3 - Stalker?

61 10 4
                                    

Bir süre sonra içeceklerimizi aldık ve kafenin karşısındaki sahilde yürümeye başladık.

Hava kararmaya başlamıştı ve gün batımı çok güzel görünüyordu buradan.

"Chilla's cafe.. " diye söyleniyordu yanımdaki Heeseung kaşları çatık bir şekilde.

"Bir sorun mu var Hyung? " dedi Niki.

"Bura daha önce haberlere çıkmamış mıydı sanki? "

Bir süre hepimiz düşündük. Kaşlarımı çattım ve onlara döndüm.

"Evet. Hatta haber.. Buralarda bir stalker olduğu ile ilgiliydi.. "

Bu dediğim ile hepsi durdu. Havanın tamamen kararması sebebi ile akşamın karanlığında birbirimize bakıyorduk.

Jake, arkasını döndü ve kafenin olduğu tarafa bakmaya başladı. Arkasını tamamen dönüp kafeye ilerlemeye başlayınca bizde onu takip etmeye başladik.

Merdivenlerden tırmandık ve elimizdeki karton kahve bardaklarını çöpe atıp kafeye ilerledik.

"Kapalı" dedim kapıdaki yazıya bakarak.

"E o za-" derken Jake, kafe ile başka bir bina arasındaki sokaktan bir çanta ile o ferah, nane kokulu galiba beta olan çıktı.

Jake dikkatli ve sessizce onun takip etmeye başladı.

"Ulan! Jake.. Seni bir daha tasmasız çıkarırsam.. " diye söylendim kendi kendime.

Yanımdaki Heeseung ve Niki ile sessizce arkalarından ilerlemeye başladık.

"Diğer ikisi? Onlar nerede-" derken Heeseung o galiba beta olanın çıktığı yerden çıkan, sohbet ederek yürüyen iki omegayı gördük.

Onlar da bir süre yürüdükten sonra pamuk şeker kokulu yavaşça bize bakmış, bu yüzden çilek kokulu da bize dönmüştü.

Bir süre birbirimize bakarken yürüyen pamuk şekerin söylediği ile gülmemek için zor durdum.

"Ne bakıyon?! Bok mu var?! "

Biraz da olsa dayanamayıp gülmüş ve konuşmuştum.

"Hayır. Hayır bok yok.. Güzellik var.. "
Diye mırıldandım sonda.

Bu sırada onlar yanımıza gelmişti iyice. Çilek kokan konuştu.

"Siz geçen karşılaştığımız kişilersiniz.. Ama bir kişi yok galiba? "

Doğru lan. Jake nerede aq. Peşinden gitmek için gidip, kafasını keser, göle atarlar bunun.

"Harbi Jake Hyung nerede lan! " dedi Niki.

Hepimiz birden yandan gelen seslere bakmak için kafamızı çevirdiğimiz de o ferah nane kokulu galiba beta olanın Jake yumruk atıp yere serdiğini gördük ve hemen oraya koşmaya başladik.

****

Sunoo ve Jungwon çantalarını toplarken benim erkenden çıkmamı, hemen arkamdan geldiklerini söylemişti.

Ben arka personel kapısından çıktım ve evin yolunu tutmaya başladım.

Bilerek yavaş yürüyordum çünkü buralarda stalker olduğu haberleri doğruydu ve o ikisini tek bırakmak istemiyorum.

Ama erken gitmessem de 'sen bize güvenmiyorsun' diye trip atıyorlardı ki onların tripleri asla çekilmez oluyor.

Ben yavaş yavaş yürürken arkamdan ayak sesleri duydum. Çaktırmadan arkaya baktığımda siyah sweatshirt giyen birinin beni takip ettiğini gördüm.

Adımlarımı biraz hızlandırdığımda kolumu yakaladı.

"Bi-"

Tam konuşacağı zaman refleks ile arkamı döndüm ve sert bir şekilde yüzünün ortasına yumruk attım.

Galiba biraz fazla sert olacak ki anında yere çakıldı.

Tanımıştım bu çocuğu. Bu çikolata kokulu, geçen ve bugün karşılaştığımız çocuktu.

Tam kalkmasına yardım edecektim ki onun arkadaş grubundan, Jungwon'un çarptığı çocuk yakama yapıştı.

"Derdin ne lan senin?! "

Aralarından en uzunları ve Jungwon bizi ayırmaya çalışırken yumruk attığım konuştu.

"Jay dur! Benim hatamdı! "

Bunu demesi ile beni bırakması bir oldu ama sinirli  bakışlarını üzerimden çekmedi. Sunoo ve Jungwon hemen yanıma geldi ve adının Jay olduğunu öğrendiğim kişiye aynı şekil bakmaya başladılar.

Ben biraz eğildim ve yerde oturmuş olan yumruk attığım şahısa elimi uzattım.

"Özür dilerim. Eğer sen olduğunu bilseydim yapmazdım. "

Bir süre boş boş elime baktı ama düşüncelerinden ayrılmak için kafasını iki yana sallayıp elimi tuttu ve kalktı.

"Asıl ben özür dilerim. Kolunu öyle tutmamalıydım. Ama kendiniz kadar güzel bir yumruk attınız-"

Son dediğini fark etmiş olmalı ki yanakları biraz kızardı ve biraz başını eğdi şaşkınlıkla.

Yanındaki arkadaşları da şaşırken ben hafif güldüm.

"Teşekkürler ama vurduğum yer biraz kötü gözüküyor. Özür olarak yarın size kahve ısmarlayabileceğimi düşünüyorum. Hem tanışabiliriz de. Değil mi? "

Benim vurduğum şahıs dona kalırken galiba Jay'di onu ayıltmaya çalışıyordu. En uzunları konuştu.

"Ne diyelim ki? Teşekkürler. Yarın Chilla's cafe de görüşürüz o zaman. "

Biz üçümüz onun dediğine gülümsedik.

"İyi geceler o zaman. " dedi Sunoo ve en uzunlarına göz atıp yürümeye başladı.

"Tekrardan özür dilerim. " dedim ve Jungwon ile yürümeye başladık.

Onlar da ters tarafa yürümeye başladılar.

"O değilde kolumu tutunca ödüm bokuma karıştı amına koyim"

__________

Bölüm sonuna geldiikkk

Nasıl buldunuz?

'The closing shift' oynayan var mı? 🥲
Favori korku oyunlarımdandır. Chilla's cafe ve stalker konusu orada geçiyorau ve bende dedim ki 'neden böyle bir şey olmasın?? '

Sonraki bölümler için fikirleriniz varsa yazabilirsiniz

Ve tek bir isteğim var ve yaparsanız cidden mutlu olurumm
Lütfen hayalet okuyucu olmayın..

Emeklerimin karşılığını almak istiyorum

GÖRÜŞÜRÜZ!!

Enhypen {Omegaverse}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin