KAYIP ÇOCUK

81 6 0
                                    

Multimedia:Berktuğ                                                                                                                                                                 Uzun bir aradan sonra tekrar beraberiz.Arkadaşlar kusura bakmayın.Biraz gecikiyoruz ama iki kişi olunca pürüzler de çok oluyor.Neyse,size keyif dolu okumalar :D

Gözlerim Bobo ve ukala meteor arasında gidip gelirken bu halim onun hoşuna gitmiş olmalı ki kahkaha atmaya başladı ve ''Sanırım bu sana ait,ha?''dedi kahkahalarının arasından.                                   Aman Tanrım.Sen gülme.Bu nasıl bir gülüştür ya Rabbim.Sanki çocuk gülünce yüzüne gökten nur yağıyor.Ama bir dakika.O benim düşmanım.Bunu kendime sürekli hatırlatıp duruyorum.Ama pek de yararı olmuyor işte.Yakışıklı çocuk.'Ama yine de ukala megalomanın teki.'diye uyardı beni iç sesim.Ben de iç sesime uyarak hemen ukalaya ne söyleyeceğimi düşünmeye başladım ve aklıma gelen ilk şeyi söyledim.''Onun sende ne işi var be?!Sapıklıktan sonra şimdi de hırsızlığa mı başladın?''O da önce kısa bir anlığına düşündü ve ''Öncelikle şunda anlaşalım ben sapık falan değilim.Ayrıca evet,doğru.Ben hırsızım.Ama kalp hırsızıyım.Tüm kızlar bana hayran kalır.''dedi ve bana alay dolu bir sırıtış bahşetti.''Üzgünüm ama şu an o dediğin geçersiz.Çünkü tüm kızlar bana hayran diyemezsin.Örneğin ben,ben sana hayran olmayı bırak senin sesini duymaktan bile iğreniyorum.Ayrıca ben sana kız meselelerini anlat demedim ileri derecede geri zekalı.Sana o ayıcığı nereden bulduğunu sordum.''diye söylendim.''Bücür,bana hakaret edemezsin.Yoksa senin sevgili ayıcığın her an çamaşır suyu kurbanı olabilir.Ayrıca senin aptal ayıcığın bavulumdan çıktı ve bavulun içi cipslerle dolu.Ben de hangi aptal bir şehirden başka bir şehre geçerken çantasını cipslerle doldurur diye düşünürken aklıma nedense uçakta benden özür dilemesi gereken bücür geldi.Bavullar karışmış olmalı.''dedi.Ona''Pekala, açıklamanı yaptın,hakaretlerini ettin.yani işini tamamladın.Şimdi onu bana verir misin?''dedim.Bana ''Daha dalgamı tam olarak geçemedim bile.Ayrıca benim daha iyi bir fikrim var.Yani ayıyı alabilmen için.''dedi.Ona sinirle karışık bir şekilde ''Ne istiyorsun benden?''dedim.Bana''Aşağı gel.''dedi.Tam ağzımı açacakken bana ''Aptal ayıcığı istiyorsan aşağı in lastik çene.''dedi ve pencereyi kapatıp perdeyi çekti.Kendi kendime Allah'ım benim ne suçum günahım vardı da böyle bir belayı başıma verdin sen diye söylendim ve kendi kendimin suç ya da günahımı aramaya başladım.Erkeklerle sıkı fıkı ilişkilerim olmazdı benim.Anne babamı utandıracak şeyler de yapmazdım.Ama bir keresinde mağazada gördüğüm ve beğendiğim tişörtü tam alacakken başka bir kız kaptığında tişörtün üzerine milkshake dökmüşlüğüm vardır.Ayrıca küçükken bir kez babaannemle güne gitmiştim ve orada teyzeler terlikleri çıkarınca ayak kokusu gelmesin diye terliklerine tutkal dökmüştüm-Tavsiye ederim.Yanık çorap kokusuna kökten çözüm.-Daha bir hafta önce de babamla Burger King'e gittiğimde çok sıra olduğu için bayılma numarası yapmış ve babamı aradan sıvıştırıp sipariş verdirmiş de olabilirim.Bir keresinde de-Hayır,tamam.Bu kadar yeter.Allah'ım ben bile bu kadar bad girllük yaptığımı bilseydim ben de beni cezalandırırdım ama daha ufak çapta bir ceza olamaz mıydı en azından?Yani ukala megaloman meteor benim canımı alır gıcıklıklarıyla.Ukala demişken.Ya o aşağıda beni bekliyor!Aha da battın Lizge.Şimdi onu beklettiğin için daha da uyuzluk edecek ve Bobo'yu vermeyecek.Hemen aşağı inip anneme hava almam gerektiğini söyledim ve dışarı çıktım.Ukala beni görünce sırıttı.Hemen yanına gittim ve ''Evet,lütfen Bobo'yu alabilir miyim artık?''     Evet,o gıcığa lütfen demiştim çünkü Bobo'yu onun elinden kurtarmam lazımdı.O benim değerlimdi,kankamdı,sırdaşımdı.3.sınıfta öğretmenden korkup altıma kaçırdığımda bile babama anlatmayıp Bobo'ya anlatmıştım o günü ben.Ukala meteor''Bobo mu?Ona böyle mi sesleniyorsun lastik çene?Sahiden aptalmışsın.''dedi.Kahretsin.Doğru ya.Ona demin ayıcıkcığıma Bobo dediğimi de ağzımdan kaçırmıştım.Ona ''Bobo demedim ben.Çok yanlış anladın sen beni.Tamam,belki demiş olabilirim ama dememişim gibi varsayabiliriz değil mi?Ama varsaymamıza gerek de yok çünkü demin  de dediğim gibi Bobo demedim.Yani Bobo'ya neden Bobo diyeyim ki değil mi?''                                               Tek bir solukta bu kadar çok konuşmama inanamazcasına bana baktı.Daha sonra ''Söylediğin aptalca şeylerden anladığım tek kelime bana canım dediğin oldu.Yoksa benimle flört mü ediyorsun lastik çene?Eğer öyleyse üzgünüm ama vazgeç.Çünkü kriterlerimin bayağı altındasın.''dedi.Ona iğrenircesine baktım ve''Seninle flört edeceğime bir ayıyla flört ederim daha iyi.Mesela benim ayıcığımla.Bak,bu süper fikir.Sen bana ayıcığı getir ve onunla flörtleşip flörtleşemeyeceğimi deneyelim.''dedim ve bana göre bile aptalca olan ama kabul etmesi için ölüp bittiğim fikrimi kabul etmesi için şirince gülümsedim.Bana sanki bir aptalmışım gibi baktı ve ''O ayıcığı ,yani senin deyişinle BOBO'YU,o kadar kolay elimden alamazsın.Öncelikle benim bavulumu bana geri vermen gerekiyor.Ben de seninkini vereceğim.''dedi.Kafamı salladım.Eve gidip onun bavulunu aradım ve içinde erkek tişörtleri olan valizi görünce hemen tişörtlerden en beğendiğimi aşırıp kendi valizlerimden birine tıktım.Ne yapayım yani erkek tişörtleri hoşuma gidiyor.İstanbul'dayken babam artık sırf onun tişörtlerini aşırmayayım diye kendi giysi odasını kilitleyip evden çıkıyordu.Ukalanın bavulunun fermuarını çektim ve evden resmen dışarı uçtum.Bobo'ma kavuşacaktım oğlum ben.17 yıllık hayat arkadaşıma.Şimdi böyle söyleyince oyuncak ayıyla evli gibi oldum ama yani planlarım da o yöndeydi zaten.Eğer kendime zengin,başarılı,yakışıklı,çalışkan ve eğlenceli bir koca bulamazsam soluğu Bobo ile evlenme dairesinde alacaktım.Ağaçlarla  evlenenler varsa ben de Bobo'yla evlenebilirdim.Bahçe kapısını da arkamdan kapattım ve ukala megaloman öküz meteorun yanına ulaştım.Hemen bavulunu elimden aldı.Ben de kendi bavulumu aldım elinden.Ona ''Artık bavulumu senden aldığıma ve bavulum güvende olduğuna göre sana nazik davranma gibi bbir zorunluluğum kalmadı.Yani:GERİZEKALI ÖKÜZ!SEN HANGİ HAKLA BANA BÜCÜR DER VE BANA APTAL DİYEREK HAKARET EDERSİN,HA?!''dedim.Rahatladım valla.İki saattir şu aptala nazik olmak için öldüm öldüm dirildim yani.O ise alaycı bir şekilde sırıttı ve başını iki yana salladı.Ona''Hala ne sırıtıyorsun ukala şey!''dediğimdeyse bana ''Bence bavulunu kontrol etmelisin.''dedi.Hemen yolun ortasında bavulun fermuarını açtım ve içini kontrol ettim.Ama ne cipslerim ne de Bobo içinde yoktu.Bavul tam takır kuru bakır bomboştu.''Ya biz anlaşma yaptık seninle bavullarımızı vereceğiz diye?''dedim.O da önce kafasıyla beni onayladı daha sonra''Doğru lastik çene.Ama farkındaysan anlaşmamıza göre bavullarımızı birbirimize verecektik.Anlaşmada bavulların içindekilerle ilgili bir madde yoktu.''dedi ve deyim yerindeyse beni kapak etti.Ağzım beş karış açık içimden 'Ben bunu nasıl düşünemedim.'diye düşünürken o konuşmasına devam etti:''Ama sana şu ayıcık şeysini geri vereceğim.Merak etme.Bu aptal şeyin turşusunu kurmak gibi bir niyetim yok.''Açılan ağzımı hemen kapattım ve yüzüme şirin bir gülümseme yerleştirip''Tamam o zaman hadi ver ayıcığımı da bu konu burada kapansın.Bir daha da görüşmeyelim.''dedim.Bana''Öncelikle o şirin sırıtış bana sökmez.Ve ayrıca sen kendini çok mu zeki zannediyorsun lastik çene?Sana ayıcığı ve cipsleri vereceğim elbet ama tabi ki bunun karşılığını alacağım.Benden özür dileyeceksin.Hani havaalanında dilemediğin özür var ya.İşte o özrü dileyeceksin.Tabi 'Ben özür falan dilemek istemiyorum.'dersen de seni anlarım.Böylece bu ayıcık şeysi de bizim evde misafirliğe kalır.Ve canım sıkılırsa ona çamaşır suyu banyosu yaptırırım.''dedi.Dişlerimi sıkarak''Senden özür dilemeyeceğim.ASLA!''dedim.O da ''Pekala.O halde ben evime gidiyorum.Özür dilemek istersen evde olacağım.Aslında-''O konuşmasına böyle devam ederken benim dikkatimi   karşı kaldırımdan geçen meteorlar çekmişti.5 kişilerdi ve hepsi çok tatlıydı.Ben onları süzmeye dalmışken yanımdaki megaloman aptalın''LASTİK ÇENE!''diye bağırmasıyla kendime geldim ve ''Ne var?!''dedim bıkkınlıkla.''Beni dinliyor musun sen?''deyince tam cevap verecekken o konuşmaya devam etti:''Karşıdaki çocukları kesiyordun değil mi?''Meteorlara baktım.Bizim biraz ilerimizdelerdi ve konuşarak yürüyorlardı.Ukala megaloman hiç istifini bozmadı ve evine doğru yürüdü.Tam evinin kapısının önündeyken bağıra bağıra''Özrünü bekliyorum lastik çene.Ayrıca hala ayıcıksız yatamadığın için utanmamalısın.''dedi.Maymun suratlı,hayvan,beyinsiz,şizofren ne olacak.Rezil etti beni meteorlara.Meteorlara doğru baktım.Bana bakıp sırıtıyorlardı.Sadece en önlerinde duran ve sırıtmayıp tersine aşırı ciddi duran çocuk  onlara bir şeyler söyledi ve hepsi anında sırıtmalarını yüzlerinden silip yürümeye başladılar.O çocuk ne dedi bilmiyorum ama hepsi anında onun dediği ile hareketlendiklerine göre ondan bayağı korkuyor olmalılardı.Ben de hemen evime gidip odama çıktım ve kendimi odama kilitledim.Sırtımı kapıya yasladım ve ağlamaya başladım.Aslında önemli olan o bez parçası ayıcık değildi.Önemli olan tek şey o ayıcığın bende olan hatırasıydı.Hayatımda annem ve babamla geçirdiğim eğlenceli tek tük anlardan birinin hatırasıydı bana o ayıcık.Ağlayıp biraz rahatladıktan sonra banyoya gittim ve duş aldım.Duştan çıkınca giysi odama girdim ve oradan üzerime beyaz askılı bir bluz ve pembe spor bir şort geçirdim.Saçlarımı kurutmaya gerek duymadım çünkü çok yorgundum.Saçlarımın sularını bir havlu yardımıyla sıktım ve saçımı at kuyruğu yaptım.Anneme uyumak istediğime dair mesaj attım çünkü şu an hiç aşağı inip de onunla konuşamazdım.İki saat bana hesap sorar dururdu.Başımı yastığıma koydum ve ayıcıkları sayarak uykuya daldım.Uyandığımda bir eksiklik hissettim.Tabi ya.Bobo yoktu.O ukala megaloman meteor onu aldı benden.Tamam Bobo olmadan uyuyunca kabus falan görmüyorum,uykum zehir olmuyor ama o ayıcık bende takıntı haline gelmiş işte.