tre

800 84 15
                                    

merhaba çiçeklerim, bu bölümü okurken Cem Çınar - Sevmekten Başka açar mısınız

iyi okumalar 💓🧚‍♂️





Bazen duygularını kabul etmek zor geliyordu Semih'e. Bir de bu kişiye abi diyip en güvendiği kişi olunca daha bir zor geliyordu.

Semih, yıllar sonra bulmuştu güveni ve bu güven sayesinde ortamı da olmuştu. Kaybetmekten korkuyordu işte. Yıllar sonra bulmuşken, birden kaybetmesi daha da acı verirdi.

Belki de tek kişiyi kaybetmek istemiyordu. Barış Alper Yılmaz'ı. Abisi Mert sayesinde tanımıştı onu. İlk başlarda çekinse de Barış Alper, Semih'in güvenini kazanmıştı ve bir şekilde aşık etmişti kendisine.

Belki de aşk değildi bu hisleri. Belki de Barış'ın şefkatine muhtaçtı. Bilemiyordu işte. Semih için bilememek o kadar korkunçtu ki ağlamak istiyordu. İlk kez tattığı bu duygular çok ağırdı.

Son zamanlarda Barış'a çok kırgındı. Onu sevdiğini hissettiği andan beri çok kırgın bakıyordu.

Semih anlaşılmak istiyordu. Neye sinirlendiğini, neyin kırdığını, neye üzüldüğü anlatmak istiyordu Barış'a. Barış anlamıyordu işte. Ya anlamıyor ya da anlamak istemiyordu. Oysaki Semih tüm her şeyi anlatmıştı, anlaşılacak şekilde. Barış'ın anlayacağını sanmıştı bir umutla çünkü Barış hep anlardı Semih'i, anlamamıştı.

Barış severdi Semih'i ama arkadaşı, kardeşi anlamda.

Şimdi de Barış ve Semih tek kelime etmeden sarılıyorlardı daha doğrusu Barış sarıyordu onu.

Barış'ın da son zamanlarda aklı karışıktı. Semih'in niye birden böyle yaptığını anlamıyordu. İlk başlarda uzaklaşmıştı sonra da soğuk davranmaya başlamıştı. Bilemiyordu belki de kendisine öyle geliyordu.

Barış kafasını göğsüne bastırmış çocuğa baktı. Üzgündü Semih, neye üzgündü ya da neye sinirlenmişti bilmiyordu ama kendisine olduğunu biliyordu. Barış her ne kadar belli etmese de o da üzülüyordu Semih'le asla böyle olmak istemiyordu.

Barış kollarını biraz gevşetip çocuğu kaldırmıştı. Kızarık mavilere bakınca içi sızlamıştı. Ağlaması iç çekişlere dönen Semih ise merakla bakıyordu karşısındakine.

Barış, "Gidelim mi artık? Çok geç oldu." dedi, Çocuğa bakarak. Semih ise telefonunu açıp saatte baktı. Saat nerdeyse 3'e geliyordu. Semih gözlerini yerden kaldırmadan "Gidelim, Barış abi. Abim merak etmiştir şimdiden." dedi.

Barış, kafasını kaldırmadan yürüyen çocuğun omzuna kollarını atıp yanına çekmişti. Bu hareketiyle Semih'in kalp ritmi hızlanmış, nefesini tutmuştu. Barış kendisinden kısa olan sarışın çocuğun saçlarından öpüp "Seni kırdığım için özür dilerim Balım. Ona söylediğim cümleye bu kadar kırılacağını bilemiyordum. Bir başkasına demem bir daha Cicom diye." diye konuşmuştu.

Semih'in ağladığı için kızaran gözleri ise şimdi parlamıştı. Böyleydi işte en ufak bir şeye kırılıp, en ufak bir sözle kırgınlığı geçmesi. Fazlasıyla benimsiyordu Barış'la olan her anı, her konuşmayı.

Semih titrek sesiyle "Söz mü?" diyerek heyecanla bakmıştı Barış'a. Barış ise anında değişen ortama rahat bir şekilde nefes verip gözlerini mavilere dikip "Söz." demişti.

Semih kendisini tutamayıp, kıkırdamıştı. Biliyordu. Barış verdiği her sözü tutardı.




Tıkandım bir yerde, yazamadim 😔😔
umarim begenisiniz ballarim 😘💓




Ha bir de bu garibani takip eder misiniz 😔😔😔











dünya unutsun bizi | barsemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin