Eylül beni makyaj masasına oturttu ve makyaja başladı.''Eylüş,çok ağır yapma makyajı.Zaten bana kalsa hiç yapmam biliyorsun beni.Senin hatrına yapıyorum.''Evet,parti akşamı gelmişti ve Eylül hazırdı.Benimse sadece makyajım kalmıştı.Eylül makyaj çantamı çekmeceden çıkardı ve ''Merak etme Lizliz süper olacaksın.''dedi.Yaklaşık 10 dakika sonra makyajım da bitmişti.Normalde daha kısa sürerdi ama ben heyecandan yerimde duramadığım için makyajı sürekli bozmuştum ve zavallı Eylül de tekrar ve tekrar yapmıştı.Bileğime de renkli taşları olan bilekliğimi taktım ve hazırdım.''Oha Eylüş bu ben miyim be?''dedim.Çok güzel görünüyordum.Tü tü tü maşallah bana.Egom tavan yaptı şu an.Ben lacivert üzeri çiçeklerle bezeli dizimin bir karış üzerinde bir elbise giymiştim.Lacivert dolgu topuklularım,dalgalı saçlarım ve makyajımla harika görünüyordum.Makyajım eyeliner,rimel,vişne tonlarında parlatıcı ve şeftali tonlarında allıktan oluşuyordu.Eylül ise beyaz önü kısa arkası uzun straplez elbisesi,kahverengi bantlı topukluları ve düzleştirdiği saçlarıyla çok güzel olmuştu.Aynadan kendimi süzerken telefonumdan gelen mesaj sesiyle irkildim.Mesaj Demir'dendi.
KİMDEN:SARI ZENCİ'M
Lizge benim acil işim çıktı sizi alamayacağım ama kuzenime söyledim sizi almaya o gelecek.Partide görüşürüz Bobocuk.
Hayal kırıklığına uğramıştım.Hayallerim süs havuzuna düşmüştü.Ona 'Senin benden önemli işin mi var.Gel al beni.Uçur beni kaçır beni.'diyemedim.Sadece 'Tamam.'diyebildim.''Beyaz atlı prensim atıyla beni almaya gelemeyecekmiş ama kuzenceğizi alacakmış bizi.''Eylül çantasının fermuarını çekti ve bana dönerek''Hala şu Demir'i mi seviyorsun kızım?O çocuktan hayır yok sana.Başka denizlere yelken aç artık.Sen bir arısın.Başka çiçeklere kon.''dedi.''Ama bu çiçek benim hoşuma gidiyor.''dedim ve ekledim:''Ayrıca Demir benim çocukluk aşkım ve çok da yakışıklı.Vazgeçmem ondan.''Eylül derin bir nefes aldı ve''Peki Lizge'cim.O zaman şu an sana vereceğim haber seni üzebilir.''dedi.Bense gayet rahat bir tavırla''Kimse bu akşam moralimi sıfıra indirgeyemez.Söyle.Hazırım.''dedim.''Lizge,bak Demir'in se-''Eylül cümlesini tamamlayamadan aşağıdan annemin sesi geldi:''Kızlaaar,geç kalacaksınız.Hadi inin aşağı.''Ben hemen çantamın içine telefonumu,minik cüzdanımı ve makyaj malzemelerimi attım ve Eylül'ü de çekiştirerek merdivenleri inmeye başladım.Eylül'se hala ''Kızım söylemem lazım ama sana.''diyip duruyordu.Ben de en sonunda''Tamam Eylüş,ama şimdi olmaz.Sonra söylersin.''dedim.Eylülse yanaklarını şişirdi ve sesli bir şekilde nefes alıp verdi.Aşağı indiğimizde annem bizi görünce çok şaşırdı.Harika göründüğümüzü söyledi ve bize orada kendinize dikkat edin,iti var kopuğu var,size güveniyorum ama çevreye güvenmiyorum konuşmalarını yaptı.Annem konuşurken Eylül onu dinliyor,bense Buse'yi kucağıma almış onunla ilgileniyordum.Annem konuşmalarına devam ederken kapı çaldı.Ben de kucağımda Buse ile kapıyı açmaya gittim.Açtım açmasına da karşımdaki kişiyi görünce şok oldum.Olamazdı değil mi?Hayal gördüğümü sanıp kapıyı kapattım ve tekrar açtım ama hala buradaydı.Berktuğ,yani benim gıcık olduğum megaloman ukala şey.''Ne işin var senin burada?Hem ayıcığımı alıp geri vermedin,hem bana hakaret ettin şimdi hangi yüzle benim evime gelirsin sen aptal megaloman gerizekalı sa-''Ben yine devam edecektim ama Buse sözümü kesti''Lizliz abla,neden bu abiye böyle söyledin ki sen?Bir de megaloman ne demek?Sen bu abiye diyorsan ben de başkalarına megaloman ve gerizekalı diyebilir miyim?''İşte şimdi bittin Lizge.Annem eğer Buse'nin yanında böyle konuştuğumu öğrenirse beni öldürür.Baltayla parçalara ayırır,daha sonra da parçaları yakıp kül eder.Annem Buse'nin yanında böyle konuşmamıza çok kızar.Dudaklarımı dişledim ve Buse'yi nasıl kandırabilirim diye düşünmeye başladım.Ve aklıma harika bir fikir geldi.Her zamanki gibi.''Ehm,Buse'ciğim bu abinin göbek adı megaloman olduğu için ona megaloman diyorum bebeğim.Bir de gerizekalı demedim ben.Gri yakalı dedim.Bu abinin en sevdiği gömleğin yakaları gri de ondan.''Süper açıklama yaptım valla.Berktuğ'a baktım.Şaşkınlıkla beni süzüyordu.Daha doğrusu sadece şimdi değil kapıyı açtığımdan beri beni şaşkınlıkla süzüyordu.Buse açıklamamı yeterli bulmuş olacak ki ''Peki.''dedi.Ben de onu annemlerin yanına yolladım ve ukala meteora döndüm.''Hey!''dedim.Ama hala ağzı açık bana bakıyordu.Elimi gözünün önünde salladım ve ''Ağzın açık kaldı.Bademciklerini gördüm şu dakikalar içerisinde.İç organların da çok sağlıklı maşallah.''dedim.Sonunda kendine geldi ve bana''Ha-ha bizim Lastik Çene espri de yapamıyormuş.Dikkat edersen yapamıyormuş diyorum çünkü berbattı.''dedi.''Kaliteli espriyi kaliteli insanlar anlar tatlım.''dedim ona inat.Tabi beyefendi lafın altında kalmamak için hemen''Kral çıplak hesabı yani.O hikayede ortada giysi yoktu ama 'Sadece zeki olanlar giysiyi görebilir.'diyorlardı.Sen de 'Sadece kaliteli insanlar esprimi anlayabilir.'diyorsun.Ortada bir espri yok ki ben de anlayayım.''dedi.Ovv bu ağırdı dostum.Ben de hemen konuyu değiştirdim ve ''Her neyse,ne diye geldin sen evime?'Eğer özür dile ayıcığını vereceğim.'demeye geldiysen avcunu yalarsın çünkü özür dilemeyeceğim.''dedim.O da geldiğinden beri bana olan şaşkın bakışlarından kurtulup bana tekrar yine,yeniden alaycı bir şekilde bakmaya başladı.''Bir karşılık almadan sana o ayıcığı asla vermem Lastik Çene.Ayrıca keyfimden gelmedim buraya.Seni ve arkadaşın mı ne varmış senin.İşte sizi partiye götürmek için geldim.''dedi.Gözlerim irileşti ve ağzım 5 karış açıldı.Hemen ağzımı yerden topladım ve ''Nasıl yani?Şimdi sen Demir'in kuzeni misin?Kuzeni misin Demir'in sen?Sen misin kuzeni Demir'in?Demi-''Ben böyle devam ederdim ama megaloman benim lafımı kesti ve''Evet,evet ve yine evet.Ben Demir'in kuzeniyim.Oldu mu?