0.3

16 8 17
                                    

Ben yokken -yaralı olduğum süre zarfı boyunca- okula yeni bir edebiyat hocası gelmiş ve kadın ister istemez içimi ürpertiyor. Tamam dersini gayet iyi ve akıcı anlatıyor arada bizi eğlendirmek için bir şeyler yapıyor ama yinede içimdeki hisler beni yanıltmayacak gibi hissediyorum. Yarama -yaralarıma- hafifçe ağrı girdiğinde yüzümü buruşturdum.

"Stilinski" hemen ağrım yokmuş, sızlanmıyormuşum gibi "efendim" dedim. "İstersen erken çıkabilirsin" yanılıyor muyum acaba çünkü şuan beni dersin kalan 28 dakika 53 saniyesinden mi -evet saydım- kurtarıyor? Belki de hislerim beni yanıltıyordur çünkü melek suratına rağmen şeytan olduğunu düşündüğüm kadın âdeta benim iyliğimi düşünüyordu. "Teşekkür ederim hocam" çantamı aldığım gibi dışarı fırladım. Sanırım hislerimde yanılıyorum. Eh Lydia içinde bir zamanlar yanılmıştım.

...

Okulun -şükürler olsun ki- bitişinden sonra Scott'la buluşmak için veterinere doğru jeep'i sürmeye başladım. Canımın içi arkadaşım sanki fazla zekiymiş ve her dersten geçebiliyormuş gibi öğleden sonrayı açıkça asmıştı. Hiç değilse asmasının nedeni önemliydi. Orda düşünmeye başlamamak adına şimdiden nasıl kurtuluruz ne yaparız diye düşünmeye başlayacaktım ki teyitten gelen sesi duyunca dikkatimi oraya verdim.

"Ormanda iki ceset bulunmuştur!!!
Ormanda iki ceset bulunmuştur!!!
B2 Ekip üyeleri oraya yönelsin!!!"

Alfaların yaptığını bilmek için tahmin etmeye gerek yoktu. Şansıma ormandan geçiyordum ama hayır  girmeyecektim. Çünkü bu defa kurtulma imkanım 1 milyonda bir falan. Hele de bu yaralı halimle neredeyse hiçbir şansım yok. Yol boyunca başka bildiri olmaz umuduyla teyibi kapattım ve rahat bir şekilde gidebilmeyi umdum, her ne kadar vicdanım buna izin vermese de.

---

Veterinere vardığımda gözüme ilk çarpan şey dışarıdaki ekstra olan  arabaydı. Bizim ekipte böyle bir arabaya sahip kimse yoktu. Kimdi ki. Jeep'ten indiğimde arabayı daha yakından görebildim. Ama akşam olduğu ve fazla ışık olmadığı için yine pek bir çıkarımda bulunamadım. Ama yinede aklıma biri geliyordu. Kapıyı açıp içeri girdiğimde sandığımdan daha fazla kişiyle karşılaştım. Örnek olarak birbiriyle gülüşerek konuşan İsaac ve Scott'la. Gerçi konu İsaac ise bu normaldi. Saniyesinde şakıyordunuz, yüzünüzde güller açıyordu. Birde odanın sağında avcı gözleriyle etrafa bakan bir Sarı bela ve onun aksine duygusuz görünen Boyd vardı.

"Selam deaton" Tabi diğerleride varlığımdan haberdar oldu.
"Hoşgeldin Stiles" Derek, Malia, Peter ve diğer sürü üyelerinde burda olucağını nereden bilebilirdim. Tabii hemen Scott'ın yanına geçtim. "Stiles, hastanede bir ceset bulunmuş" kaşlarım çatıldı.

"Ormanda da 2 ceset bulunmuş" Bu konuşma bitsin ben Scott'a sorarım onlar neden burada diye. Gerçi bana yardım ettiklerini ve birlikte hareket edebileceğimiz, alfalara karşı yan yana savaşabileceğimiz bir sürüyse -umuyorum ki- belkide gelmeleri iyidir ve ben paranoyak olmayı bırakmalıyım.

Lydia'nın endişeli yüzünü görünce gerçekten endişelenmemiz gerektiğini anladım. "Bir ceset daha olucak.. hastaneden" durum o kadar kötüydü yani, Lydia kötü görünüyordu. Kolumu beline sardım rahatlasın diye. Kafasını omzuma yasladı, fazla düşünmesini istemiyorum çünkü ne kadar canı yandığını herkesten iyi biliyorum.
Tam etrafa bakarken Derek'in bana onu gördüğümden beri çatık olan kaşlarını daha fazla çatarak baktığını fark ettim. Boğazını temizlerek diğerlerinde dönüp konuşmaya başladı.

"2 ay önce buraya geldiler. Şimdiden 11 kişinin ölümüne sebep oldular. Muhtemelen güç için katlediyorlar. Hastane, orman, kafeler fark etmiyor. Onlar için neresi olduğu ya da öldürdükleri kişiler önemli değil. Sürüleri 8 kişiden oluşuyor. Bradley, Bobby, Micheal, Aiden, Ethan, Enis, Kali ve sürü lideri Deucalion. Hepsi alfa. Yaşadıkları yeri ya da aralarından birini yakalarsak durdurabilme ihtimalimiz var"

~Sığındığım tek limanım sensin~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin