"chan ben rezil birisiyim!" diye sızlanmaya devam etti minho. chan'ın kucağında, bacaklarını da changbin'e uzatmış hâlde boş sahilde avazı çıktığı kadar bağırıyordu. arada bacaklarını sallıyor, changbin'e acı dolu anlar yaşatıyordu.
"çiçeğim, abartmasan mı. üstelememiş bile olayı."
minho bacaklarını bir kere daha vurdu changbin'in karnına. "aynı evde kalıyoruz bu çocukla!" ofladı, sanki yapabilecekmiş gibi chan'ın göğsüne dayalı olan sırtını biraz daha ona yasladı.
"ben geldim." elinde market poşetiyle geri dönen seungmin, gülmekten ağrıyan çenesini tutuyordu hâlâ. zaten markete gönderilmesinin sebebi de buydu, minho; juyeon'la yaşanan dünkü olayı anlattığından beri kesintisiz kahkaha atıyordu.
"bana bak seungmin," parmağını salladı minho. "tek bir kelime daha edersen seni denizde boğarım." ardından parmağını denize doğru yöneltti.
seungmin, minho'nun tavrına kıkırdarken kendini changbin'in kollarına doğru bıraktı. "hyung bak, sana düştüm." changbin'le bir süre birbirine baktıktan sonra beraber kahkaha atmaya başladılar.
"ya sizin ben!" minho oflayarak tekmelerini ikileye savurmaya başlayınca chan onu belinden tutup iyice kendine çekti ikiliden uzaklaştırmak için.
minho eve gitmeye utandığında için gecenin bir saatinde sahile gelmiş, bir şeyler içmeye karar vermişlerdi. minho'nun ağzındaki baklayı sonunda çıkarmasının üstünden neredeyse 1 saat geçmişti ama seungmin hâlâ ilk anki gibi sırıtıyordu.
"chan şunlara bir şey de!" elini, gülmeyi anca durdurabilen ikiliye doğru savurdu.
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
orospular kaynaşıyor
felix manita yaparsa hayat biter
felix, jisung, jeongin ve siz
jisung aldıgım bılgılere gore felıx datelere akıyormus
haftalık eglencemızı de cıkardık yarın bomba gıbı baslıyoruz
siz pazar sabahımız başlamış bile hemen havadisleri alıyorum
NE FELIX DATEE Mİ ÇIKMIŞ
jeongin story falan atmamış
jisung benım o kabıle hayatından kalma seylere ıhtıyacım yok