Önceliklee söylemek istediğim bir şey var @capelli_ bu kitabı yazmam konusunda destek verdiğin için,daha sonra birde kapak tasarımını yaptığın için ve ne zaman hikaye veya herhangi bir konuda başım sıkışsa yardım ettiğin için teşekkür ederim 🥹 özellikle bu hikayede daha geçende konuştuğumuz gibi bazen çok zorlanıyorum çünkü düşüncelerimi aktaramıyorum bu konuda yardımcı olduğun için apayrı teşekkür ederim 💗🥹🌼
Cüneyd dün akşam saatler boyu düşünmüştü bir çıkış yolu bulması gerekiyordu zeynepini orda yapayalnız bırakmasının yanısıra, annesinin ihaneti de ağır geliyordu Annesi çok sevdiği dedesini kullanarak onu istanbul'a göndermişti ama olmuyordu işte yapamıyordu cüneyd. Burda tekkenin duvarları üzerine geliyordu adeta burda geçirdiği her bir dakika bir azaptı sanki.
En sonunda, tüm bu düşüncelerini bir nihayete erdirmiş ve kararını vermişti. Memlekete dönecekti, Zeynep'ine dönecekti tabi birde bu yalan için annesine hesap soracaktı.
Şimdi ise sabah namazını kılmış, hava yeni yeni aydınlanırken tekkenin bahçesine çıkmıştı. Biraz hava almak iyi gelir,diye düşünmüştü.
Gözlerini kapattı sıkıca, temiz havayı çekti içine gökyüzünde süzülen kuşların cıvıltıları etrafta yankılanırken, uzun süre sonra ilk defa huzurlu hissediyordu
Hafifçe araladı gözlerini, kuşlara baktı cüneyd severdi kuşları, annesinin dediği gibi koruduklarına inanırdı
Bir süre sonra , etraftaki bağırış sesleri ile kaşlarını çattı. Neler oluyordu? Sabah sabah bu sesler normal değildi... geldiği ilk günden olay çıkmış olmasına şaşırdı belkide buranın normaliydi bu kim bilir...?
Bu seferde amcasının bağırdığını duyduğunda adımlarını oraya doğru yöneltti
"Hasbünallahü ve ni'mel vekil"
Korkarak atıyordu adımlarını. Halbuki zeynep'in de dediği gibi, annesi ona korkmamayı öğretmişti öyleyse neydi bu hissettiği...?
Derin bir nefes aldı ve korkusunu geri plana atarak yürümeye devam etti.
Dedesinin odasının önüne geldiğinde ise gördüğü manzara,hiç beklemediği bir şeydi. Dedesi bir sedye ile tekkeden çıkarılıyordu o hengamede görebildiği kadarıyla dedesinin bilinci kapalı, yüzü solgundu.
Dün iyi gördüğü dedesi nasıl oluyorda şimdi bu haldeydi?
Cüneyd ne yapıcağını şaşırmış, öylece olan biteni izlemekteydi. Hasna yengesi ve feyza'nın hıçkırıkları ağlama sesleri,amcasının çaresizliği ve etraftaki kargaşa dolu sesler, cüneyd'i rahatsız ediyordu kalbi ağrıyor,huzursuz hissediyordu..
Küçüklüğünden beri çok sevdiği dedesi,şimdi gözlerinin önünde hastaneye kaldırılıyor lakin cüneyd'in elinden hiç bir şey gelmiyordu
Önce zeynep kayıp gitmişti ellerinden...şimdi ise dedesi. Sıradaki kimdi peki? Sırada hangi sevdiğini kaybetmek vardı?
Dedesi ambulans ile tekkeden çıkarıldıktan sonra,olaylar oldukça hızlı gelişmişti. Amcası,yengesi ve kuzeni feyza ile birlikte ambulansın peşinden hastaneye gelmişlerdi şimdi
Normalde kum saati gibi akıp giden zaman bulundukları ortama inat ağır çekimde ilerliyor gibiydi. doktorların çıkıp bir şey demesini bekliyorlardı.kim bilir kaç saattir burdalardı...cüneyd'in ise geldiğ zaman duyduğu tek şey dedesini acil bir şekilde yoğun bakıma aldıklarıydı.. amcası sadi hüdayi bu bekleyişten sıkılmış ve babasına bir şey olcağı korkusuyla bir doktorun yanına gidicekti... Sonunda doktor yoğun bakım odasından çıkmıştı ,herkes ayaklanmış doktorun söyleyeceği sözleri bekliyordu
YOU ARE READING
açelya
FanfictionAçelya çiçeği hüznün, kavuşamamanın, imkansızlığın, ayrılığın ve acının olduğu kadar sevginin, ihtirasın, aşkın, masumiyetin, tutkunun ve gerçek aşkın simgesidir