İlla uyanınca yanımda göreceğim onu.Yoksa kendimi huzursuz hissediyorum.Annemlerle bağıntılı olduğu için aileme ihanet etmiş,onların bir hatırasını bile koruyamamış gibi hissediyorum kendimi.Hava hala aydınlıktı.Yani bu pek fazla uyumadığımın gösterir derken telefonuma bakınca şok oldum.Ne yani saat 6.25 miydi?!Yani ben tam tamına 13 saattir uyuyor muydum?Şaşkınlığımı üzerimden attım ve tekrar uykuya dalmaya çalıştım.Ama tabi ki uyuyamadım.Öküz gibi uyumuşum daha ne hala uyumaya çalışıyorsam!Hemen lavaboya gittim ve işlerimi hallettim.Saat daha erken olduğu için biraz koşu yapmak istedim.Hemen üzerime toz pembe bir kemik atlet altına da siyah bir spor şort  giydim.Koşu ayakkabılarımı ayağıma geçirip dün geceden kurumuş olan saçlarımı açtım ve taradım.Saçlarım dalgalıydı ve kabarık olmadığı için beni pek yormuyordu.Şortumun cebine biraz para,telefonumu ve kulaklıklarımı tıktım ve kendimi dışarıya attım.Kulaklıklarımı taktım ve GROUPLOVE-LET ME İN dinleyerek hafif tempoda koşmaya başladım.Yaklaşık yarım saat kadar koşu yaptıktan sonra bir park gördüm ve biraz dinlenmeye karar verdim.Ancak parka gitmeden önce susadığımı fark edip parkın karşısındaki büfeden su aldım.Adam sabahın köründe daha kargalar bilmem ne yapmadan işte kalkmış işinin başına geçmiş.Anlamadım ki bu dükkanın başına sabahın köründe dikilecek kadar ne yaşamış.Tamam,ekmek parası da sabahın köründe hangi salak gelir ki buralara.Ben hariç.Ama ben pek de salak sayılmam ki.Her neyse.Büfenin açık olması benim yararıma oldu işte.Suyun yarısını bitirip şişeyi çöp kutusuna fırlattım.Parktaki banklardan birine oturup kulaklıklarımı çıkarıp cebime attım.Kulaklıklarımı çıkarmamla bir çocuk ağlaması kulaklarımı doldurdu.Kesin annesini kaybetti diye düşündüm ve maksat sevap kazanmak diyip çocuğun yanına gittim ve ona ''Ne oldu tatlım?''dedim.Çocuk Busenin yaşlarındaydı.sapsarı saçları vardı ve çok da tatlıydı.Bana ''K-k-kayboldum galiba.''diye cevap verdi hıçkırıklarının arasından.''Nasıl yani?''dedim.Benimki de nasıl salakça bir soruysa artık.Çocuk kayboldum diyor ben nasıl diyorum.Aptal kafam.''Sabah uyandım,annem evde yoktu.Babam da sabah erkenden iş yerine gidiyor zaten.Canım çok sıkılmıştı.Abimi uyandırmaya çalıştım ama uyanmadı.Onu sonunda uyandırdığımda ise bana'Abicim çok uykum var benim.Ne istersen hizmetçilerden iste uyumalıyım.'dedi ve tekrar uyudu.Abimi çok severim ben.O da beni çok sever ama dün yolculuktan geldiği için çok uykusu vardı.Benim canım oyun oynamak istiyordu ama hizmetçilerle oynayamazdım ki.Ben abimle oynamak istiyordum.Bu yüzden oyun fikrinden vazgeçtim ve tek başıma dışarı çıkmak istedim.Hizmetçiler mutfaktayken dışarı çıktım ve buraya geldim.Şimdi de yolu bulamıyorum.''dedi.Önce onu sakinleştirdim.Sabahın köründe dükkanı açmış olan büfeden peçete alıp onun gözyaşlarını sildim ve Ona''Tamam tatlım korkma.Birlikte bulacağız evini.Tamam mı?''dedim.O da gülümsedi ve bana sarılıp''Teşekkürler abla.''dedi.Daha sonra elinden tutup yürümeye başladım.Onu eğer tanıdık yerler görürse bana söylemesi konusunda tembihledim.Onun komutlarıyla yürürken arada sohbet de ediyorduk.Endişesini dağıtmak için ona komik şeyler anlatıyordum.Yolda giderken bir simitçi gördük ve aç olabileceğini düşünüp ona bir simit ve meyve suyu alıp verdim.O hem simitini yiyip hem de bana ona tanıdık olan yerleri söylüyordu.Bu arada adı Buğra'ymış.Buğra'nın tarifleri ile ilerlerken bizim evin sokağına geldik.Bir an içime 'yoksa bu çocuk benim kardeşim de ben mi yıllardır fark etmedim'diye kurt düşmedi değil yani.Ama Buğra'nın ''Geldik abla.Burası benim evim.Teşekkür ederim.''diyip gösterdiği evi görünce şok oldum.''Buğracığım emin misin burası olduğuna ablacım?''dediğimde beni onayladı.Ne yani bu çocuk ukala meteorun kardeşi olamazdı değil mi?Zili çaldım.Kapıyı bir kadın açtı ve Buğra kadına sarıldı.Annesidir herhalde diye düşündüm.Çünkü kadın yıkılmış görünüyordu.Kadın ve Buğra kucaklaşırken arkadan ağlamaktan gözü şişmiş bir kadın geldi ve Buğra ''Anne!'' diyip ona sarıldı.Ve böylece kapıyı bize açan kadının Buğra'nın annesi olmadığını da anlamış oldum.Buğra'nın annesi Buğra'dan ayrılınca bana döndü ve ''Merhaba ben Meral.Ben çok teşekkür ederim.Yani oğlumu  bulup getirdiğin için.Sana bir şeyler ikram etmek isterim.İçeri gel lütfen.''dedi.Ben de ''Oğlunuz konusunda teşekkür etmenize gerek yok.Çünkü ben yapmam gerekeni yaptım.Ayrıca davetiniz için teşekkürler ama eve gitsem iyi olur.Annem merak eder.''dedim.Kadın biraz daha ısrar etti ama ben kabul etmeyince daha fazla üstelemedi ve bana sarılıp ''Gerçekten çok teşekkür ederim kızım.Onu getirmeseydin kim bilir başına neler gelirdi.Düşünmek bile istemiyorum.Bu arada bana çok yardımcı oldun ama  ben hala ismini bilmiyorum.''dedi.Ben  de ''Adım Lizge.Şey,kusura bakmayın ama ben artı-''cümlemi tamamlayamadım çünkü kendimi yerde buldum.Hunharca itilmiştim.Meral teyze beni kaldırdı ve beni kaldırırken''Berktuğ,biraz daha dikkatli olabilirsin.''diye bana çarpan kişiyi azarladı.Tahmin edin beni yere hunharca iten ve yerle öpüşmemi sağlayan kim?Tabi ki bizim şu ukala megaloman meteor.Adının Berktuğ olduğunu da öğrenmiş oldum.Ama bu aptalın isminin pek umrumda olduğu da söylenemez.Berktuğ Buğra'ya sarılıp''Nerelerdeydin sen koca adam?Merak ettim oğlum seni.Bir daha böyle bir şey yapma olur mu?Çok korktuk.''dedi.Ukalayı ilk defa birine böyle bakarken yakalıyordum.Yani şefkatle.Bana sürekli alayla ya da kızgınlıkla bakardı çünkü.Ben de ne konuşuyorsam daha şunun şurasında iki gündür tanıyorum bu megaloman ego yığınını.Berktuğ Buğra'dan ayrılınca telefonunu çıkarıp birini aradı ve sadece ''Adamları topla,bulundu.''deyip telefonu kapattı.Kafasını nihayet bizim olduğumuz tarafa çevirince beni gördü ve yüzünü alaycı bir ifade aldı.Demin Buğra'ya bakarken şefkat dolu olan gözleri şimdi alaya bürünmüştü.Bana''Sen burada ne arıyorsun?Özür dilemeye mi geldin yoksa?Ya da beni özledin değil mi?''dedi.Ona ''Şu durumdayken bile senin için her şey dalga değil mi?Her neyse.Meral teyze ben eve gitmeliyim.Annem gerçekten merak eder.Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.''dedim.Kadının benim ve oğlunun arasındaki meseleyi merak ettiği göz önünde olsa da sesini çıkarmadı ve bana tekrar teşekkür edip sarıldı.Kapıdan tam çıkacağım sırada arkamı döndüm ve ''Bu arada Berktuğcuğum,benim senden o özrü dileme ihtimalim bir insanın gözü açık hapşurabilme ihtimali ile aynı oranda.Gerisini sen düşün''dedim ve evime döndüm.Saat 8.17 idi.Annemler uyanık değildi ama hizmetliler kahvaltıyı hazırlamaya başlamışlardı.Odama çıkıp bir duş aldım..Bornozumla banyodan çıktım ve birden pencerenin perdesinin açık olduğunu gördüm.Hemen gidip perdeyi çektim.Karşı pencerede bir sapık var sonuçta.Tam giyinmeye gidecekken telefonum çaldı.Arayan Demir'di.Büyük bir heyecanla telefonu açtım.

-Alo,Sarı Zenci'm

-Oo Bobocuk naber ya?                                                                                                                                                                   Demir'in sesini duyunca içimi bir heyecan kapladı.

-İyidir ya,sen?

-Ne yapalım Bobocuk,aynıyız işte.Ben sana bir teklif sunmak için aramıştım aslında.

-Ne teklifiymiş bu?Evlenme teklifi mi yoksa?Seve seve evlenirim seninle.Hatta acil durum evden kaçış bohçam da hazır.Kaçır beni Pikaçu!Uçalım seninle uzak diyarlara!

-Lizge ne diyorsun kızım sen ya anlamadım ben hiçbir şey

-B-ben yok bir şey  ya.Ben tiyatro kulübündeydim de işte oynadığım bi sahnede replikti bu.İşte ben de sana sergilemek istedim.İyi etmişim dimi?(Yalnız iyi attım.Güzel salladım ama.Yalandan bol ne var.)

-İyi etmişin de hangi kafayla yazılmış acaba bu replik?Yani bence adam içip içip sallamış.

-Sen onu boşver.Unut onu da ee Sarı Zenci teklif falan diyordun sen?

-Ha şey ya yarın akşam sahilde parti var.Bizim yaşıtlarımız olacak.Belki gelmek istersin diye düşündüm ben.Hem görüşemedik seninle uzun zamandır.Biraz eğlenmiş oluruz.

-Tamam.Ben gelirim de Eylül de gelse?

-Tamamdır o zaman.Yarın akşam 7'de seni alırım.

Telefonu kapattım ve Demir'le konuşmanın heyecanını üzerimden atıp yarın akşamı düşünmeye başladım.Acaba partide neler olacaktı?


YAZ EĞLENCESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin