkmak iyi geleceğini biliyordu son ses playlistinden şarkı açıp İstanbulun kalabalık kimsesiz yollarında dolaşmaya başladı.

-

Efe gözlerini araladığında başına giren keskin ağrı ile yeniden kapatmıştı. Alışkındı bu acıya ne zaman geçeceğini biliyordu, hafifçe gözlerini araladığında üstü ile yattığını fark etmişti.

Karşı kanapede oturan kadını gördüğünde yeniden kendini yatağa bırakmıştı.

"Uyandın sonunda." Nil kinayeli cümlesiyle Efe kollarının üzerinde doğrulup ona bakmıştı dün gece beraberdiler ama ne olduğunu hatırlayacak kadar kafası yerinde değildi.

two balance Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin