Tuğçe adliyenin bahçesine çıktığında elindeki dosyları ile çantasındai arabasının anahtarını bulması zorlaşıyordu.
Sonunda bulup arabasının yanına adımladığında sileceklerin arasına sıkıştırılmış zarfı görmüştü.
Zarfı aldığında içini açmıştı.
"son uyarı avukat. Kurcalama" yazıyı okuduğunda etrafa bakmıştı hızla, ilk tehditi değildi.
Arabayı açıp içine bindiğinde zarfın arka yüzünü çevirmiş iyice incelemişti. Kimlerden gelebileceği ihtimali kafasında soru işaretiydi ama en son kiminle takıştığını biliyordu, serdar.
Zarfı yan tarafa attığında çantasındaki telefonu eline almıştı.
Sessizdeki telefonu bildirimlere dolmuştu. Cihan ve Leyla'nın aramaları mesajlarını gördüğünde endişelenip cihanı aramıştı hemen.
"Abla.."
"Ablacım duruşmadaydım, noldu?"
"abla annem gene alkole düştü bi gelir misin?"
"Çok mu kötü?" Tuğçe kafasını geriye atıp eliyle yüzünü kapattığında derin nefes vermişti.
"Abla kötü olmasa aramam, beş dakika gel."
"Tamam, tamam geliyorum." Tuğçe telefonu kapatıp yan tarafa bıraktığında adliyenin bahçesinden çıkmıştı.
Kırk beş dakika sonra deniz kenarındaki büyük eve geldiğinde içine sıkıntı çökmüştü Tuğçe'nin arabayı bahçeye park ettiğinde evin çalışanları hızlıca Tuğçe'nin yanına gelmişti.
Çocukluğundan beri onunla çocuğu gibi ilgilenen güler ablası kapının önünden hızlıca yanına gelmişti.
"Güler abla? Çok mu kötü?"
"Fena Tuğçe'm gir bi.." Tuğçe meraklanıp hızlıca içeriye girmişti büyük girişten salona doğru adımladığında içeriye dolan sesle Tuğçe yerinden fırlamıştı.
Renkli konfetiler yere düştüğünde Leyla hızlıca ablasının kollarına atmıştı kendini
"Ablam iyi ki doğdun!" Tuğçe şaşkınlıkla etrafındaki insanlara baktığında bütün ailenin burda olduğunu görmüştü.
"ya kızım çekil bizde burdayız!" cihan leylayı çekip sarıldığında saçlarından öpmüştü.
Sırasıyla herkes sarıldığında annesi ile bakışmıştı Tuğçe ve erdem göz göze gelmişti.
Erdem yemek masasının başında elinde viskisiyle gülümseyip onları izliyordu, Tuğçe rahatsız olduğunu fark ettiğinde gözlerini çekip kardeşlerine döndü.
"Çok fenasınız cihan!"
"napalm seni bi yere getirmenin yolu yokki?" Tuğçe cihanın koluna vurduğunda koltuklara geçmişlerdi. Sohbetleri hep aynı düzlemdeydi. İş, okul, çevre, cemiyet..
Tuğçe kendisi istediği için avukat olmuştu ama Erdem ailesindeki herkesi avukat yapmak istiyordu aile geleneği olarak görüyordu bunu.
Cihan bu sene staja başlayacaktı o Tuğçeyi gördükten sonra mesleğe ısınmıştı ve ilerde ablasıyla çalışma fikri onu heyecanlandırıyordu.
Ama Leyla asla avukat olmak istemiyordu onun renkli bi hayatı vardı şarkı söylemek sanatla ilgilenmek onun ruhuna iyi geliyordu ve bunu hepsi biliyordu.
Ailesinden gizli sahnelere çıkıyordu hep Leyla reşit olmuştu ve bu sene üniversite sınavına girecekti bu baskılar onu daha çok şarkıya istiyordu.