Bölüm 7

23 0 1
                                    

Önceki bölümde;

Kafamla onaylayıp gülümsedim.Sıra Joi'ye geldiğinde kollarımı boynuna doladım.

''Kendine çok dikkat et Eliza.Seni seviyorum.''

''Edeceğim Joi,merak etme.Bende seni seviyorum.''

Zor da olsa Joi'den ayrıldım.Mitch'e döndüm ve kafamla kapıyı işaret ettim.

''Hadi gidelim.''

Bölüm 7

  Mitch ile beraber sarayımdan çıkmış Mirusna'nın bilmediğim kısımlarında ilerlerken Boston'a nasıl ve ne kadar zamanda gideceğimizi düşünüyordum. Bu benim ilk görevimdi ve heyecanlıydım.Elime yüzüme bulaştırmayacağımı biliyordum ancak yinede içimde bir korku vardı.Birden sizi hayatınızdan alıkoysalar ve bilmediğiniz bir yere getirilseniz,daha ne olduğunu tam olarak kavrayamadan görev adı altında bir şeye sürüklenseniz nasıl hissederdiniz? Biraz da olsa hissettiklerimi anlayabildiğinizi umuyorum.

  Birkaç adım önümde yürüyen Mitch'in durduğunu fark ettiğimde gözlerimi ayakkabımın ucundan çekip geldiğimiz yere kısaca göz gezdirdim.Yürüdüğümüz yol boyunca gözlerimi ayakkabımın ucundan çekmemiş, kendi düşünce denizimde boğulmadan yüzmeye çalışmıştım.Ben boğulmadan varabildiğimize gerçekten seviniyordum.

  Karşımda görmüş olduğum bina bana bir süre bir şey ifade etmemiş boş bakışlarla binayı süzmüştüm.Normal bir insan ilk bakışta bunun klasik görünümlü bir bina olmadığını anlayabilirdi ancak yaşadığım şeyler beni anormalleştirmiş olmalı ki ben anlayamadım.Şöyle ki, bina tıpkı bir su damlasına benziyordu.Daha doğrusu benzemiyordu bina su damlası biçiminde inşa edilmişti.Girişinde büyük bir yazıyla 'SU' yazıyordu.'Cidden mi?' deyip gözlerimi devirme isteğimi zorlukla bastırdıktan sonra girişe doğru ilerleyen Mitch'in peşinden gittim.Kapıya kartını okuttuktan sonra içeriye geçti ve kapı ardından kapandı.Mükemmel! Lanet olası kartım kim bilir neredeydi.Joi'nin valizimi hazırlarken içine koymuş olmasını umarak yerdeki valizime eğilip fermuarını açtım.

  Fermuarı açınca, valizin kıyafetlerle tıka basa doldurulmuş olduğunu gördüm.Bu halde kartı nasıl bulacağıma dair en ufak bir fikrim yoktu.En mantıklı olanı düşünüp,bütün eşyaları çıkarmaya karar verdim.En üstteki giysiyi elime aldığımda mini,siyah ve şu vücuda yapışan adı her neyse kumaştan yapılmış bir etek olduğunu gördüm.Etek,hayatta giymeyeceğim kıyafetler arasında bir numaraya yerleşirken bir sonraki giysiyi elime aldım.Ah,hadi ama! Kırmızı,oldukça iddialı göğüs dekoltesi olan mini bir elbise mi? 'Tanrım,eğer bütün giysiler böyleyse Boston'a gittiğimde kesinlikle alışveriş yapacağım!' diye mırıldandıktan sonra daha fazlasına bakıp sinirlerimi bozmamak adına bütün giysileri bir hışım valizden çıkarıp yere koydum.Ancak tüm eşyaları çıkarmış olmama rağmen kartın k'sı bile ortalıkta yoktu ve işin kötüsü Mitch geri dönmemişti bile!

  Yaklaşık beş dakika kapının önünde ne yapacağımı bilmez bir şekilde otururken valizin önündeki küçük cep dikkatimi çekti.''Umarım buradadır,'' dedikten sonra elimi küçük cepten içeri soktum.İşte burada! Zafer kazanmış bir şekilde elimdeki kartı kaldırmamla karşımdaki kapının açılması bir oldu.Kapıdan çıkan Mitch her zamanki sinir bozucu gülümsemesiyle bana bakıyordu.Ona suratımı ekşittim ve arkamı dönüp yerdeki eşyalarımı tekrar valize tıkıştırmaya başladım.Düzenli haliyle konulduğunda bile zor kapanmış olan bu valiz tıkıştırılarak doldurulunca nasıl kapanırdı bilmiyordum ama uğraşacak halde değildim.Nihayet bütün eşyaları koymayı bitirdiğimde valizi kapatmakla uğraşmadım.Mitch'e bakmadan yanından geçtim ve kartı okuttum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ON ÜÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin