⇝23' hoşlanıyorum

587 112 72
                                    

AY YETİŞTİM YETİŞTİM

off çok yorgunum ve hızlı hızlı yazıcam diye bok gibi yazdım özüe dilerim😭

yalnız ben minsungu 2 ficimde de ev arkadaşı yazdım cidden ev arkadaşı oldular aq

manifest works çocuklar<3

Heyecandan kendi kendimi yiyordum.

Minho yarım saat önce eve gelmiş, koridordan düz geçip kendi odasına girmişti ve tekrar belirtmem gerekirse yarım saattir odasından çıkmıyordu. Ne yaptığına dair en ufak bir fikrim olmamasına karşın biraz da seviniyordum çünkü heyecanımı yenmeye ihtiyacım vardı fakat yenemiyordum işte. Odamda oturmuş, stresten bacaklarımı sallaya sallaya onun gelip kendini affettirmesini bekliyordum, kafayı yiyecektim. Ciddi anlamda kafayı yiyecektim.

Onun beni inandırmasına gerek yoktu aslında. Soobin'e ondan hoşlanabilme ihtimalimi yazdığım zaman çoktan ona inanmıştım. O kızla bir şeyler yaşamadığını, bunun sadece aptalca bir yanlış anlaşılma olduğunu biliyordum. Ama onun çabasını görmem gerekiyordu, Soobin'e kalsa bana aşık olan Minho böyle yapardı çünkü. Bana kendini inandırırdı. Buna ihtiyacım olduğunu ise o ana kadar fark edememiştim.

Oturduğum yerden aniden kalkıp göz kararmamı geçirdikten sonra odamda bir oraya bir buraya dolanmaya başladım. Heyecandan tırnak etlerimi yiyor, söyleyeceğim şeyleri kekelemeden nasıl söylerim diye kendi kafamdan hesap yapıyordum.

Tam kapıya döndüğüm sırada ise kapının üç defa tıklatılması kalp ritmimi bozmuşken onun "Gelebilir miyim?" diyen sesiyle olduğum yerde duraksadım.

Kapıya doğru hızlı adımlar atarak kapıyı açtım ve karşımda onu gördüm. Aynı benim gibi, kafası karışık ve ne yapacağını bilemez bir halde kapımın önünde dikiliyor, kafasını hafifçe eğmiş yüzüme bakıyordu.

"Selam." dedi sessizce. Dudaklarında minik ve masum bir gülümseme vardı.

"Selam." diye karşılık verdim ben de. Sonra da odaya girsin diye bedenimi yana kaydırdım ve onun yavaşça odama adımlamasını izledim.

Masamın önüne kadar geldi fakat sandalyeye oturmadı, bana dönüp elindeki şarj aletimi masama yavaşça bıraktı. "Şarj aletini getirdim."

"Teşekkürler." 

Sadece birbirimize bakarken yarım saniye oluşan sessizlik bir ömür gibi gelmişti adeta. En sonunda kızarmamak adına gözlerimi ondan kaçırdığım vakit sanki uykusundan uyanmış gibi irkilip boğazını temizledi ve konuştu. "Jisung, ben cidden o kızla bir şeyler yaşamadım. Sana kendimi nasıl inandırabilirim bilmiyorum fakat kanıt olsa gösterirdim. Böyle bir şeyin kanıtı da olmaz gerçi..."

"Aynen." dedim odamın duvarlarında gözlerimi gezdirirken. Ona bakmamaya yeminli gibiydim. 

"İnanıyorsun bana değil mi?" 

"İnanmalı mıyım?" dedim şüpheyle. Her ne kadar iç sesim inanmalısın diye bağırsa da yine de onun çabalamasını görmek istiyordum.

"Sana yalan söylemem." dedi emin bir sesle. Dudaklarındaki minik gülümseme kaybolmuştu.

Düz bir ifadeyle bana bakışını izledim ve "Daha önce söyledin. Haerin ile yatma konusunda." diye üstüne basa basa konuştum.

"Haerin'i senin yanında görmek istemediğim için öyle söylemiştim. O olay tamamen farklı." dedi. Yavaşça bana yaklaşıp tam önümde durduğunda boyu benden hafif uzun olduğu için başımı kaldırmak zorunda kalmıştım. 

closer ζ minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin