0.5

11 7 18
                                    

"Organlara gelmemiş ben pansumanı yaptım ama yinede dikkat etsin birkaç gün." Melissa üstünkörü durumunu anlattığında odadaki üç kişi onu dinlemekle yetinebildi. Kadın etrafa göz gezdirdikten sonra odadaki oğlunu dışarıya çağırmıştı. "Sen benimle geliyorsun, konuşmamız gerek!" Melissa kendi çocuğu olmamasına rağmen yeterince endişelenmişti ve biricik oğluyla artık hesaplaşması gerekiyordu. Onu yeterince uyarmıştı çocuğu tehlikeye atmamaları için ne de olsa annesi ona emanet etmişti. -ölmeden önce- iyiki babasının daha haberi yoktu ve bulunan cesetler onu bi süreliğine oyalayabilirdi.

"Vahşi alfalar tarafından parçalara ayrılmadığımız için şanslıyız. O kadar çarpıştıktan sonra kaçmalarına inanamıyorum." Peter sohbet açmak için atılmıştı. "İnanamayacağımız daha saçma durumlar var" Peter yeğenine yaklaşıp ne gibi dermişce kaşlarını havalandırdı, az çok tahmin edebiliyordu. "Mesela siz neden orda değildiniz.."

Buna verecek net bir cevabı yoktu. Gidipte yeğenine yıllar önce terk ettiğim ve şuanda babası olduğumu kabul etmeyen kızımla tartıştığımız için gelemedik diyecek hâlde değildi.  "Kurt adam olmamız süpersonik bir hıza sahip olduğumuz anlamına gelmiyor." Bunu demesiyle köşeye sinmiş yeğeni hızlıca doğrulmuş ve kırmızı gözleriyle birlikte amcasına doğru yürümeye başlamıştı. "Bak gerçekten elimizden geldiği-" bir anda gözlerinin önüne gelen pençeyle konuşması kesildi. "Ölebilirdik. Ölebilirdi?!" Öfkeli bir nefes verip amcasından uzaklaştı çünkü aksi takdirde iyi şeyler olmayacaktı.

"Alt tarafı 1 km uzaktaydınız. Kurt adamlar için kısa bir mesafe. Ormandaki kurt adam kokusunu aldığın an tetikte olmalıydın!"
Amcası gerginde olsa her zamanki rahatlığıyla yeğenine cevap verdi. "Adamların kurt adam gibi değilde ceset gibi koktuğunu bilmiyorsun sanki"

Derek'te bunun üzerine düşünmeye başladı. Ceset kokuyorlardı ve başında onları fark edememe nedenide oydu. Her şey cesedi bulduktan sonra yerine oturmuştu. Onca zaman boyunca sadece 500 metre ötedeki kulübede onları bekliyorlardı. Şimdi elinde sadece kendisi için yaralanmış bir genç vardı.

"Yinede olmanız gereken yerde değildiniz." Peter bu sözlere karşı diyecek lafı olmadığından ayağa kalkmayı tercih etti. Son kez hasta yatağındaki oğlana baktı, ardından odayı terk etti.

***

Peter'in gidişinden sonra geçen iki buçuk, bayılmasının ardından geçen 14 saatin ardından Stiles uyanmaya başlamıştı. Önce yüzünü buruşturmuş sonrada giderek genişleyen görüş alanı sayesinde hemen yanındaki sandalyede oturan adamı fark etmişti. Sapasağlam olduğunu görünce rahatlamıştı. Sonrada elini karnına götürmüş ve yarasını kontrol etmişti. Fazla acı hissetmiyordu, sızlasada abartı değildi. Demekki acımı almış diye düşündü.

Derek'se suçluluk duygusu sayesinde oluşan dalgınlığından çocuğun uyandığını fark edememişti. Gözünü ona çevirmesiyle uyandığını fark etti. Hemen doğrulup yaklaştı. "Stiles uyanmışsın iyi misin" Stiles'ta hafifçe doğrulup cevap verdi. "İyiyim ne oldu o ikisine" adam homurdanarak neler olduğunu anlattı.

***

"Kaçtılar yani" bu kötü olmuştu. "Evet.." Derek biraz düşündükten sonra çoktan sorması gereken soruyu sordu. "Neden bunu yaptın" Stiles cevap vermeyince daha açık oldu. "Neden beni kurtardın?" Kumral çocuk biraz daha doğrulup cevap verdi. "Çünkü sende beni kurtarmıştın." Derek homurdandı. "Ben bir alfayım, güçlüyüm, korurum, kollarım, iyileşirim. Peki ya sen canının fazlasıyla yanacağını ve bizim gibi iyileşemeyeceğini bile bile niye kendini riske atarsın?"

Stiles bunun karşısında sustu. Şimdi gelipte ölmenden korktum diyemezdi. Ya da sen pençe yerken yüreğim çok sızlıyordu, sussun diye yaptım falan. Her zaman yaptığı gibi aklını kullanarak bahane üretecekti. Doğru sayılabilcek ve kimyadan kalabilmesi için her şeyi yapan Bay Harris'in bile inanacağı bir bahane.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 3 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

~Sığındığım tek limanım sensin~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin