Bugün günlerden cuma ve güzel bir Texas sabahı. sanki yeni bir hayata başlarcasına. Çünkü bugün üniversitemin son günü tezlerimi bitirdim ve bugün hayatımın dönüm noktası diyorum herneyse hemen odamdan çıkıp banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkayıp üstümü değiştirdim. Aşağıdan mis gibi krep kokusu geliyor evin her yerini sarmış annemin o al yanaklarına öpücük koyup günaydın diyorum hemen babam nerde diyorum baban'ın bugün biyolog arkadaşlarıyla toplantısı var erken çıktı bende birazdan onlara katılacağım tatlım kahveni sen alırmısın toplantıya yetişmem lazım bu arada bugün için bol şans. Teşekkürler anne . Benimde bir an önce çıkmam lazım bukadar emek verdikten sonra şu tezleri teslim etmeliyim diyorum. Annemin özenle yaptığı kreplerden biraz yiyorum ama geç kalmamam lazımdı.Ceketimi ve anahtarımı alıp hızla çıkıyorum üniversite evimizin 9 10 km kadardı. Kırmızı jantlı bisikletime atlayıp bir sporcu gibi bisikleti sürmeye başlıyorum.Sorun okulun içine girmek değil sorun okulda rektörlüğe gitmek.Rektörlük binasına geldiğimde ise elim buz kesmişti sanki bu sıcak havada ellerimin soğuk olması normal değildi çünkü korkuyordum . Sınıf arkadaşlarımda bir kaç kişi benden önce gelmişti ve selamlaşıp biraz konuştuk onlarla aynı duyguları paylaşıyorduk.Herkesin ismi okunuyordu içimden ne olur ismimi söyleme ne olur ismimi söyleme diye tekrarlarken birden John Wilson diyor görevli içimden kötü bir his geçiyordu yavaşça odaya girdim ve heyeti selamladım.Hemen söze analitik kimyama giren bir profösör başladı.Çok başarılı bir öğrencisin Wilson.Tez konun ise muhteşem.Bu kadar dahiane bir proje bazı profösörlerden bile çıkmaz.Ama sen zor olanı başardın ve sabrettin.Okulunu birincilikle bitirerek mezun oldun tebrik ederim diyor.Hemen yanında oturan rektör ise tebrikler Wilson senin gibi zeki bir öğrencinin mezun olması nekadar güzel gelecekte senden büyük şeyler bekliyoruz dedi ve üzülerek girdiğim oda artık benim sevincimle dolmuştu .
Profesör : Son olarak Wilson akşamki partide görüşürüz. Dışarıya çıktığımda ise bir hüzün kapladı içimi keşke 1 hafta önce Newyork'ta kaybettiğim canım arkadaşım Aaric de yanımda olsaydı diye düşündüm onun ölmesi bence çok trajikti herkesi şaşırtmıştı çünkü bir gripten böyle bir şeyi kimse beklemiyordu.Okul çıkışı hemen mezarlığa gittim ve mezarın yanında bir bayan vardı kim olduğunu sorup kabalık etmek istemedim daha sonra benim geldiğimi gördü ve oradan uzaklaştı daha sonra Aaric'e dua ettim ve giderken o bayan yanıma geldi ve Aaric'in arkadaşımısın diye sordu ve bende evet kardeş kadar yakındık dedim daha sonra bana bir yerde birşey ısmarlamayı teklif etti benimde bugün işlerim çok yoğun dedim ama çok ısrarcıydı lütfen diyince kıramadım yarım saat dedim ve yakınlarda bir cafeye gittik.Ortam çok loştu duvarlarda cam kırıkları vardı mekan güzeldi. Daha sonra hanımefendiye kim olduğunu sordum oda adının Pietra olduğunu söyledi ve bende John dedim.Buyrun dinliyorum dedim ve anlatmaya başladı.Ben Aaric'in halasıyım babasıyla yıllar önce kavga ettik ve şuanda görüşmüyoruz.Şuanda sen düşünüyorsun bunları neden anlatıyor diye; daha sonra sana güvenebilirmiyim gerçekten dedi. Evet dedim ve tekrar konuşmaya başladı. Boğuk bir sesle biz Aaricle bir proje yapıyorduk bunların olmasını istemedim dedi ve oracıkta ağladı herkes bize bakıyordu bende biraz sakinleştirdim ve tekrar başladı bunun olmasını istemedim herşey yanlış gitti dedi ve bende ne projesi neyle alakalıydı dedim Beta projesiydi hükümetle birlikte bir ortak yapılmış bir proje bende hemen atlıyorum ne hükümeti ne projesi anlatsana diyorum ve başlıyor anlatmaya Newyorkta bir laboratuvarımız vardı hükümet olası bir salgına karşın uygun bir panzehir araştırması yapıyorduk ama işler kötü gitti laboratuvardaki deneklerden bazıları kısa süreli işe yaradı diğerlerinde ise vücutları ne kadar dayanabilirse açlık ve susuzluğa okadar yaşadılar bazıları ise ölümsüz gibilerdi yaşayan bir zombi gibi dedi ve sözlerine devam edemedi ağlamaktan daha sonra hesabı ödedikten sonra onu masadan kaldırdım ve taksi ile evine götürdüm bana telefon numarasını verdi ve daha sonra aramamı istedi. Bende tamam dedim aklımda değişik sorular vardı demekki Aaric'in sürekli Newyork seyahatlerinin nedeni buymuş dedim ve evin yolunu tuttum eve geldiğimde süpriz bir parti beni bekliyordu annem babam akrabalarımız ve can dostu arkadaşlarım yanımdaydı biraz pasta yiyip eğlendik ve babam beni yanına çağırdı bana bir hediyesi varmış çok merak ettim acaba neydi ? Son model bir mercedes beklerken bana bir zarf uzattı ve hepimizin hayatı bu dedi babam.Çok merak ettim fakat okulumun mezuniyet balosunda olmam lazımdı rektör birini davet ettiyse bu önemli birşey demektir gitmemek ayıp olurdu.Üstümü değiştirdim ve saçıma şekil verdim arkadaşlarım dışarda beni bekliyordu hadi John herkez seni bekliyor hadi diyorlar bir yandanda tezahüratlar yapyorlar bende hemen indim ve birlikte balonun yolunu tuttuk.Artık herşeyden şüpelenir oldum. Hayat gözüme çok değişik gelmeye başlamıştı yıllardır herşeyimizi beraber yaptığım arkadaşım bugün aramızda olabilirdi ama yoktu bunun sorumluları hesap vermeliydi derken parti alanına ulaştım. Daha sonra Clarke ve Bellamy dışarıda üzgün bir şekilde konuşuyorlardı.Yanlarına gittiğimde bana birşey anlatmak istediklerini söylediler.Biz Aaric'e ne olduğunu biliyoruz dediler. Size kim söyledi dedim . Clarke'ın annesi hükümette üst düzey bir milletvekili idi. Clarke : Annem'den zorla öğrdendim dedi.
Ben bağırarak nasıl böyle bir şeye göz yumulabilir buna göz yumamam dediğim anda lütfen sessiz ol diyerek sakinleştirmeye çalıştılar.Partide gözükmem şarttı.Rektör beni görmeliydi.İçeri girdiğimde çok harika bir yıl sonu partisi vardı ama ne eğlenecek güç nede istek vardı. Rektör beyle kısa bir sohbet ettikten sonra bana çok önemli bir şey için yarın sabah 8 de ofisine gelmemi istedi peki efendim diyerek yanından ayrıldım.Daha sonra Clarke ve Bellamy ile beraber yaptığımız küçük bir ağaç ev vardı hep beraber oraya gitmeye karar verdik. Dışardan ağaç ev olduğuna bakmayın. İçerisi hayatınızda görebileceğiniz en iyi Homelab'ı dır. Güvenlikte cabası 1.Seviye retina okuyucusunun bulunduğu dört kişilik giriş kapısında artık üç kişinin kalması çok kötüydü. Hep birlikte kafalarımızı cihaza yerleştirip retinalarımızın aynı anda okunmasını bekliyorduk. Her zamanki gibi Bellamy ile ilk seferde bu işi başaramıyoruz sürekli gözlerini kırptığımız için aynı anda biraz zor oluyor. Herneyse retinalarımız tarandıktan sonra kapı açılıyor içeriye giriyoruz ve koruyucu giysiler ile dezenfekte olmamız gerekiyor onun için koruyucu elbiselerimizi giyip dezenfekte oluyoruz ve sonunda o muhteşem ve aşık olduğum o ses duyuluyor hepiniz CBS Homelab'a hoşgeldiniz Clarke John ve Bellamy. Herkesin kendisine ait odası var ve ortak labaratuvar da var ben artık yorulduğum için kendi labaratuvarıma geçiyorum ve artık test aşamasındaki projelerimi kontrol ediyorum . Bu evi yöneten yapay zeka cihaz ise bildiğim kadarıyla Türkiye'de METU'de de bulunan nar adında hesaplama gücü çok yüksek olan bir bilgisayar komut dizini ile çalışan bir yüksek ağ kapasitesine sahip bir program niteliğine sahip olan bir tür yazılım. Bana neden çok üzgün olduğumu sordu bende olan biteni anlattım ve banada hak verdi. Projeler hakkında bilgi vermemi isteyip istemediğimi sordu bende şimdilik hiçbirşey istemediğimi söylüyerek dirseklerimi masanın üstüne, ellerimi ise başıma dayıyarak öylece sessiz bir şekilde durdum. Hiç farkında olmadan sabaha kadar uyuyup kalmışım saat 7.15 ti. Nasıl olsa burada kaldığımız zamanlar için giysi ve yiyeceklerimiz her zaman vardır. Hemen jean ve t-shirt'ümü üstüme çekip kahvaltı için ortak lab.'a gidiyorum. Bi bakıyorum ki kahvaltı çoktan hazırlanmış ve onlar önceden kahvaltılarını yapmış ve birde görüntülü not bırakmışlar . Biz sabah koşusuna çıkıyoruzz. Çok güzel olmuş enfes kahvaltının başına oturmadan önce haber kanallarına bakıyorum ve her yerde aynı haber olası bir zombi saldırısı olursa Amerikan Hükümetinin vereceği tepkiyi sormak istiyen düzinelerce gazeteci . Ve tv'yi o an kapatıyorum . Moralimin daha çok bozulmasına müsade etmeden önce İndila'nın o meşhur şarkılarından biri olan Derniere Dans şarkısını açıp espresso ile birlikte dinliyorum. Kafamdan bazı şeyleri ne kadar da atmak istesem atamıyorum o olaylar hala aklımda Aaric'in halasının anlattıkları, Aarice olanlar .... Herşey. Artık kafayı sıyıracak duruma gelmeden saatin 7.45 olduğunu görüyorum ve acil çıkıyorum. Rektörlük çok yakındı ağaç eve . Hemen rektörün odasının bulunduğu bölüme gidiyorum ve görevli : Rektör bey sizinle görüşmek istiyor dedi.Odanın içi çok aydınlıktı ve her yer maundan yapılmaydı. Rektör: lütfen otur dedi be görevliyi çağırıp birşeyler içip içmeyeceğimi sordu.İkimizde aynı anda soda dedik ve güldük. Artık asıl konunun konuşulması gelip çatmıştı.John biliyoruz yakın zamanda çok yakın bir arkadaşını kaybettin bu konuda hepimiz çok üzgünüz lakin okulunun bittiğini ve artık iş hayatına atılmanın zamanının geldiğini sende biliyorsun.Hocam diyorum ve lütfen sözümü kesme diyor .Benim sana güzel bir teklifim var. Hem burada yükseköğrenimine devam ederken aynı zamanda hoca ve projelerine ek destek alacaksın tabiki buna 4000 $ dahil. Hocam teklifiniz için gerçekten minnettarım lakin biraz dinlenmek ve okula ara vermek istiyorum lütfen anlayışla karşılayın. Peki lakin teklifim hala geçerli unutma ve ailene çok çok selamlarımı ilet .
Herşey için teşekkürler hocam.
Daha sonra yürüye yürüye eve geliyorum. Babamın bana bıraktığı zarfı okumak istiyorum lakin o anda aklımda rektör beyin hala söyledikleri duruyor ve bi an düşüncelere dalıyorum. Bi anda dünyadan bi anlık kopmuşken ev telefonu çalıyor ve telesekretere düşüyor hemen koşarak telefonu açıyorum ve annemin sesini duyuyorum annem mektubu açmamı ve bir an önce hazırlanıp istiyor ve ben ne nasıl diye sorular sormaya başlıyorum. Lakin telefon kapanmıştı ve hemen koşa koşa zarfı açıp okuyorum---