-Burada okuyacağınız herşey Sanji'nin Zoro'ya ithafen konuştuğu fakat kimsenin bu konuşmaları, O'nun acı dolu haykırışlarını duymadığı bir iç sesten fazlası değildir-
•
•
•
•Sevgilim...bu günler içimde az da olsa bir umudun oldugu son günlerim olabilir. Zaman kavramını yitirdim. Şuan saat belki sabah 4 civarıdır. Bilmiyorum...durmadan akıp giden düşünceler beynimi uyuştururken bilincimin hâlâ açık olan tek kırıntısı bana senin o güzel yüzünü, daima tatlı gelen çatık kaşlarını ve onunla uyumlu; sanki tüm duyguları içinde toplayan koyu gözlerini hatırlatıyor.
Kahroluyorum...Gözlerin kara bir delik misali
Korkardım bakmaya
Ne kelimeler yeter anlatmaya
Ne de benim gücüm...***
Sevgilim... şuan senin boş mezarının yanındayım. Yaklaşık 3.30 saattir buradayım. saymadım ama tahminen 48. sigaramı yaktım. Hasta olacağımı biliyorum ama kimin umrunda ki?
İçimde beni kavuran bir sıcaklık varken, dışarıdaki dondurucu soğuğu hissedemiyorum...Mezarının İçinin boş olduğunu bilmek beni rahatlatmıyor. Nasıl rahatlayabilirim ki? Yaşayıp yaşamadığını bile bilmezken... Şimdi istiyorum ki yağmur yağsın. Artık akıtamadığım göz yaşlarının kalbime verdiği ızdırabı susturur belki yağmurun o sarhoş eden kokusu, belki olmayan göz yaşlarımın yerini alırlar yağmur damlaları...?
Ölüm kılıçtan Keskin
şimşekden daha hızlı gelir derler
Öldüğünü düşünüp
Ruhum parçalanırken
Ölmediğini düşünüp sevinemiyorum
Hem ölmek istiyor,
Hem de yaşamak istiyorum...
Belirsizliğin içinde kayboluyorum
Lütfen bana geri dön sevgilim...***
Uykusuz geçirdiğim uzun gecelerden biriydi, kalktım ve dışarı çıktım. Daha fazla evimizde- ah... Evimde durmak istemiyorum. Daha birkaç ay önce içinden hiç çıkmak istemediğim, tek gerçek ailem olan senin kollarında huzur bulduğum bu duvarlar şuanda bana işkence etmekten başka hiçbir şey yapmıyor.
Anılar; garip bir kavram
Güzel bir anıyı hep saklamak isterken
Kötü bir anıyı silip atmak istiyoruz
Sevgi ve nefret kavramları kadar zıt bir ikilem...
Siz sevdiğiniz kişiden nefret edebiliriz misiniz?***
Kendimi hiç bilmediğim sokaklarda dolanırken buldum yine. Gerçi o evden daha çok dışarıdaydım artık. Ve biliyormusun hayatın bile benim üzerime kumar oynadığının bir delili karşımda şuan.
Karşımda duran yaşlı ağaçla anılar zihnime fışkırıyor adeta.
O günü hatırlıyor musun sende?
Beraber verdiğimiz sözü peki?
Bir gün demiştin... Bir gün ben ansızın gidersem ne yaparsın?
Sorduğun soruyla duraksamıştım ve sonra böyle bir şey olsa bile senin yine kaybolmuş olacağını gelip seni nolursa olsun bulacağımı söylemiştim gülerek.
Sonra bana bakıp sende güldün çatık kaşlarına zıt bir şekilde, burukça...
Sonra dedin ki bana söz ver...
Bana hep inanacağına dair söz ver...
Sorgulamadım, altında bir sebep aramadım, sadece söz verdim.
Buna karşın yine güldün.
Gerçekten o an böyle olacağını bilsem bende gülermiydim acaba?
Gözlerim yanıyor artık fakat ağlayamıyorum.
Çünkü biliyorum ki içimde senin için ölen bir parçam var ve bu parçam nolursa olsun geri geleceğini söylüyor. Sana inanıyorum...
İster istemez yine seni düşünürken buluyorum kendimi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Son Kayboluşundu //ZOSAN//
FanficOne shots okumayi ve zosan ı kesinlikle seviyorum birden yazma perilerim geldi ve sonuc...