Tahminen 7 yıl önce;
Lise son. Herkes şık şıkıdım giyinmiş. Makyajlı, kendilerine özgü giyim tarzları, düşünceleri var. Koskoca okulda tek kapalı, tek zorbalanan benim. Hemen göze batıyorum. Tüm gözler üzerimde. Herkes bana iğneleyici bir şekilde bakıyor. Üzülmemeye, takmamaya çalışıyorum. İnanmadığım bir dinin sorumlulukları fazla geliyor. Sıra arkadaşımı görüyorum. O bana çirkin davranmayan tek insan, Ava. Koşuyorum ona doğru sarılıyorum. Bir anons sesi geliyor; "Sıraya geçin. Törenden sonra karneler dağıtılacak!" Kendi milletinin mârşına bile saygısı olmayan insanlara bakıyorum. Ne zavallılar. Gülüşüyorlar kahkaha atıyorlar birbirlerine sataşıyorlar.. Karneler dağıtılıyor; Sophia LOBES, Olivia COST, Emily WODSEN, Jo BASS, Nate CRUSH.. Ve ben. Zehn NOAH. Karneleri dağıtan öğretmenin gözleri türbanıma kayıyor, gülen suratı bir anda düşüyor. Göz teması kurmadan karnemi elime fırlatıyor resmen. Daha sonra diğer kişiler karnelerini alıyor. Herkes birbirine karnesini gösteriyor. Gülümsüyorlar. Bense kıytı köşede Ava'nın yanıma gelmesini bekliyorum. Gelmiyor. Herkes çıkarken yanına gidiyorum. Topluluk Ava'nın yanında duruyor. Nereye gittiklerini soruyorum. Babasının yönetmen olduğu bir filmin vizyona girdiğini oraya gideceklerini söylüyor. Gelmemi teklif ediyor. Annemi arıyorum. Açmıyor. Herkesin iğrenç bakışlarına kayıyor gözlerim. Tamam diyorum. Geliyorum.
Sinema salonunun önüne geliyoruz. Filmin adı TAROT. Ailem bu tür bir filme girdiğimi bilseydi ne tarz bir yaklaşımda bulunurlardı diye düşünüyorum. Herkes mutlu, neşeli. Bir kısmı bana bakıyor, açığımı arıyorlar sanki. Ava yanına çağırıyor. Annem arıyor, meşgule atıyorum. Beraber sinema salonuna giriyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAROT
Teen FictionZehn... Koskoca Amerikada sayılı Müslümanların bulunduğu bir aileye sahip. Dindar ailesine gösterdiği yüzü hangi tarafı? Olmak istediği kişi mi yoksa olmaktan korktuğu kişi mi? Her şey herkesin konuştuğu o filmin yapımcısının sıra arkadaşının babası...