Sebastian içkisinden yudumlar içeriye Johnson ailesinin girdiğini görmüştü, bakışlarını onlarda gezdirdiğinde istediği kişinin orada olmadığını gördü.
"Daisy neden yok?"
Richard bakışlarını ikizine doğru çevirirken elindeki bardağı masanın üzerine bıraktı.
"Arthur tartıştıklarından bahsetmişti."
Yanındaki babası konuştuğunda ikizlerin bakışları doğru ona doğru döndü, ne konuda tartıştıklarını tahmin etmek pek zor değildi ama kadının burada olmasını istemişti.
"Daisy'e senin kadın versiyonun diyebiliriz diye düşünüyorum Sebastian."
Adam babasına göz devirirken ceketinin iç cebinden telefonunu çıkarıp ailesinden ayrılıp terasa doğru ilerledi, korkuluğa yaslandıktan sonra rehbere girip bakışlarını ekranda gezdirdi. Doğru olup olmayacağını düşünürken derin nefes aldı, kadını sıkmak istemezdi.
"Arayabilirsin ama gelmeyeceğine eminim."
Duyduğu sesle hızla doğrulduğunda Arthur'un yanına gelmiş olduğunu görünce telefonu cebine atıp adama doğru döndü.
"Gelecek sanıyordum."
"Gelecekti ama biraz tartıştık."Sebastian ellerini cebine atarken adama ne olduğunu tabii ki sormadı ama kavgalarının ana sebebini tahmin edebiliyordu, Arthur sessizliği bozdu.
"Ben yokken Daisy'nin yanında olduğun için teşekkür etmeye gelmiştim."
"Kendiliğinden gelişen bir şeydi ve bunun için teşekkür etmenize gerek yok."
"Daisy ikizi Elena'ya göre biraz daha dik başlıdır bu yüzden belayı çekiyor diyebilirim, Elena onun yanında olduğunu ve eski sevgilisi Bill'e karşı savunduğunu söyledi. Bunu yapmak zorunda değildin."Adam bakışlarını manzaraya doğru çevirirken Arthur'u cevapladı.
"Önemli değil, yapmam gerekeni yaptım."
Yavaşça içeriye adımlayıp içeriye girdiğinde herkesin yavaş yavaş yerlerine oturmaya başladığını gördü, kapı açıldığında içeriye Crescent ve Henry girmişti. Bakışları arkadaşlarının üzerinde dolanırken kapı tekrar açılmış ve her zaman giydiğinin aksine beyazlar içerisinde Daisy girmişti.
Kadın salona göz gezdirdikten sonra doğruca bar kısmına doğru ilerlemeye başladığında Sebastian bakışlarını yanına doğru gelen Arthur'a çevirip alayla güldü ve o da bar kısmına ilerledi, Daisy tek kolunu bar masasına yaslarken elbisesiyle uyumlu olarak beyaz satenden yapılmış ve dirseklerine kadar uzanan eldivenli elini masaya koydu.
"Margarita lütfen."
Sebastian kadının yanında durduktan sonra konuştu.
"İki tane olsun."
Kadın bakışlarını yanına gelen adama çevirdikten sonra onu baştan aşağıya süzerken Sebastian doğruca kadının gözlerine baktı. Elbisesine zıt olarak her zaman kullandığı siyah renginden yapılmış olan göz makyajıyla adamın kadına hayran olmaması neredeyse imkansızdı.
"Baban gelmeyeceğini söylemişti."
Kadın gülerek barmenin uzattığı içeceğini eline alıp bir yudum içtikten sonra konuşmaya başladı.
"Sanılanın aksini yapmayı severim."
Sebastian bakışlarını açılan kapıya doğru çevirdiğinde içeriye giren kişiyi görünce güldü.
YOU ARE READING
Bloody Necklace
General FictionAdam yavaşça elini kadının giydiği elbisenin açıkta bıraktığı bacağına koyup yukarıya doğru kaydırırken kadın bakışlarını adamın mavi gözlerine çevirdi, nefesini tutarken konuşmaya başladı. "Çek elini, uygun ortamda değiliz." Adam kadına inat elin...