Şimdi hazırsanız çıksak diyorum?Zaten seni almaya meraklı değilim.Demir beni tehdit etmeseydi evinin önünden bile geçmem.''dedi.''Bunu söylediğin için sağol canım,ama farkındaysan mantık olarak eğer bir yere gitmek istersen bizim evin önünden geçmek zorundasın.Yani sizin evinizin önünden bile geçmem falan deme öyle.Bu arada,Demir'in seni tehdit ettiği o sırrını da öğreneceğim.''dedim.O da ''Çok beklersin sen Lastik Çene.Benim de Demir'e karşı kullanabileceğim şeyler var elbette.''dedi ve ekledi:''Hadi çağır şu arkadaşını da gidelim artık.Zaten senin şu tipini biraz daha görürsem kadın ırkından nefret etmeye başlayacağım.''dedi.Ben de altta kalmamak için hemen ''Ya,tabi canım!O yüzden kapıyı açınca ağzın 10 karış açıkta kaldı değil mi?''dedim.O ise''Ben böyle güzel bir elbise nasıl bu kadar kötü taşınır diye bakıyordum Lastik Çene.''dedi ve alayla sırıttı.Benim de moralimi bozdu ego bozuntusu.Ona dil çıkardım ve içeri Eylül'ü çağırmaya gittim.Ama salonda sadece Buse vardı.Buse'ye''Kuzum,annemle Eylüş abla neredeler?''diye sordum.Buse de izlediği çizgi filmden gözlerini ayırıp bana baktı ve''Annemin telefonu çaldı,odasında konuşuyor,Eylüş abla da mutfakta.''dedi.Hay ben senin ebene söveyim Eylül.Kesin yine milkshake içiyor pislik.Hemen mutfağa gittim ve...Evet,doğru tahmin etmişim.Eylül Hanım mutfakta milkshake hazırlıyor.Ben ve Eylül milkshake manyağı olduğumuz için evde bir çekmece dolusu hazır milkshake paketlerinden oluşmuş bir stoğumuz var.Hemen Eylül'ün yanına gittim ve''Eylüş,çocuk geldi.Çıkıyoruz ama tabi ki bana da şu Burger King'den aldığımız bardaklara milkshake dolduruyorsun.''dedim.Evet,evimizde yaklaşık 50 tane de Burger King'deki milksahe bardaklarından var.Onları nasıl aldığımıza gelirsek,yaklaşık 1 hafta boyunca her gün iki saatte bir sıra sıra bir ben bir Eylül Burger King'e gidip çalışanlara 15 dakika boyunca iğrenç espriler yapıp bize milkshake bardaklarından vermelerini istedik.En sonunda müdürleri dayanamadı ve bize yaklaşık 100 tane milkshake bardağı verdi.Tabi ücretini ödedik.Aslında o bardaklardan birçok mağazada satılıyor.Ama biz Burger King'deki bir satış elemanı olan kıza gıcıklık olsun diye de oradan almak için ısrar etmiştik aslında.Çünkü yelloz kız bize 'Size o milkshake bardaklarından asla vermezler sizi küçük böcekler.'demişti.Onu şikayet ettik ama kız reddetti ve kanıtımız da olmadığı için kız kovulmadı.Biz de o bardakları alıp kıza nispet yapmak için hırslandık.Eylül ikimize de milkshake koydu.''Eylüş bir bardak daha koysana kapıdaki ukala megalomana verelim.''Eylül önce ''Tamam.''dedi.Ama daha sonra benim ne dediğimi fark etmiş olmalı ki ''Neee!!Şimdi senin bahsettiğin çocuk yani şu uçakta çarpıştığın ve yan evde oturan çocuk mu kapıda şu an?!''dedi.Eylül'e Demir'in aradığı akşam ona partiyi haber verirken bizim şu ukala megalomanın olayını da anlatmıştım ve Eylül bana''Tü senin sıfatına.Meteorlara laf atmak yok kuralına ne oldu bre mümin kankim!'demişti.Ama daha sonra da 'Özür dile çocuktan,yemeğe çıkar onu.Sonra resim çekilip İnstagram'a atarsın böylece bu meteor sayesinde beğeni toplarız!'diye iki saat kafamı şişirmişti.Ben de ona nazaran rahat ifadeyle ''Evet.O çocuk.Ayrıca beyefendi Demir'in kuzeniymiş ya.İnanabiliyor musun?Demir gibi biri böyle bir megalomanla nasıl aynı kanı taşıyabilir ya?''Eylül ''Lizge Demir hakkında bir şey söylemeliyim bak Demir'in kı-'' ''Hadi ama ağaç oldum kapıda.Uyuşuk ikili çabuk olun biraz.''Eylül'e -sonra konuşuruz-anlamında bir hareket yaptım ve ukala megalomana ''Geldik be çatlama gerizekalı.''diye bağırdım.Eylül'le elimizde milkshakelerle megalomanın yanına gittik ve onu kapının önünden itekleyerek dışarı çıktık.Berktuğ'a elimdeki milkshake'i uzattım.Bana ''İçinde zehir yok değil mi bunun?''dedi.Ona ''Ben milkshake gibi kutsal bir içeceğe öyle bir haksızlık yapmam.Ayrıca seni öldürmek istesem seni zehirlemem tatlım.Seni 45 yerinden bıçaklar,derini yüzer,derinle de psikopatlar gibi evim için süs eşyaları yaparım.''dedim.Megaloman ise bana''Neden 45 yerimden?Beni daha fazla bıçaklamaya kıyamıyorsun değil mi?Narin vücuduma kıyamazsın sen benim biliyorum Lastik Çene.''Derin bir of çektim ve milkshake'i eline tutuşturdum.Bana ''Burger King'den milkshake alıp dolapta mı saklıyorsun?''dedi.Ben de başımı olumsuz anlamda salladım ve''Milkshakeler paket halinde var.Sadece karışımı hazırlıyoruz biz.''dedim.O sadece kafasını sallamakla yetindi.Ona''Peki kutuları nereden buldunuz diye sormayacak mısın?''dedim arabasına doğru yürürken.O ise önce alayla güldü daha sonra da ''Eminim saçma sapan şeyler yapmışsındır bu kutuları almak için o yüzden sormuyorum bile.''dedi.Ona ''İlk defa düzgünce konuşuyorduk onu da yine mahvettin Bay Ego.Tebrikler.''Cevap vermedi ve ''Araba şurada.''dedi onların evinin önündeki Porsche'yi göstererek.Ben ''Ben bu arabayı nasıl görmedim şu geldiğim 3 gün boyunca?''dedim.Eylül oradan konuşmaya atladı ve''Muhtemelen garajdaydı Eylül'cüm.''dedi.Berktuğ sürücü koltuğuna oturdu.Biz de arka koltuğa o sırada Eylül'e ''Neye sinirlendin yine?''dedim.Bana ''Hadi ama Eylül.Beni unutup konuşmaya daldın.Ben zaten kimim ki?''dedi.Berktuğ arabayı çalıştırdı ve aynı zamanda da ''Pardon ama onun adı Lizge değil miydi?Neden Eylül dedin?Eylül sen değil misin?''dedi.Ben de'' Aman Tanrım!Ukala ilk defa bu kadar uzun cümleler kuruyor.Ayrıca içinde hiç dalga içerikli bir şey de yok.Tebrikler,tebrikler,tebrikler.''dedim konuyu değiştirmeye çalışırken.Çünkü ukala megalomanın bana Eylül denmesinden hoşlanmadığımı öğrenmesini istemiyordum.Evet,adım Lizge Eylül yani ikinci adım Eylül ama bana Eylül denmesinden nefret ederim.Nedeni yok.Sevmiyorum o ismimi.Eylül'ün kolunu cimcikledim ve ona ''Sakın söyleme Eylül nolursun ya!Sana yeni bir parfüm alırım.''diye fısıldadım.Eylül'ün parfümlere karşı bir takıntısı vardı.Bir dolap-abartmıyorum-parfümü vardı ama yine de almaya devam ederdi.O da bana tamam anlamında kafasını salladı.Berktuğ da bize hala beklentiyle bakıyordu.Ona'Ne'anlamında kafamı salladım.O da''İki saattir bir cevap bekliyorum sizden ama kendi aranızda fısıldaşıp duruyorsunuz.Sorularımı cevaplasanız artık?''dedi.Ben tam cevap verecekken Eylül konuşmaya atladı ve ''Evet,Eylül benim.Ama yanlış anlama.Ona Eylül dememin sebebi onun ikinci adının Eylül olması ve onunsa bu isimden nefret etmesi ve benim de onu sinir etmek için ona Eylül demem değil.Yanlış anlama yani.Ama ben şimdi söylemiş oldum değil mi?''dedi yavaşça bana dönüp dudağını ısırarak.Megaloman gülerken ben Eylül'e kötü bakışlar atmakla meşguldüm.Ona''Parfümü rüyanda görürsün sen aptalak kafa!''dedim.Eylül eğer konuşursa daha fazla sinirleneceğimi bildiği için sustu ve yerine sindi.Ukala megaloman da gülmeyi kesti ve dikiz aynasından bana bakarak''Tamam ama EYLÜL'CÜM.Kızma kıza.Sadece bana seni daha fazla sinir etmek için malzeme verdi.''dedi alayla.Ona ''Önüne bak sen kafasının içinde beyin yerinde ego dolu olan varlık.''dedim.''En azından benim kafam bir şeylerle dolu.Senin kafansa bomboş.''dedi ve bana lafı çakıp önüne döndü.Yaklaşık 5 dakika Berktuğ megalomanının bana dikiz aynasından attığı alaycı bakışlar ve ara sıra bana'Eylül'cüğüm ne kadar güzel bir ismin var'demesiyle geçen yolculuğumuzun ardından parti alanına geldik.Ben hemen arabadan indim ve kapıyı da bilerek sertçe kapattım.Eylül de arkamdan inip koluma girdi ve bana ''Lizliz valla ağzımdan kaçtı.Özür dilerim.Olan oldu artık hem.İstediğini yaparım yeter ki beni affet.''diyerek yalvarmaya başladı.Ben de ''Eylül tamam kafamı şişirme artık.Yeter yani kafa bendeki de.''dedim.Eylül hemen kocaman gülümsedi ve''Affettin mi?''dedi hevesli bir şekilde.Kafamı salladım ve sonra birden ciddileşerek''Ama o megaloman yaratığın eline bir koz daha vermek yok.Tamam mı?''dedim.O da kafasını salladı ve Demir'lerin masasını aramaya başladık.O sırada tam arkamdan biri''Daha gelmemişler.Arayıp sordum.''dedi.Anın verdiği korkuyla yerimden zıpladım.Arkamı döndüm ve Berktuğ'u gördüm.''Serçe parmağını sehpanın kenarına vurasın emi?Flappy Bird'de tam rekorunu kıracakken telefona mesaj gelsin de kuş gebersin emi?Ne diye sessiz sessiz yaklaşıyorsun ya?Ödüm patlayadı.''dedim ve omzuna bir yumruk attım.Bana ''Ben gayette sesli geldim Eylül'cüğüm.Etrafa dalıp da beni farketmeyen sizsiniz.''dedi ve bir masaya doğru yürümeye başladı.Bize de 'Gelin'anlamında bir işaret verdi ve biz de onun peşinden gidip bir masaya geçtik.Yaklaşık 1 dakika sonr Eylül bana yavru köpek bakışları atmaya başladı.''Ne istiyorsun yine başımın belası canım cicim kankam?''dedim.Bana ''Lizge,dans edelim mi?Noluur ya.Çok sıkıldım ben.''Ben de sıkıldığım için ona''Tamam.''dedim.Lizgenin gözleri büyüdü ve kaşları havaya kalktı.Ona 'Ne var?'anlamında kafamı sallayınca bana''Lizliz,hayatımda ilk defa sana bir şeyi yaptırmak için yarım saat yalvarmadan kabul ettin.''dedi ve kocaman gülümsedi.Beraber sahneye çıktık ve dans etmeye başladık.SYSTEM OF A DOWN-CHOP SUEY çalıyordu.En sevdiğim parçalardan biriydi bu parça.Eylül'le deliler gibi dans ettik ve birinci parça bitip diğer parçaya geçildi.Şimdi de MADONNA-BİTCH I'M MADONNA çalıyordu.Şarkının yarısında gözüm bizim masaya kaydı.Demir gelmişti ama yanında bir sarışın vardı.Eylül'ü dürtüp onları gösterdim ve masaya doğru ilerledim.Eylül bir şeyler geveledi ama dikkatimi vermediğim için ne dediğini anlayamadım.Demir beni görünce hemen bana doğru geldi ve ''Bobocuk,nasılsın ya?Çok özledim seni.''diyip sarıldı.Ben de ona sarıldım ve ayrıldığımızda ''İyiyim valla.Hayatım hiçbir değişiklik olmadan devam ediyor.Sanırım tek aksiyonum buraya taşınmak oldu.Haberler sende asıl.Mesela bizi evden almanı engelleyen işin neydi?Yine Selim amcanın şirket işleri mi?''dedim ve gülümsedim.O da küçük çaplı bir kahkaha attı ve ''Benim hayatımda da pek bir değişiklik yok.Ve eğer sizi alamama sebebime gelirsek bir iş değil de bir kişiydi aslında sizi alamama sebebim.O da şu an tam yanımda.''dedi yanındaki sarışını göstererek.Sarışın bana samimiyetle gülümsedi ve''Selam Lizge.Ben Tuana.Demir senden çok bahsetti bana.''dedi.'Pardon da sen kimsin de Demir sana benden bahsediyor yani?'diye düşünürken Demir düşüncelerimi okumuş gibi''Tuana benim kız arkadaşım.Bir işimiz çıktı da o yüzden sizi almaya gelemedim.''dedi.Hee.Tamam o zaman ya.PARDON!KIZ ARKADAŞ MI DEDİ O!Yani bildiğimiz sevgili.Şimdi Demir'in sevgilisi var yani.Kız da güzel ama yani.Hem güzel hem de masum.Tam Demir'e göre.Gözyaşlarımı geri yollamaya çalışırken sesimi düzgün çıkarmaya çalışarak''Öyle mi?Çok sevindim sizin adınıza.Umarım çok mutlu olursunuz.''dedim.Tuana bana gülümsedi ve''Çok teşekkür ederim Lizge.Yani iyi dileklerin için.''dedi.Demir bana döndü ve ''Ee,senin aşk hayatın nasıl gidiyor?''dedi.'Sayende berbat.'diyemedim.Sadece''Özel biri yok.Olmasını da istemiyorum zaten.''dedim.Demir daha fazla üstelemedi ve sanki Berktuğ'un orada olduğunu yeni fark etmiş gibi ona döndü ve ''Abicim kızlarla tanışmışsındır zaten.Umarım Berktuğ'dan memnun kalmışsınızdır kızlar,yani umarım kabalık etmemiştir.''dedi bize dönerek.Berktuğ da kaşlarını çattı ve ''Abicim sanki üründen memnun kaldınız mı diye anket yapan adamlara döndün Demir ya.Ayrıca biz zaten Lizge Eylül'le önceden tanışıyorduk.Değil mi EYLÜL?''dedİ Eylül ismine baskı yaparak.Ama ben şu an onunla uğraşamayacak kadar kötüydüm.Gözyaşlarım kapıda bekliyor bense onları geri kovuyordum.Sadece''Evet,önceden tanışmıştık.''diyebildim ve garsonun getirdiği meyve suyunu bir dikişte bitirdim.Berktuğ Demir'e nasıl tanıştığımızı anlatırken Eylül beni rahatlatmak için sırtımı sıvazlıyor,Tuana ise Demir'le Berktuğ'u dinliyordu.Ben de ikinci meyve suyu bardağını da kafama diktim.Berktuğ doğru düzgün anlatmamıştı aslında.Sadece''Uçakta tanışmıştık.''dedi ve başka konulardan konuşmaya başladılar.Ben 5. meyve suyundayken artık kendimi tutamayacağımı anladım ve''Ben bir lavaboya gideyim.''diyip çantamı aldım ve lavaboya doğru yol aldım.Eylül benimle gelmek istese de onu istemedim.Lavaboda hemen boş bir kabine girip kapısını kilitledim ve hıçkırarak ağlamaya başladım.Ben ağlarken lavabonun kapısı açılıp kapandı ve saniyeler sonra benim olduğum kabinin kapısı tıklatıldı.''Bak,tamam anlatmak istemesen de anlarım ama iyi bir dinleyiciyimdir ve eğer he ne için üzülüyorsan anlatırsan rahatlarsın.''dedi tanımadığım bir kız sesi.Aslında haklıydı.Birilerine anlatmaya ve rahatlamaya ihtiyacım vardı.Kapıyı açtım ve karşıma esmer bir kız çıktı.Kömür gibi saçları ve simsiyah gözleri vardı.Üzerinde vücuduna tam oturan dizinin yaklaşık 5 parmak üzerinde bir elbise ve beyaz kalın topuklu ayakkabıları vardı.Kız çok güzeldi.''Kusura bakma,normalde rahatsız etmek istemem ama o kadar içli ağlıyordun ki dayanamadım.Bu arada ben Aleyna.''dedi kız.Ben de gülümsemeye çalışarak''Ben de Lizge.''dedim.Bana ''Zorla gülümsemeye çalışma sulugöz.Çok belli ediyorsun.''dedi.Ben de ''Aman Tanrım.Beni bu eziyetten kurtardığın için sağol.Gülümseyeceğim diye tüm yüz kaslarım gerilmişti.''dedim.O da kısa bir kahkaha attı ve ''Hadi gel,kayalıklara gidelim ve orada her şeyi anlat bana.''dedi ve elimden nazikçe çekiştirerek beni kayalıkların oraya götürdü.Oturduk ve ''Anlat bakalım.''dedi.Ona 'bir dakika' anlamında işaret yaptım ve Eylül'e mesaj attım.
KİME:EYLÜŞEylüş,ben bir saat kadar ortalıkta olmayacağım.Beni idare et.KİMDEN:EYLÜŞİyisin değil mi?KİME:EYLÜŞMeraklanma,iyiyim.Telefonu çantama attım ve Aleyna'ya her şeyi ayrıntılarıyla anlattım.Çocukluğumuzdan bugüne her şeyi...O da beni dikkatle dinledi ve yeri gelince kaşlarını çattı,yeri gelince güldü,yeri gelince de küfür savurdu.Gerçekten kafa bir kızdı.Her şeyi anlattıktan sonra ona ''İşte böyle.''dedim.Gerçekten de anlatmak iyi gelmişti.Ağlamam kesilmişti ve rahatlamıştım.Aleyna önce biraz düşündü daha sonra bana döndü ve''Yapabileceğin bir şey yok Lizge.Bence her şeyi akışına bırak ve neler olacağını gör.Belki bu sürede Demir değil de başkasının senin gerçek aşkın olduğunu anlayacaksın,belki de Demir senin sonsuzun olacak.Her şeyi zaman gösterecek.Zaman her şeyin ilacıdır derler ya hani.İşte o çok doğru.Aşkını yaşamaya devam et.Ama içinde.Çünkü sizin aranızda zincirleme aşk tamlaması gibi bir şey var yani.Sen Demir'i seviyorsun,Demir de o kızı.Şöyle düşün sen Demir'e nasıl aşıksan Demir de o kıza yani Tuana'ya öyle aşık.Ama eğer ki içimde tutmak çok zor diyorsan sana kağıtları öneririm.Kağıtlar en büyük yardımcıların olurlar,Lizge.''Ona anlamamışçasına baktım ve ''Nasıl yani?''dedim.Bana gülümsedi ve ''Kağıtlar diyorum Lizge,''dedi.''