Sabah arkadaşım Martinanın sesiyle uyandım.
"Kızım kalk artık ucağa gecikicez"
bazen bu kızın aptal olduğunu düşünüyorum.
"Martina biz özel uçağımızla gidicez ya. Türkiyeye gitmeye bu kadar hevesli olduğunu bilmiyordum"
"Zuhal Bodruma yılar sonra yine tatile gitmeye sabırsızlanıyorum"
"Tamam Martina sakin ol kalktım hemen hazırlanıcam"
Hızla yataktan kalkarım ve banyoya giderim. Bavuları falan dün hall etiğimiz için 1 saate evden çıktık.
Bu arada ben Zuhal Bozok, Bozok aşiretinin ağası olan dedimin tek kız torunuyum ve en küçük torunuyum. Ama dedimi fazla görmuş birisi değilim çükü dedem babamı yıllar önce onun dediği kızla evlenmeyi red edip annemle evlendiği için babamı evlatlıktan red etmiş. Açıkcası bu durum pekte umrumda değil çükü aşiret havası kaldıracak durumda değilim. Dedem beni ve abimi ara sıra amcamdan sorardı, özeliklede tek kız torunu olan beni. Babam annemle İstanbulda tanışmış ve ilk görüşte anneme aşık olmuş. Annem Rizenin hırçın kızı babamsa Sivasın delikanlı yiyidosu.
Benimse 21 yaşım var ve İtalyada yaşıyorum. Burada universite okuyordum ve şimdide universite arkadaşım Martinayla birlikte Türkiyeye Bodruma tatile gidiyorduk çünkü neden olmasın?
Hava alanına varınca bir kaç koruma bize uçağa kadar eşlik etti. neden bu kadar korumam var ve bu kadar zenginim diye sorarsanız çükü ünlü biririyim. Bazı ünlü markaların modeliyinide yapmışlığım var.
Uçağa bindikten sonra uzun bir yolculuğun ardından Bodruma varmışızdır. Uçaktan inince bizi bekleyen arabaya bineriz. Martina evden çıktığımızdan beri çok heycanlıydı. Bodrumdaki evimize varınca kendimi koltuğa attım.
"Zuhal biraz dinlendikten sonra etrafı dolaşalım mı?"
"Harika bir fikir hem bir kaç storyde paylaşırız insanlar öldüğümü sanmadan."
İkimizde söylediğim şeye güleriz. Yarım saat sonra evden çıkarız. Üzerime hazır Türkiyeyede gelmişken ayrıca bu sezonun şampiyonu canım takımım Galatasarayın formasını giyerim. Sahilde Martinayla dolaşırken Martina bir yerlere bakarak konuşur.
"Şu adama baksana aşırı yakışıklı ve çekici değil mi?"
Martinanın baktığı yöne bakınca şaşırırırm.
"Baksana bize doğrumu geliyor?"
Martinanın dediği şeyi kafamı salıyarak onaylarım ve gülmeye başlarım çünkü gördüğü kişi benim çoçukluk arkadaşım Barıştı. Evet arkadaşlar tahmin ettiğiniz futbolcu olan Barış Alper Yılmaz. Yanımıza gelince ona sarılırım. Martinaylada tanışırlar. Barış bizi bira içmek için davet eder ve bira içerken hayatımızı konuşuruz. Martinanın Barıştan etkilendiğini anlamamak mumkun değil arkadaşlar. Martinanın işine yarayacak bir soru sormak gelir aklıma.
"Eee Barış varmı gönlünü çalan biri?"
"Yok ya. Daha öyle birisiyle tanışmadım. Peki sende varmı birileri?"
"Bende de yok. Öyle sap sap geziyoruz bizde Martinayla"
Baya muhabet ederiz. Barışla Martina çok iyi anlaşmaya başlamıştı. Bir süre sonra kalkarız ve eve gideriz. Eve varır varmaz kendimi yatağa atarım ve uyurum. Yarın bizi eğlence bekler.
Bölüm sonu. Umarım beğenirsiniz. oy vermeyi ve fikirlerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kazayla(Mert Hakan Yandaş)
FanfictionBu kaza hayatımın en büyük hatsımıydı yosa en iyi kararımıydı.