-Karanlığa ilk adım-

126 6 13
                                    

13.09.2014

Sıcak geçen bir günün ardından,havanın birden soğuması Eliza'yı şaşırtmıştı.Genç kadın iç çekti,''Kış yaklaşıyor,'' diye mırıldandı.Her gece evine varmak için geçtiği sokaktan geçerken ne kadar ıssız olduğu dikkatinden kaçmadı.Sessizce adımlamaya devam etti genç kadın.Evine gidip aşık olduğu adamı görmek,kokusunu içine çekmek istiyordu.Yorucu geçen bir günün ardından kendisine ancak bu iyi gelebilirdi.

Düşünceleriyle boğuşurken arkasından gelen bir sesle duraksadı.Dönüp bakmakta tereddütlüydü.Silkelenip kendine geldi ve umursamadan yürümeye devam etti.Birkaç dakika sonra erkeğinin kollarında olacağını bilmek ona huzur veriyordu.Aynı sesi tekrar işitince durdu.

''On üçün laneti,'' diye düşündü. Eliza,aklı başında bir kadındı.Cahil değildi ancak bazı batıl inançları vardı.Ailesinden ona kalan tek şey bu inançlardı.On üç yaşında ailesini bir kazada kaybetmişti.Evlatlık olarak bir ailenin yanına verilince çok ciddi travmalar ve onlara bağlı olarak sinir krizleri atlatmıştı.Bir gün şans eseri şimdiki kocası olan adamla tanışmıştı.Martin...Nasıl da her şeyi olmuştu bir anda.Kocasını hatırlayınca adımlarını hızlandırdı.Kapıya varınca zili çaldı.Birkaç dakika bekledi.Dakikalar saatler gibi geliyor,kafasının içinde 'tik-tak' sesleri dönüyordu.Tekrar çaldı,tekrar ve tekrar.Telaşlanmaya başlamıştı Eliza.Sabah işe gitmeden çantasına anahtarını attığı aklına geldi.Hızla elini çantasına attı ve olağanca hızıyla anahtarı aramaya koyuldu.Bulduğunda aceleyle deliğe sokmaya çalıştı.Ancak yapamadı.O kadar telaşlıydı ki anahtar titreyen ellerinin arasından kayıp yere düştü.Eliza yerdeki anahtarı eğilip aldı ve bu sefer hiç tereddütsüz deliğe yerleştirdi.Kapı büyük bir gürültüyle açıldı.

İçerisi zifiri karanlıktı.Genç kadın karanlığa doğru ürkekçe seslendi,

''Martin?''

Yutkunup derin bir nefes aldı.Birkaç adım attı içeriye doğru.O kadar korkuyordu ki lambanın düğmesinin nerede olduğunu bile unutmuştu.El yordamıyla duvara tutunarak ilerlerken düğmeyi buldu ve bastı.Gözlerini birkaç kere kırptı,ışığa alışmasını bekledi.Her şeyi tam olarak görmeye başlayınca her şeyin yolunda olduğunu gördü.Tek eksik Martin'di.Telaşlı adımlarla üst kata çıkmaya devam ederken sesleniyordu genç kadın,

''Martin?''

''Martin orada mısın?''

''Bu bir şakaysa hiç komik değil.''

Yatak odasına gelince duraksadı.Elini tereddütle kapının koluna attı.Yavaşça aşağıya indirip kapıyı ittirince gözleri şokla açıldı.Martin,tavana asılmış bir ipin ucunda sallanıyordu.Üstü tamamen siyaha boyanmıştı.Genç kadın,gördüklerinin rüya olduğunu düşünüp Martin'e doğru birkaç adım attı.Elini uzatıp kocasına dokunacağı sırada ay ışığının üzerine gelerek parlattığı yerde duran nesne dikkatini çekti.Dikkatlı bakınca bunun bir yüzük olduğunu fark etti.Dokunmaya korkuyordu Eliza.Bir yandan da takmak için can atıyordu.Göz alıcı bir güzelliği vardı.Ne olacağını düşünmeden yüzüğü yerden aldı ve parmağına taktı.Bir anlığına Martin'i unutup yüzüğe odaklandı.Ne kadar da güzel görünüyor diye düşünmekten alıkoyamadı kendini.

Birden elinde hissettiği acıyla çığlık attı,''Ah!''

Parmağının acısının artmasıyla yüzüğü çıkartmaya çalıştı genç kadın ama beceremedi.Gözlerinin kararmaya başladığını fark etti.Yavaşça yere düşerken gözleri Martin'e kaydı.Ona baktığını görür gibi oldu.Ancak bu düşüncesini sürdüremeden kendini boşlukta kaybetti.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Öncelikle birkaç açıklama yapacağım.Bu hikayeyi büyük umutlarla yazmaya başlamadım.Wattpad'de o kadar iyi hikayeler var ki benim hikayemin fark edileceğinden bile emin değilim.Yine de fark eden ve okuyan birkaç kişi olursa bu beni mutlu eder.

Ben sadece hayal dünyamı birkaç kişiyle de olsa paylaşmak için burdayım.Amacım vote veya başka bir şey değil.Ancak beğendiyseniz ve içinizden gelirse vote tuşuna basmanız beni mutlu eder.Şimdiden teşekkür ederim.Tabi okuyan olursa! :)

-Z.

ON ÜÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin