"Jennie burdamısın?" kapımın yavaşca tıklanmasıyla kendimi bir hışımla banyoya attım,tanrım beni böyle görse her halde ömrünün sonuna kadar dalga geçerdi.
"Alooo kime diyorum Jen?"
"Öldünmü lan"
Sesimin ağlamaklı çıkmamasına özen göstererek konuşdum."Ne var?" musluğu açarak yüzümü yıkamaya başladım"Giriyorum bak"
Kapının açılma sesi ile işimi daha çabuk hal etdim,aynaya baktığımda göz altı torbalarımın şiştiğini gördüm.
"Banyodamısın?"
"Evet"
"Ben gidiyorum ev sana emanet"
Duyduğum cümlelerle banyodan ışık hızıyla çıkdım."Pardon?""Aşağıda 3 cü dünya savaşının çıkdığının farkında değilsin sanırım"
Kaşlarını çatarak elini ensesine atıp kaşıdı "Yani?"
"Lan başlatma şimdi yanisinede ebesinede hiç bir yere gitmiyosun otur oturduğun yerde"
Aniden çıkışmamla şaşkına dönmüşe benziyodu "Tamam lan ne bu sinir"
"Yok bir şey"
"Ha yani yok olan halin buysa sağol canım ben var olanını almıyayım"
"Zorlama istersen hmm"
Bana şüphe dolu bakışlar atarak yatağıma oturdu,ellerini arkadan yatağa sabitliyerek sorgular bakışlar atmaya devam etti.
"Yok yok var sende birşey,çıkar bakayım ağzındaki baklayı"
Garipser bakışlar atarak konuşdum "Ağzımda baklava olduğunu kim söyledi"
Göz devirerek derin bir nefes aldı ve sahte olduğu belli olan bir gülüş yayıldı suratına
"Ha ha ve ha gülmekden koltuğu kemirdim,ne şakacı kızsın sen ya"
"Bana bak-"aniden tüm evin içinde yayılan cam kırılma sesi ile lafım yarıda kesilmişdi.Biz daha ne olduğunu anlamadan ikinci bir sesde geldi,bir kaç saniye boş boş bir birimizin suratına bakdıktan sonra odamın kapısını açarak verdivenlere doğru yönelirken Jungkookun dev gibi vucuduna çarpmamla bu eylemim başarısız oldu.
"Boş ver,her zamanki halleri"
Ona 'ciddimisin' dercesine bakış attım
"Ne?? Niye öyle bakıyosun oraya gidersen olanın sana olacağını gayet iyi biliyosun"
Haklıydı.
Olan bana olucak ortada suçsuzken suçlu durumuna düşücekdim.Odaya doğru adımlarken Jungkook da benimle birlikde içeri girdi ve kapıyı kapattı.Makyaj masamın önündeki pufun üzerine oturarak elimi açık bırakdığım kahve rengi saçlarımın arasına daldırdım ve bir kaç telimi çekiştirdim.
"Kim bilir yine ne için kavga etti- BİR DAKİKA"
Sonlara doğru sesini yükseltmesiyle bakışlarımı yerden ayırıp suratına bakdım.
"Taehyung dimi"
İsmini duymamla tüm sinir hücrelerim gerilmeye ve lanet kalibim hızla çarpmaya başladı.
Göz devirdim ve ayağa kalkdım "N-ne alakası var"
Ellerini beline yerleşdirerek 'aynen' dermişcesine bir bakış attı.
"Tabi tabi külahıma anlat sen bunları ne yaptı o piç yine' ağzımı açmama izin vermeden çokdan küfür yağdırmaya başlamışdı bile.
"O piçe oksijen veren ağacın yaprağını sikeyim ben,dalyarak sik kafalı,götüne yıldırım düşer de üç gün alev sıçar inşallah"
Gözlerimi büyüterek bakmaya başladım
"Aa ama yok artık yani,seninde fantezi alanın baya genişmiş ya"
Sinirli bir bakış attığında elimle ağzıma hayalet bir fermuar çekiyomuş gibi yapdım
" Bu sefer ne yapdı?"
Histerik bir gülüş atdım "Klasik Kim Taehyung işte beni umutlandırarak yarı yolda bırakdı yine"
Jungkook beni kendine çekerek sıkı sıkı sarıldı
"Bak Jen sana bir abi tafsi-"
"Abimi? benden önce doğdunda benimmi haberim yok"
"Ya bi lafımmı kesmesene mk şurda iki dakika ciddi bir şey anlatıyorum"
Gülmek isteğime karşı gelemeyerek güldüm
"Ne gülüyosun kızım ya,ne diyiceğimide unuttum bak şimdi" dudaklarını büzerek söylediği cümleye biraz daha güldüm
Aniden gıdıklanmaya başlamamla gülücüklerim bu sefer kahkahaya dönüşmüşdü
"J-jung,J-jungkook yeter" kolunu ısırmamla inleyerek beni cimcikledi ve odadan bir hışımla çıkdı.
"Allah belanı versin Jungkook" arkasından elime geçen ilk şeyi fırlattım.
Yastığım yeri boyladığında utanmaz utanmaz hala kıkırdıyodu.
"Geri zekalı yastığımı ver bari"
"Yooo"
Yatakdan kalkarak yastığa taraf yürüdüm,mecbur yine kendim alıcakdım.
Biraz Jenkook kardeşliği okuyun istedim diğer bölümler baya bi kavgalı olucak.