...
2 gün sonra,
"Minho beni aradı. Bana bir şey söyleyecek misin anneciğim?"
"Ne söyleyeceğim canım? Demek ki beğenmiş seni."
Felix kafasını iki yana sallayarak gülmüş, daha sonra annesinin yanına oturmuştu.
"Minho'nun asker olduğunu bilmiyordum." Seaun nefes vererek konuştuğunda Felix dudaklarını birbirine bastırdı.
"Asker olduğunu bilsen, buluşma ayarlamaz mıydın bize?"
"Ayarlamazdım tabii ki!" Diyerek yükseldiğinde Felix annesine bakakaldı. "Asker eşi olmanın zorluklarını yaşadım, hâlâ yaşıyorum. Beni geçtim, sen bir asker çocuğu olmanın zorluklarını gördün Felix. Kendi çocuğuna bunu yaşatmak ister misin?"
"Babamla evlenirken asker olduğunu biliyordun anne..."
"Evet, biliyordum ama o zaman ikimizde cahildik. Abine hamile olmasaydım biraz daha zaman geçirerek tanıyacaktık birbirimizi. Ben hamile kalınca değişti işler ama iyi ki hamile kalmışım, iyi ki evlenmişim babanızla."
Felix'in yanaklarını sıktıktan sonra öptü. "İyi ki benim oğullarım olmuşsunuz siz." Felix'in gülüşleri yükseldiğinde annesi de güldü.
"Peki, Minho ile birlikte olmaya karar versem, ne dersin?"
"Hiç bir şey. Bu senin hayatın bebeğim. Benim, kendinin yaşadığı zorlukları bildiğin halde birlikte olursan bir şey demem, kimseye de izin vermem."
Felix annesinin göğsüne sokulurken bir süre öyle kaldılar. Felix annesinden ayrılmak istemedi, ellerini bile gevşetmedi.
"Abini geçtim ama senin evlenmeni hiç istemiyorum. O alfa bozuntusu Hyunjin'in dibinden ayrılmıyor, bıraktım onu artık ama seni nasıl bırakacağım hiç bilmiyorum."
"Anne benim evlendiğim falan yok."
"Olsun. Minho ile görüşmeye başlarsan ona da söyle, en az beş yıl sonra evlenebilirsiniz."
Felix annesinin şaka yaptığını bildiği için gülmeye başladı. Seaun da güldüğünde Felix onun göğsünden kalktı.
"Yazın evlenmek istersem?"
"Yersin kıçına terliği!"
Seaun'un ayağını kaldırdığını gören Felix hızla kaçarken terlik salon kapısına denk gelmişti. Felix kapının açıldığını duyduğunda istemsizce oraya koştu. Babası kapıyı açar açmaz ona doğru atladı.
"Baba!"
Koskoca albayın yüz ifadesi anında değişirken Felix'i hafifçe kaldırdı. Oğlunun saçlarını durmadan öperken Felix kıkırdıyordu.
"Bende biraz kardeşime sarılabilir miyim ya? Özledim çünkü."
Felix Chan'ın sesini duyduğu an ayrıldı. Abisi bir haftadır görevde olduğu için konuşamamıştı onunla. Chan kendisine atlayan bedeni kucağına alıp kapıyı kapattı. Felix onun boynuna sımsıkı sarılırken Chan salona ilerliyordu.
Jungmin salon kapısında gördüğü terliği eline alıp ilerledi. Terliği eşinin ayağı altına bırakıp alnını öptü onun.
"Abiş, sana bir şey söylemem gerekiyor."
"Söyle güzelim."
Felix abisinin kucağından inip babasıyla annesinin arasına oturdu. Jungmin onu göğsüne çekerken oraya yerleşti.
"Annem beni biriyle tanıştırdı."
Chan ve Jungmin'in aynı anda tek kaşları kalktı. Felix hiç beklemeden devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dazzling light | minlix
FanfictionFelix ve Minho, annelerinin ısrarıyla birbirleriyle tanışmak zorunda kalmıştı.