Önüne boş bir sayfa al ve Demir'le ilgili ne hissediyorsan o kağıda dök içini.Sonra da o kağıdı yak ya da buruşturup at.Böylece emin ol rahatlarsın.''dedi.Ona gülümsedim.Bu kız gerçekten çok iyiydi.''Gerçekten sağol be Aleyna.''dedim.O da ''Eğer rahatlamak istersen sarılabiliriz.Solucan'daki Nehir'in de dediği gibi:Sarılmak rahatlatır.''Ona kocaman gözlerle baktım ve ''Yoksa wattpad kullanıcısı mısın?''dedim.''Hayır.''dedi.''Wattpad kullanıcısı değilim.Wattpad delisiyim.Kahkaha attım ve ''Gel de sarılalım o zaman solucanist.''dedim ve sarıldık.Daha sonra onunla kitaplar hakkında konuştuk.O da benim gibi kitap okumayı çok seviyormuş.Ve aynı yaştaymışız.Benimle iğrenç esprilerinden birkaç tanesini paylaştı ve ben de bu esprileri Eylül'e yapmak için aklımın bir köşesine not ettim.Ben de ona birkaç iğrenç espri yaptım ve birlikte kahkaha attık.Ben de ona hayatımla ilgili birkaç şey anlattım ve telefonuna mesaj gelince gitmek zorunda olduğunu söyledi.Telefon numaralarımızı aldık ve haftaya buluşmak üzere sözleştik.Gitmeden önce bana sarıldı ve ''Wattpad'den Siz İstediniz'i okumayı unutma.''diyip gülümsedi ve ayrıldık.Ben de parti alanına doğru yürümeye başladım.Parti alanına gittiğimde bizim masada sadece Berktuğ vardı.Rahatlamıştım şu an.O kadar da kötü hissetmiyordum.Aleyna'nın da dediği gibi zamana bırakacaktım her şeyi ve içimde yaşayacaktım aşkımı.Ne kadar acıtırsa acıtsın.Berktuğ bana seslenince ona döndüm ve ''Ne var megaloman ukala şey?''dedim.Bana sırıttı ve ''Lastik Çene'nin keyfi yerine gelmiş bakıyorum.''dedi.Ona ''Sanane benim keyfimden oğlum.Keyfimin kahyası mısın?''dedim.O da beni daha da sinirlendirmek için''Tamam Eylül,sinirlenme.''dedi.İyi ki Eylül isminden nefret ettiğimi söyledim yani.Şimdi beni sinirlendirmek için kullanır durur bu ismi pislik.Ona dil çıkardım.O ise gözlerini devirdi.Bakışlarımı sahneye çevirdim.HOLLY BROOK-WİNTER İN ME çalmaya başlamıştı ve herkes eşiyle dans ediyordu.Eylül kendine bir partner bulmuştu ve tabi ki Demir'le de Tuana dans ediyorlardı.Şu Tuana'ya sövmek istiyordum ama kızın da bir suçu yoktu ki.Ayrıca kız çok masumdu.Öyle yelloz falan da değildi yani.Bakışlarımı sahneden çevirmeme sebep olan kişi yine Berktuğ oldu''Sana ayıcığını vereceğim,Eylül.''dedi ego yığını.Sanırım bu bugün aldığım en ve tek güzel haberdi.Ama iyi bir haber verdiği halde bana Eylül dediği için sinirlerim hafif bozulmuştu yine.Yine de yüzüme en tatlı sırıtmamı yerleştirdim ve ''Eve dönünce alırım.''dedim.O ise tek kaşını kaldırdı ve ''Sana o ayıcığı karşılıksız vereceğimi düşünmüyorsun umarım?''dedi.Dişlerimi sıktım ve dişlerimin arasından ''Senden.asla.özür.dilemeyeceğim.Ukala''dedim her kelimeye baskı uygulayarak.O da''O özür işini erteledim ben.Daha sonra diletirim nasıl olsa senden.Şimdi senden başka bir şey isteyeceğim.''dedi.Kaşlarımı kaldırdım ve merakla ona bakmaya başladım.O da ciddi bir ifadeye büründü ve ''Benimle dans et.''dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ EĞLENCESİ
ChickLitBen Lizge Eylül.17 yaşındayım.Babamın yurtdışındaki şirketleriyle bir soru yaşandığı için annemin ve onun yeni kocasının-benim deyimimle 'bay yapmacık'-yanına taşınmak zorunda kaldım.Aslında oraya taşınmayı istemiyor değildim.Çünkü orada beni izmir'...